rüşvet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
rüşvet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Rosatom’a iklim konferansında yolsuzluk sorusu

Foto: O. Gurbuz
BirGün, BM İklim Konferansı'na katılan Akkuya’da nükleer santral kuran Rosatom Sürdürülebilirlik Yöneticisi Polina Lion'a şirketin eski Yönetim Kurulu Üyesi Gennady Sakharov’un rüşvet suçlamasıyla Akkuyu arasında bir ilişki olup olmadığını sordu. Lion, "Sayın Sakharov'un özel durumu hakkında maalesef yorum yapamam. Ancak elbette projenin finansman şirketi olarak, gerekli verilerle mevzuat sürecini tam olarak destekleyeceğiz" dedi.

Özgür Gürbüz-BirGün / 15 Kasım 2024 

Bakü’de devam eden BM İklim Konferansı’nda (COP 29) Türkiye’nin nükleer enerjiyi öne çıkaran etkinlikleri devam ediyor.

Türkiye Pavyonu’nda düzenlenen “Net sıfıra geçişte nükleer enerjinin rolü” başlıklı panele de Akkuya’da nükleer santral kuran Rusya Federasyonu devlet şirketi Rosatom ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan temsilciler katıldı.

BirGün, Panelistlerden Rosatom Sürdürülebilirlik Yöneticisi Polina Lion’a, görevden alınan Akkuyu Nükleer A.Ş. eski Yönetim Kurulu Üyesi Gennady Sakharov’un rüşvet suçlamasıyla Akkuyu arasında bir ilişki olup olmadığını sordu.

Polina Lion soruya şöyle yanıt verdi:

"Sorunuz için çok teşekkür ederim çünkü yolsuzlukla mücadele konusu nükleer projeler için çok önemli. Bildiğiniz gibi Akkuyu projesi tamamen Rosatom tarafından, bizim paramızla finanse ediliyor. Sayın Sakharov'un özel durumu hakkında maalesef yorum yapamam. Ancak elbette projenin finansman şirketi olarak gerekli verilerle mevzuat sürecini tam olarak destekleyeceğiz. Yasal süreci desteklemek için elimizden geldiğince açık olmaya çalışacağız."

Akkuyu Nükleer Santralı, nükleer kaza riski ve atık sorunu dışında, tüm hisselerinin Rusya’nın elinde olması ve pahalı elektrik alım garantisi anlaşması nedeniyle de eleştiriliyor.

Öte yandan Türkiye bu yılki iklim konferansında uzun vadeli stratejisini açıklamıştı. Söz konusu stratejide 2030 yılına kadar Akkuyu’nun dört reaktörle faaliyete geçeceğini, 2035’e kadar da 2400 megavatlık ek nükleer kapasitenin ekleneceğini açıklanmıştı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Bakü’de yaptığı konuşmada Türkiye’nin 2023 yılına kadar 20 bin megavatlık nükleer kurulu güce ulaşmayı hedeflediğini açıklamıştı. Erdoğan’ın açıkladığı rakamın "2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi" içinde yer almaması da dikkat çekmişti.

***

BirGün'ün kamuoyunun gündemine taşıdığı, “Akkuyu’nun üst düzey yöneticisi rüşvetten tutuklandı” başlıklı haberimiz 4 Temmuz 2024 tarihinde yayımlanmıştı. 

Akkuyu’nun üst düzey yöneticisi rüşvetten tutuklandı

Özgür Gürbüz-BirGün / 4 Temmuz 2024

Akdeniz’in el değmemiş koylarının ortasında yapımı süren Akkuyu Nükleer Santralı’nda bir skandal daha
ortaya çıktı. Tüm hisseleri Rusya’ya ait Akkuyu Nükleer A.Ş. adlı proje şirketinin Yönetim Kurulu Üyesi Gennady Sakharov, 28 Mart 2024 tarihinde Moskova’da rüşvet suçlamasıyla tutuklandı. Moskova’nın ilgili Bölge Mahkemesi, Telegram hesabından Sakharov’un parmaklıklar arkasındaki fotoğrafını paylaştı. Sakharov’un 15 yıla kadar ceza alabileceği söyleniyor.

Ne gariptir ki, Akkuyu Nükleer’in 12 Mart’ta yaptığı son genel kurul çağrısının bir maddesi de Sakharov’a ayrılmıştı. Gennady Sakharov’un Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa talebinin 29 Mart’ta yapılacak genel kurul toplantısının gündem maddelerinden biri olması kararlaştırılmıştı. Sakharov muhtemelen başına gelecekleri biliyordu ve istifaya zorlandı ya da gündeme kibarca “istifa etti” notu düşürüldü. Bir başka olasılık da Moskova’daki sürecin basına geç aksettirilmiş olması. Bu yazı hazırlanırken Akkuyu Nükleer’in sitesinde hâlâ Sakharov’un ismi Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla yer alıyordu. Ticaret sicil kayıtları da değişmemişti.

Gennady Sakharov Akkuyu Yönetim Kurulu’nun beş üyesinden biriydi. Aynı zamanda Rusya’nın nükleer devi Rosatom Devlet Şirketi'nin sermaye yatırımları ve inşaatlardan sorumlu direktörüydü. Rosatom da bildiğiniz gibi Akkuyu Nükleer Santralı’nın sahibi, Rusya Federasyonu’na ait bir devlet şirketi.

Söz konusu suçlama rüşvet olunca elbette bunun Türkiye’ye uzayıp uzamadığı konusunda şüphelenmemiz gerekiyor. Tass Haber Ajansı, aynı suçlama kapsamında gözaltına alınan bir başka kişinin de ‘Elguji Kokosadze’ olduğunu belirtti. Kokosadze, Rusya’nın nükleer enerji alanında çalışan en büyük özel şirketlerinden biri olan Orgenergostroy’da Birinci Genel Müdür Yardımcısı idi. Sakharov’un Rosatom’un bir işiyle ilgili kontratı, Kokosadze’den rüşvet alarak Orgenergostroy şirketine verdiği iddia ediliyor. Bu şirket Rosatom’un daimi yüklenicisi diye biliniyor. Kokosadze’nin şirketinin üzerinde çalıştığı projeler arasında Akkuyu’nun da olduğunu belirtelim. Özetle söylersek meselenin Akkuyu’ya kadar uzanması mümkün.

Nükleer enerji ve rüşvet konularının yan yana gelmesi kimseyi şaşırtmaz. 2000 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit hükümetinin iptal ettiği geçmiş projede de rüşvet söylentileri ayyuka çıkmıştı. Yukarıdaki rüşvet iddiası Akkuyu ile ilgili olmasa bile, nükleer endüstriyle ilgili. Dev ihalelerden, büyük paralardan söz ediyoruz. Konuşulan para miktarı büyüdükçe yolsuzluk olasılığı da o oranda artıyor.

Elimden geldiğince panel veya toplantılara katılıp, özellikle nükleer enerji konusunda bildiklerimi kamuoyuyla paylaşmaya çalışıyorum. Veriler, çevresel ve ekonomik değerler ışığında konuyu tartıştığımızda herkes nükleer santral ısrarının mantıklı bir açıklaması olmadığını görüyor. Sonra da bana şu soruyu soruyor: “Aynı elektriği güneş veya rüzgardan dört kat daha ucuza üretmek varken neden nükleer santralı tercih ediyorlar”. Ben de bu soruyu soranlara, “mantıklı bir açıklaması yok” diye yanıt veriyorum. Belki de ahlaklı bir açıklaması yoktur.