Orman ve Su
İşleri Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü
Türkiye’nin yaban hayatına darbe vuracak önemli bir karar aldı. 1 Mayıs-15
Aralık tarihleri arasında, aralarında 15 ayı, 109 yaban keçisi ve 4 çengel
boynuzlu dağ keçisinin de bulunduğu yaban hayvanlarının avlanmasına yeşil ışık
yaktı. Orman Bakanlığı çeşitli illerde ihaleler açarak, en yüksek parayı veren
av turizmi acentelerine belirlenen sayıda hayvanı vurma hakkı veriyor.
Acentelerde bunları çoğu yurt dışından gelen avcılara satıyor. ‘Av turizmi’ adı altında yapılan bu
katliam aslında yeni değil, benzer hata geçmiş yıllarda da tekrarlandı. Avcılar
masum hayvanların kellesi için pazarlık yapıyor, hükümet de onların ölüleri
üzerinden para kazanıyor. Bu yıl listeye korumakla yükümlü olduğumuz bozayı ve
çengel boynuzlu dağ keçileri de eklendi.
Bazı illerde
ihaleler tamamlandı. Ayılar için 10 bin
lira, yaban keçileri içinse 6 bin lira gibi ihale bedellerinden bahsediliyor.
Bazı illerde ihaleler henüz yapılmadı. Listede sadece ayılar veya yaban
keçileri yok. Kızıl geyik, ceylan, yaban koyunu da var. Türkiye’nin yaban
hayatının ne kadar sembolü varsa eli kanlı avcılara satılıyor. Bu ihalelerin
hemen iptal edilmesi, avcılığın da tümden yasaklanması gerek. Türkiye’de kimse
aç kaldığı için avlanmıyor, avlanmanın bahanesi yok. Nasıl bir zevkse, o zevk
için hayvanları öldürüyorlar.
Hükümetin ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a, Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na ve bu kararın altına imza atan tüm yetkililere buradan açık açık soruyorum.
Hükümetin ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a, Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na ve bu kararın altına imza atan tüm yetkililere buradan açık açık soruyorum.
·
Tıkır
tıkır işleyen ekonomisiyle övündüğünüz Türkiye, 15 ayının öldürülmesinden kazanılacak
150 bin liraya muhtaç durumda mı?
·
Türkiye
ekonomisi bu kadar kötü durumdaysa, kimseye zararı dokunmayan bu hayvanları av
turizmine feda etmek yerine basit tasarruf tedbirleriyle ‘ihtiyaç duyulan’ bu para karşılanamaz mı? Makam araçlarından,
milletvekili maaşlarının bir bölümünden feragat edilebilir ya da Ankara’da sadece bir ailenin kaldığı, aylık
masrafının 21 milyon TL’yi bulduğu ‘Aksaray’ denen yapı boşaltılabilir. Bunlar,
ceylanları vurdurup ölüleri üzerinden para kazanmaktan daha onurlu bir davranış
olmaz mı?
·
Doğada
özgürce yaşayan hayvanlar hangi seçimde sandığı gidip size oy attı? Onların
yaşamları üzerinde karar verme hakkını size kim verdi?
·
Bu ülkede yaşayan ayılar, koyunlar,
keçiler, geyikler ve bitkiler hükümetin malı mı? Bu ülkede her şeyi sattınız sıra keçilere,
geyiklere mi geldi?
·
Türkiye’nin yaban hayatı sadece avcılara
mı ait? Bizim gibi
vergisini ödeyen vatandaşların yaban hayat üzerinde söz söyleme hakkı yok mu?
Çoğu yurt dışından gelen avcılar bu ülkenin vatandaşlarından daha mı üstün?
·
Türkiye’de
kaç tane bozayı, kaç tane yaban keçisi, kaç tane çengel boynuzlu dağ keçisi var
biliyor musunuz? İşin cinayet tarafı bir yana, elinizde kesin rakamlar olmadan
bu türlerin vurulmasıyla ilgili nasıl karar alabiliyorsunuz? Söz konusu
türlerin soyunun tükenme tehlikesi altında olup olmadığını gösteren bir envanter
çalışmanız var mı?
Son sözüm de
avcılara. Elinizde son model tüfekler, dürbünler ve teçhizatla bu savunmasız
hayvanları vurunca kendinizi ‘kahraman’
mı sanıyorsunuz? Elinizdeki silah sayesinde diğer canlılardan üstün olduğunuzu
mu düşünüyorsunuz? Beşiktaş’ta sokak köpeğini tekmeleyen polisle elinde tüfek
ayı peşine düşen avcılar arasında bir ortak nokta var. Sizler aslında yoksunuz.
Var olan sadece coplar, tomalar ve av tüfekleri. Geride kalan ise kocaman bir
hiçlik.
***
Çanakkale Çevre Platformu 8-10 Mayıs tarihleri
arasında 2. Kazdağları Buluşması’nı gerçekleştiriyor. Kazdağlarını tehdit eden
madenler, termik santraller ve farklı çevre sorunlarının tartışıldığı kamp,
Türkiye’nin dört bir yanında gelen doğa dostlarını ağırlıyor. Ayrıntılı bilgi: www.kazdaglaribulusmasi.com