Özgür Gürbüz-BirGün/25 Haziran 2015
11
Mart 2011’de meydana gelen Fukuşima nükleer kazası nükleer enerji konusunda
Japonya ve dünyadaki dengeleri değiştirmeye devam ediyor. Kazadan önce elektrik
üretiminin yüzde 30’una yakınını nükleerden sağlayan Japonya’da üç yılı aşkın
bir süredir nükleer santrallerden elektrik üretilmiyor.
Bu
durumu değiştirmek isteyen nükleer endüstri üç yıldır kapalı durumdaki nükleer
santrallerin en azından bir kısmını çalıştırmak istiyor. Halkın tepkisi,
yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimi ve yeni yasal düzenlemeler bu
süreci geciktiriyor. Nükleer santral işletmecilerinin bazıları yeniden
çalıştırılmayı beklemek yerine mevcut nükleer reaktörleri kapatmaya başladı. Dört
Japon şirketi beş nükleer reaktörünü bir daha çalıştırmamak üzere
kapattıklarını Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na bildirdi. Böylece ülkede çalışabilir
durumdaki nükleer reaktör sayısı da 43’e düştü. Dünyanın ABD ve Fransa’dan
sonra en çok nükleer reaktöre sahip ülkesi Japonya’da Fukuşima kazasından önce
54 nükleer reaktör çalışıyordu.
Fukuşima
Nükleer Santrali’nde meydana gelen kaza sonucunda santraldeki altı nükleer
reaktör kullanılamaz duruma gelmişti. Radyasyon nedeniyle girilmesi yasak
alanda bulunan bir başka nükleer santraldeki dört reaktörün de bir daha
çalıştırılabileceği düşünülmüyor. Buna rağmen, işletmeci TEPCO firması henüz
resmi kapatma kararı almadığı için bu dört reaktör hala çalışabilir reaktörler
listesi içinde yer alıyor. Aslında Japonya’da çalıştırılabilir durumdaki
nükleer reaktör sayısı 39.
Fukuşima
nükleer kazası sadece Japonya’daki enerji dengesini değil dünyada nükleer
enerjiye bakış açısını da değiştirdi. Nükleer enerjiden 2022 yılına kadar
tamamen çıkma kararı alan Almanya son dört yılda 17 nükleer reaktöründen
sekizini kapattı. Almanya gibi nükleer karşıtı bir tavır almayan ülkelerde de
güvenlik tedbirleri ve diğer enerji kaynaklarının daha ucuza elektrik üretmesi
benzer sonuçların görülmesine yol açıyor. Yeni nükleer reaktör yapmayan ancak
mevcut reaktörlerle yola devam kararı alan İsveç’te de iki reaktörün ekonomik
nedenlerle kapatılması gündemde. E.ON firması, Oskarshamn santralindeki iki
reaktörün ilkinin 2017-2019 arasında, ikincisinin ise 2020’ye kadar kapatılmasına
yeşil ışık yaktı. Santralleri işleten şirketin (OKG) küçük ortağı Finlandiyalı
Fortum şirketi bu karara karşı çıksa da son karar bu yıl sonunda alınacak ve
büyük ortak fikrini değiştirmezse ülkedeki reaktör sayısı 10’dan sekize
düşecek. İsveç’te hükümetin Almanya gibi nükleer santralleri kapatma kararı
yok. E.ON aldıkları kararı, 2020 sonrasında nükleer santralleri işletmeye devam
etmenin ekonomik getirisi olmamasıyla açıklıyor.
Nükleer enerji konusunda ısrarını sürdüren AKP hükümeti ise Mersin (Akkuyu) ve Sinop’ta iki nükleer santral kurmak istiyor. Mersin’deki santralin ilk reaktörünün 2023 yılında devreye girmesi isteniyor.
Nükleer enerji konusunda ısrarını sürdüren AKP hükümeti ise Mersin (Akkuyu) ve Sinop’ta iki nükleer santral kurmak istiyor. Mersin’deki santralin ilk reaktörünün 2023 yılında devreye girmesi isteniyor.