Özgür Gürbüz-BirGün / 31 Mart 2023
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Akkuyu Nükleer Santralı’nı seçim öncesi açarak, “nükleer güç olduk” sloganı üzerinden oy toplama projesi suya düşmüşe benziyor. Elbette AKP’de pes etmek yok! Çelik karyola üzerine beton dökerek hastane temeli atan üstün iletişim zekası, bu gecikmeye de bir kılıf uydurdu. 29 Mart’ta Enerji Bakanı Fatih Dönmez santrala nükleer yakıtın 27 Nisan’da geleceğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise dün aynı haberi santral açılışı 27 Nisan’da yapılacakmış gibi anlattı. Niyet santralı seçim öncesi açmaktı ama 19 yıldır bitmeyen Akkuyu Nükleer Santralı aslında itiraf edilmeyen bir gecikme daha yaşadı.
Erdoğan, yaptığı açıklamada nükleer santralla
nükleer reaktörü de birbirine karıştırdı. "Burada bizim dört tane nükleer
enerji santrali var. 27 Nisan'da bir tanesinin açılışını yapıyoruz. Ardından
diğer üçünün de açılışını yapacağız. Bunlarla ciddi manada bir enerji
depolayacağız. Bunun ardından da üç tane daha planlıyoruz. Bu üç taneyi de
inşallah önümüzdeki beş senede halletmemiz gerekiyor. Türkiye enerjide bir
sıkıntıya girmesin, bunu yapmaya mecburuz" dedi. Doğrusu ise şöyle
olacaktı: “Akkuyu’daki nükleer santralda dört tane nükleer reaktör var,
onlardan birine yakıt 27 Nisan’da geliyor ama reaktöre yüklenmesine daha var.
Akkuyu’yu bitirirsek, Türkiye’nin üç yerinde daha nükleer santral yapmak
istiyoruz” olmalıydı. Metni Fahrettin Bey mi yazmış, ‘prompter’ mı arıza yapmış
orasını ben bilmem. Cümlenin düzeltilmiş hali bu ama işin doğrusu bu değil. Onu
da anlatalım...Foto: Akkuyu Nükleer
AKP Hükümeti, eski başbakan Bülent Ecevit’in,
“nükleer santral içime sinmiyor” diyerek verdiği iptal kararından dört yıl
sonra, 7 Mayıs 2004 tarihinde, eski Enerji Bakanı Hilmi Güler’in açıklamasıyla
Akkuyu’da nükleer santral yapacaklarını açıklamıştı. Evet, nükleer santral
bitme aşamasına geldi ancak ilk açıklamadan bu yana 19 yıl geçti. Açılışı da
nükleer yakıtın sahaya gelmesiyle olmayacak. Santralın yüzde 75’lik oranla en
büyük hissedarı Rosatom’un Genel Müdürü Aleksey Likhaçev’in 1 Mart 2023’te WNN
haber portalına açıkladığı gibi, ilk reaktörün inşaatının tamamlanması yılın
üçüncü çeyreğini bulacak.
19 yıllık sürede “nükleersiz elektriksiz kalırız” bahanesinin doğru olmadığı
görüldü. Ucuza elektrik üretecek diye pazarlanan nükleer enerjinin bugün güneş
ve rüzgara kıyasla 5-6 kat daha pahalıya elektrik ürettiği sözle değil,
hükümetin bizzat yaptığı rüzgar ve güneş ihalelerinde ortaya çıkan fiyatlarla
defalarca ispatlandı. Santrali yapan Rusya ile anlaşma imzalandığında 1 dolar
1,52 TL’ye denk geliyordu. Rusya’ya verilen alım garantisi dolara endeksli
olduğu için santral 1 kilovatsaat elektrik dahi üretmedi ama satacağı elektrik
aslında 12 kat zamlandı. Türk Lirası değer kaybettikçe Akkuyu’nun sahibi
Rusya’dan alacağımız elektriğe daha çok para ödeyeceğiz ve bu bedel elektrik
faturalarına öyle ya da böyle yansıyacak. TL kazanan insanlar dolara endeksli elektrik
faturalarıyla baş etmek zorunda kalacak. Nükleer santral ‘yap-işlet’ yöntemiyle
yapıldığı ve Rusya ile yapılan uluslararası anlaşmanın 5. maddesinin dördüncü
fıkrasına, Rus yetkili kuruluşlarının Akkuyu Nükleer A.Ş.’ deki toplam
paylarının hiçbir zaman yüzde 51’den az olamayacağı şartı konduğu için de
Akkuyu hiçbir zaman Türkiye’nin nükleer ‘yerli ve milli’ santralı olamayacak.
Akkuyu’da deprem riski var
WWF-Türkiye’nin düzenlediği Yeşil İyileşme Forumu’nda Prof. Dr. Naci Görür’e bölgenin deprem riskini sordum. Kıbrıs’ın güneyinde çok büyük depremler tarih boyunca olmuştur, olabilir diyen Görür, “Bu depremlerden her yer etkilendiği gibi bizim santralda etkilenir ama bunlar düşünülmüştür” diyor. Aktif olup olmadığını sorduğum Ecemiş fayı konusunda da Görür’ün yanıtı kısa ve net oldu: “Kayseri üzerinden gelir, santrala 30 km kadar yaklaşır. Aktif olmasına aktif de geniş zaman aralığı içerisinde depremler oluyor ama 6,5’a kadar ürettiğini biliyoruz” diye ekliyor. Kıbrıs’taki gibi dalma batma zonlarında Tsunami görülebileceğini de belirten Görür özetle nükleer reaktör binalarının depreme dayanıklı yapılması halinde sorun yaşanmaması gerektiğini düşünüyor. Nükleer santrala karşı olsam da Naci Görür’ün bu temennisine katılmamak mümkün değil. Ancak, nükleer santrallarda reaktör binalarının depreme dayanıklı yapılmasının sorunu çözmediğini de hatırlatmalıyım. Fukuşima’da da nükleer reaktörlerin olduğu binalar depremde yıkılmadı ancak elektrik kesintisi sonrası reaktörlere soğutma suyu pompalanamadığı için üç reaktör de kontrolden çıktı ve çekirdek erimesine kadar gitti. Olası bir depremin Akkuyu’yu nasıl etkileyeceği sorusunun basit bir yanıtı olmadığını unutmamak gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder