Özgür Gürbüz-BirGün / 4 Aralık 2025
AKP iktidarının ilk yıllarında, 2004 yılında yeniden hortlatılan, ilk betonu 2018’in Nisan ayında dökülen Akkuyu Nükleer Santralı’nın açılışı yine ertelendi. Santralın ilk ünitesinin şebekeye elektrik vermesinin 2026 yılının sonuna kaldığı, deneme üretiminin ise 2026’ının ilk çeyreğinde başlayacağı bilgisi bana ulaştı. Bu da ilk reaktörün uluslararası anlaşmada belirtilen süreden tam 2,5 yıl sonra devreye gireceği anlamına geliyor. Elbette yeni bir erteleme olmazsa.Akkuyu, nükleer hayallere kapılan Türkiye’nin nasıl vakit ve para kaybettiğinin çarpıcı bir örneği oldu. Tamamı çalışmaya başladığında Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak diye pazarlanan nükleer santral fikri, 22 yılda bir kilovatsaat elektrik üretemedi. Şimdi size, tüm nükleer enerji fanatiklerinin ders çıkarması gereken o hikayeyi anlatayım.
2004 yılında Türkiye’nin elektrik üretiminde rüzgarın payı yüzde 0,2 civarındaydı. Güneşin payı ise sıfırdı! 2024 sonunda rüzgar bugün tükettiğimiz elektriğin tek başına yüzde 10’undan fazlasını karşılar hale geldi. Güneşin payı ise yüzde 8,6’ya ulaştı. Yıl sonunda muhtemelen o da yüzde 10’a ulaşacak.
Bugün, hidroelektrik hariç yenilenebilir enerji kaynakları Türkiye’nin elektrik üretiminin yüzde 25’inden fazlasını karşılıyor. Nükleer gibi desteklenmediler. Konutların çatılarında güneş panellerinin kurulması zorlaştırıldı, enerji kooperatiflerinin yaygınlaşmasına izin verilmedi. Buna rağmen 24 yıl önce ortada olmayan bu kaynaklar, bugün elektrik ihtiyacımızın dörtte birini karşılar hale geldi. Küçümsenen yenilenebilir enerji kaynakları iki buçuk Akkuyu Nükleer Santralı kadar elektrik üretiyor. Geride nükleer atık bırakmıyor, ülkeyi felç edecek nükleer kaza riski taşımıyor, nükleer gibi dışa bağımlı değil ve aynı elektriği nükleere kıyasla en az dört kat daha ucuza üretiyor. AKP iktidarında nükleere harcadığımız vakti ve parayı yenilenebilir enerjiyi daha doğru kullanmaya ve enerji verimliliğine harcasaydık bu rakamların iki katına bile ulaşabilirdik. İşte AKP ve nükleer lobinin çeyrek asırda ülkeye kaybettirdiği bu. Daha pahalı elektrik, binlerce yıllık çevre sorunları ve dışa bağımlılık da hediyesi.
CHP PROGRAMINDA YENİ NÜKLEERE HAYIR DEDİ
Geçen hafta sonu CHP yeni parti programını açıkladı. Programın enerji bölümünde, “ülkemizdeki elektrik enerjisi kapasitesini artırmak için tercihler nükleer güç santral inşa etmekten yana kullanılmayacaktır” ifadesi var. Bir önceki programda daha muğlak ifadeler kullanılmış, nükleer atık sorununun çözülmesi gibi şartlar öne sürülmüştü. Muhalefette nükleere karşı net duruş sergileyen partilerin sayısının artması umut verici. Ana muhalefet partisi, Sinop üzerinden Karadeniz’e ve Kırklareli üzerinden Trakya’ya ‘iktidara gelirsem rahat bir nefes alabilirsiniz’ mesajı veriyor. Bakalım seçmen asıl yanıt verecek?
Programda fosil yakıt (petrol, kömür ve gaz) kullanan tesislerin ekonomik ömürleri dikkate alınarak ‘temiz enerjiye’ kademeli geçiş yapılacağı ve yeşil dönüşümün adil olmasının devlet güvencesi altına alınacağı da yazılmış. İklim alanında çalışan örgütlerin sesi duyulmuş.
İşçilerin haklarının korunarak, kömür ve diğer fosil yakıtlardan vazgeçme süreci programa girmiş. Yenilenebilir enerji alanında bireylerin ve kooperatiflerin destekleneceği de belirtilmiş. Enerji sektöründe kamunun düzenleyici ve denetleyici rolü ile kamunun sektördeki payının artırılarak kamu-özel sektör dengesinin sağlanacağı mesajı da ayrıca önemli. Özetle CHP, AKP’nin mevcut politikalarına birçok noktada karşı çıkan farklı bir program hazırlamış. Merak edenlerin göz atmasında fayda var.









