Türkiye zararlı yatırımlarla karşı karşıya. Yine ne işler çeviriyorsun Özgür dediğinizi duyuyorum. Soruyorsunuz, “Yatırımın zararlısı olur mu” diye. Olur. Törenle temeli atılır, inşallah-maşallahla açılır, Fatiha’yla alır götürür. Termik santral yatırımları tam da bu türden, götürüsü getirisinden bin kat fazla. İzin verin, bu “zararı” rakamlarla anlatayım.
Avrupa Çevre Ajansı’nın 2011 yılında hava
kirliliğiyle ilgili bir raporu yayımlandı. “Endüstriyel Tesislerden Kaynaklanan
Hava Kirliliğinin Maliyetini Açıklamak” adlı çalışmada hava kirliliğine neden
olan gazların yol açtığı maddi zarar hesaplandı. Çalışmanın sonunda da havayı
en fazla kirleten 622 endüstriyel tesis açıklandı. İlk 22’de sadece termik
santraller var. İlk 100’de de sonuç benzer. En çok kirleten 100 endüstriyel
tesisten 82 tanesi termik santral. Kalan 18 tanesi ise demir-çelik ve
rafinerilerden oluşuyor. Listedeki santrallerin çoğu kömürle çalışıyor.
Hesaplamada ağır metaller, partikül maddeler (PM10), kükürt oksitler, azot oksitler ve karbondioksit gibi hava kalitesini etkileyen belli başlı kirleticiler esas alınıyor. Avrupa Birliği’nde endüstriyel işletmeler, Türkiye’nin imzalamayı ısrarla reddettiği Aarhus Konvansiyonu’ndan gelen baskıyla ne kadar kirlettiğini, bu verileri, halkın erişimine açmak zorunda. Verilere ulaşım hakkı, böylesine can alıcı raporların hazırlanmasına olanak sağlıyor.
Peki, neden bu maddelere bakılıyor? Çünkü bu maddeler insan sağlığına ve çevreye ciddi zarar veriyor. Azot oksitler, asit yağmurlarına, sudaki azot ve fosfatın artmasına yol açıyor. İnsanda nefes alma sorunlarına, karaciğer, dalak ve kanla ilgili hastalıklara neden oluyor. Azot oksitler genelde yakıtların yakılmasıyla ortaya çıkıyor. Partikül maddeler herhalde en tehlikelisi. Solunum sisteminden kalp rahatsızlıklarına, sinir sisteminden üreme organlarına kadar birçok hastalığın kaynağı. Bunlar hava kirliliğinin etkilerine dair sadece birkaç örnek.
Rapor, 2009 verilerine göre zararın tutarının 102 ile 169 milyar avro arasında değiştiğini gösteriyor. 10 bin civarındaki endüstriyel işletmeden alınan rakamlarla hazırlanan rapora göre hasarın yüzde 75’inden isimleri de açıklanan 622 tesis sorumlu. Anlayacağınız, büyükler “büyük” kirletiyor.
SANTRALİN ZARARI 1,5 MİLYAR AVRO
Hesaplamada ağır metaller, partikül maddeler (PM10), kükürt oksitler, azot oksitler ve karbondioksit gibi hava kalitesini etkileyen belli başlı kirleticiler esas alınıyor. Avrupa Birliği’nde endüstriyel işletmeler, Türkiye’nin imzalamayı ısrarla reddettiği Aarhus Konvansiyonu’ndan gelen baskıyla ne kadar kirlettiğini, bu verileri, halkın erişimine açmak zorunda. Verilere ulaşım hakkı, böylesine can alıcı raporların hazırlanmasına olanak sağlıyor.
Peki, neden bu maddelere bakılıyor? Çünkü bu maddeler insan sağlığına ve çevreye ciddi zarar veriyor. Azot oksitler, asit yağmurlarına, sudaki azot ve fosfatın artmasına yol açıyor. İnsanda nefes alma sorunlarına, karaciğer, dalak ve kanla ilgili hastalıklara neden oluyor. Azot oksitler genelde yakıtların yakılmasıyla ortaya çıkıyor. Partikül maddeler herhalde en tehlikelisi. Solunum sisteminden kalp rahatsızlıklarına, sinir sisteminden üreme organlarına kadar birçok hastalığın kaynağı. Bunlar hava kirliliğinin etkilerine dair sadece birkaç örnek.
Rapor, 2009 verilerine göre zararın tutarının 102 ile 169 milyar avro arasında değiştiğini gösteriyor. 10 bin civarındaki endüstriyel işletmeden alınan rakamlarla hazırlanan rapora göre hasarın yüzde 75’inden isimleri de açıklanan 622 tesis sorumlu. Anlayacağınız, büyükler “büyük” kirletiyor.
SANTRALİN ZARARI 1,5 MİLYAR AVRO
Afşin-Elbistan Termik Santrali Foto: http://www.afeltesa.gov.tr |
Gördüğünüz gibi, zararlı yatırım, havayı kirleten tesis deyince akla ilk kömür santralleri geliyor. Bizim hükümet de malumunuz yatırımın zararlısını, havanın puslusunu sever. Afşin-Elbistan’da 8 bin MW gücünde yeni kömür santrali yapmak için Birleşik Arap Emirlikleri’yle anlaşma imzaladı. Afşin’de halihazırda 2 bin 800 MW’lık linyit santrali çalışıyor. Bu zaten Avrupa’nın en kirli santrallerinin kurulu gücüne yakın bir rakam. Kömür ve santral tipine göre çıkan kirleticiler değişse de, ortalama bir hesapla Afşin-Elbistan’ın yol açtığı zararın da 1-2 milyar avro civarında olacağını tahmin edebiliriz. Üstüne 8 bin MW’lık üç yeni santral daha ekleyin, Elbistan’da nefes alamazsınız. Ne karlı yatırım ama!
BEDELİNİ HALK ÖDÜYOR
Amasra’da durum farklı mı? Değil. Hema Grubu 2 bin
640 MW’lık kömür santrali kuracağız diye tutturmuş. Ne yargı dinliyor ne çevre.
Gerze’de 1200 megavatlık santralde ısrar eden Anadolu Grubu da farklı değil.
Halk aylardır nöbette, devlet bile yan çizmiş ama onlar bir punduna getirip
santrali kurma peşinde. Alarko ve Cengiz İnşaat, Çanakkale Biga’da 1200 MW’lık
bir başka kömür santrali için kolları sıvadı. Biga zaten termik santral
kuşatması altında. Bölgenin oksijen kaynağı Kazdağları’nın altın madenleriyle
zehirleneceğini de hesap ederseniz tehlikenin ne kadar büyük olduğunu
anlarsınız. Kömür santrallerine her gün övgüler dizen hükümet ve enerji
uzmanları bu gerçek yatırım rakamlarını görünce ne diyecekler acaba? Şirketleri
hiç sormayın. Bu zarar hesabı şirketlerin umurunda değil çünkü bedelini halk
ödüyor.