Özgür Gürbüz-BirGün/9 Mart 2020
Rusya ile yaşanan ve bitmiş gibi görünen kriz günlerdir
gündemde. Krizle birlikte çok şey konuşuluyor ama Mersin’de yapımı süren
nükleer santral konuşulmuyor. Hani şu yerli ve milli olan. Rusya’nın yapımını üstlendiği
ve bitirdikten sonra en az 60 yıl işletip bize elektrik satacağı ‘milli’
nükleer enerji santralından bahsediyorum. Yapanı Rus, yakıtı Rus, işleteni Rus
olup adı ‘yerli’ olan santral.
Bu santral o kadar yerli ki, elektriği bize dolar
üzerinden satacak. İlk 15 yıl boyunca santralın ürettiği elektriğin yarısını
satacağı fiyat da belli. Kilovatsaati 12,35 dolar sentten elektriği almak
zorundayız. 2019 yılında gün öncesi piyasada gerçekleşen yıllık ortalama piyasa
takas fiyatı ise 4,1 dolar sentten. Yani, bu nükleer santral yarın çalışmaya
başlarsa bize piyasa fiyatının üç katı pahalıya elektrik satacak ve biz almak
zorunda kalacağız. Rus devlet şirketi Rosatom’un Türkiye’deki şirketi Akkuyu
NGS A.Ş.’nin sahibi olduğu bu santral yerine Türkiye’deki herhangi bir santrala
gidip şansınızı deneseniz, yarı fiyatına aynı elektriği alabilirsiniz. Santral
yerli ve milli olmadığı gibi ucuz da değil. Her atom santralı gibi bu da bir
yalan santralı.
Biraz daha geriye gidelim. Rusya’nın uçağını düşürdüğümüz
günleri hatırlıyor musunuz? O olaydan sonra Akkuyu’da inşaat aylarca durmuştu.
Rusya ilişkiler normale dönene kadar tüm faaliyetleri askıya aldı. Nasıl bir
yerlilik ve millilikse bu santralın geleceği Rusların dudaklarının ucunda.
Şimdi bu güne gelin. İdlib’de yaşananları hatırlayın. Onlarca eve şehit
haberleri gitti, Türkiye’den bir yetkili çıkıp, askerlerin ölümleriyle doğrudan
ya da dolaylı sorumluluğu olan Rusya’nın Akkuyu’daki varlığını hatırlamadı.
Bir gazetede Rusya’nın yine inşaatı terkettiği haberi
çıktı ama doğrulayan, yorum yapan bir yetkili çıkmadı. Rusya için inşaatı
bırakıp gitmek bu kadar kolay mı? Ülkeye yerli diye yutturmaya çalıştıkları
santral konusunda Türkiye’nin en ufak bir karar alma, kontrol yetkisi yok mu?
Rusya’nın uçak krizinde yaptığını biz neden yapamadık? Nedeni çok açık, o
santralın sahibi biz değiliz. Rus devlet şirketi Rosatom’un Türkiye’deki
şirketi Akkuyu NGS A.Ş. tek söz sahibi, biz de seyirciyiz.
Rusya yıllarca o santralı işletme ve elektrik satma
hakkına sahip. Yapılan anlaşmaya göre hisselerin en fazla yüzde 49’unu
devredebiliyorlar. Çoğunluk hisse hep Rusya’da kalıyor. Bu sayede milyarlarca
dolar para kazanacaklar, biz ise hem pahalıya elektrik alacağız hem de doğalgaz
ve petrolle birlikte elektrikte de Rusya’ya bağımlı hale geleceğiz. Tehlikesi,
radyasyonu da cabası. Yüce Manitu bu dış ve enerji politikalarının mimarlarını
başımızdan eksik etmesin!
Gerçek şu ki iki ülke arasındaki gerilim ne ilk ne de son
olacak. Suriye’de Esad’ın yanında yer alan Rusya ile Esad’ı kendisine düşman
kabul etmiş bir hükümetin krizsiz bir gelecek vaat etmesi mümkün mü? NATO’nun
belki de bir numaralı hasmıyla askeri anlaşmalar yapan bir NATO ülkesinin
sorunsuz bir beraberlik yaşaması akla ve mantığa uygun mu? Türkiye ile Rusya
arasındaki ilişki hep bir soru işaretiyle hatırlanacak. İşler kötü gittiğinde
nükleer santralın yakıtını bize vermeyebilirler. Binlerce yıl radyoaktif
kalacak atıkları Mersin’e hatıra diye bırakıp aynı uçak krizinde olduğu gibi
ortadan yok olabilirler.
Nükleerden iki-üç kat ucuza güneş ve rüzgârdan elektrik
üretip Türkiye’yi enerjide gerçekten dışa bağımlılıktan kurtarmak varken bu
nükleer sevda neden? Var mı cesareti olan ve yanıt verecek bir yetkili?