Özgür Gürbüz-BirGün / 14 Kasım 2024
Foto: Berkan Özyer |
İstanbul için 2050 yılında net sıfır emisyon olma hedefi koyduklarını belirten İmamoğlu konuşmasına, “İstanbul şimdiye kadarki en yüksek sıcaklıkları kaydetti ve hem kuraklık hem de sellerle karşı karşıya. Tüm bunlar birkaç gün önce yayımlanan ve iklim hedeflerimizde yavaş ilerleme kaydedildiğini gösteren raporda yer alıyor. Ne yazık ki bu yavaş ilerlemenin bedelini en yoksul ve en savunmasız olanlar ödüyor. 16 milyon kişinin yaşadığı bir kentin başkanı olarak kimseyi arkada bırakmamak benim misyonum” sözleriyle başladı.
90 KİLOMETRELİK METRO
Adil, yeşil ve yaratıcı İstanbul vizyonunun Yeşil Şehir Eylem Planı ve
Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı gibi stratejik eylemler içerdiğini
belirten İmamoğlu, her iki plan da iklim krizine karşı direncimizi artırırken
karbon ayak izimizi de küçültmeyi amaçlıyor dedi. Ekrem İmamoğlu, iki temel
başarı örneği olarak da son beş yılda yapılan 90 kilometrelik yeni metro
hattını ve göreve geldikleri 2019’dan bu yana kamu kullanımı için yaratılan 13
milyon metrekarelik yeşil alanı gösterdi.
İKLİM ADALETİ MESAJI
İmamoğlu konuşmasının son bölümünü finansman ihtiyacına ayırdı. Yerel yönetimlerde
bir ilke imza atarak, yeşil tahvil ihracıyla 750 milyon dolar topladıklarını ve
bu sayede dönüştürücü projeleri desteklediklerini anlatan İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı, “Buradaki ortak tutumumuzda da vurguladığımız üzere, dünya
genelinde kentlerin daha fazla yenilikçi kaynağa doğrudan erişime ihtiyacı var.
Küresel hedeflerin karşılanması, sürdürülebilir altyapı için yıllık yaklaşık 7
trilyon dolarlık bir yatırım gerekiyor. Bu maliyetli ancak iklim eyleminde geride
kalmak daha maliyetli” dedi. İklim eyleminin sosyal adalet olmadan
tamamlanamayacağını belirten İmamoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer ekolojik
adalet sosyal adalet ve demokratik siyasetle yakından bağlantılıysa, yurttaşları
da bu sürece dahil etmemiz gerekir”.
***
Ekrem İmamoğlu toplantı sonrası BirGün’ün sorularını da yanıtladı.
“Ortak karar alma mekanizmalarını zorlarız”
Türkiye’de yerel yönetimler başka ülkelerdeki gibi özgür değil. Örneğin
İstanbul'da bir kömür santrali kurulmak istense siz buna müdahale
edemiyorsunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Tabi burada ortak olmalı. Ortak masalara yeni
yeni Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak katılmaya başladık ve orada
ortaklaştırma çabasını daha yoğun gösteriyoruz. Sonuçta daha öncesinde, aynı
siyasi parti veya oluşum olunca, bunlar müzakereden ziyade sadece bir onay
alanına dönüyordu. Şimdi biraz daha müzakere alanı oluşturuyoruz. Bu konuda
muhtelif toplantılara da katılıyoruz. Hem Şehircilik Bakanlığı hem Tarım Orman Bakanlığı
ve Enerji Bakanlığı gibi. Türkiye Belediyeler Birliği'ni temsilen bu toplantılara
katılıyor ve orada şehirlerin bu hukukunu savunuyor pozisyondayız. Bu dönem
biraz daha etkili iyileşmeleri sağlarız diye düşünüyorum. Daha tartışmalı, daha
ortak karar alma mekanizmalarını zorlarız diye düşünüyorum.
Toplantıda Tokyo'da güneş enerjisiyle ilgili ilginç bir örnek verildi.
İstanbul’da yeni yapılan binalarda çatılara güneş enerjisi koyulmasıyla ilgili
sivil toplumun da talepleri var. Bu konuda bir plan var mı?
Biz bir kere güneş enerjisiyle ilgili yatırım yapan bir belediyeyiz. Güçlü de
yatırım yapıyoruz. İSKİ'nin havza alanlarında bunu yaparak ki İSKİ çok yüksek
oranda enerji tüketen bir kurumumuz. Çünkü suyu çok uzaklardan İstanbul'a
taşıyoruz. Dolayısıyla güneş enerjisiyle ilgili yatırımlarımız var ama bunu
konuta indirgemek kolay bir aksiyon değil. Sonuçta Türkiye'deki ekonomik
koşullar, küçük yapılara dair insanların yatırım bütçeleri kolay yönetilebilir
bir alan değil. Tabii mimari anlamda da alınması gereken birtakım tedbirler,
prensipler var. Bu konuda biraz gerideyiz diyebilirim ama çalışmamız gereken
bir saha. Ama enerjiyle ilgili hem güneş enerjisinden faydalanma konusunda hem
de katı atıkla ilgili ciddi adımlar atıyoruz. Belli bir süre için atık yakma
ile enerji üretme konusunda, her ne kadar tartışmalı da olsa, bunu yürütmeyle
ilgili adımlarımız var. Ciddi bir yatırım yaptık. Şimdi ikinci yatırımın
çalışmasını yürütüyoruz. Ama bunu belli bir döneme kadar yürüterek 2050'ye
doğru giderken artık şehrin tümden sıfır atığa doğru ilerlemesi için kalıcı
adımlar atmanın peşindeyiz.
Yani artık yakmada ısrar etmeyeceksiniz?
Yok değil, bir geçiş dönemi için ihtiyacımız olduğu net ama.