Özgür Gürbüz-BirGün / 17 Şubat 2025
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası geçen hafta Ankara’da Dünya Nükleer Endüstrisi Durum Raporu’nun tanıtımı için bir dizi etkinlik düzenledi. Raporun sonuçlarını baş yazarı ve koordinatörü Mycle Schneider aktardı. 2024 raporunun yazarlarından biri olduğum için ben de sunumları Ankara’da izledim. 2007 yılından bu yana düzenli yayımlanan bu nükleer külliyata siz de worldnuclearreport.org adresinden ulaşabilirsiniz.Beş yüz sayfayı aşan bu rapor nükleer karşıtı veya yanlısı bir rapor değil, rakamlarla durumu ortaya koyuyor, değerlendirmeyi size bırakıyor. Ben de Schneider’in sunumundan aldığım notları sizlerle yorum yapmadan paylaşıyorum.
- 1996 yılında nükleer santrallar küresel elektrik üretiminin yüzde 17,5’ini karşılıyordu, 2023 yılında bu rakam yüzde 9,15’e geriledi.
- Nükleer santralların toplam elektrik üretimi 2023’te 2600 teravatsaat (TWh) oldu, 2006 yılındaki zirvenin 60 TWh gerisinde kaldı.
- 2005 ila 2024 yılları arasında 104 yeni nükleer reaktör işletmeye alınırken 101 tanesi de kapatıldı. Bu 104 reaktörün neredeyse yarısı (51) Çin’de yapıldı. Çin’i hesaba katmazsanız aynı dönemde dünyada kapatılan reaktör sayısı yapılandan 48 adet fazla.
- 2024 sonunda dünyada 411 nükleer reaktör çalışıyordu, 2002’de bu rakam 438’di.
- Halihazırda yapımı süren reaktör sayısı 61 (29 adedi Çin’de) ancak çok gecikmiş inşaatlar veya küçük reaktörler de bu listede yer alıyor, yapımına 1985 yılında başlanan Mochovce-4 gibi.
- Dünyadaki reaktörler oldukça yaşlı. Yaş ortalaması 32’yi geçiyor, ABD’deki filonun ortalaması 43’ü, Fransa’da ise 39’u buluyor.
- Yaşlı reaktörlerin üretim rakamları düşüyor. Fransa ve Belçika örneklerinde net bir şekilde görüldüğü gibi, iki ülkede de filo ilk 10-15 yılda yüksek üretim rakamlarına ulaşırken, yaşlandıkça yaklaşık yüzde 20 oranında daha az üretim yapa hale gelmişler, ani düşüş ve inişler yaşamışlar.
- Nükleer reaktör inşaatlarında maliyeti artıran faktörlerden biri yapım sürelerinin uzaması. Yapımı süren 61 reaktörden 24’ü gecikmiş durumda. Akkuyu’daki 4 reaktör de bu listede. Bu konuda en iyi örnek olarak gösterilen Çin de bile gecikmeler daha sık görülmeye başlanmış. Schneider bunu “nükleer enerjinin negatif öğrenme eğrisi” olarak tanımlıyor. Gerçekten ilginç, daha çok reaktör yaptıkça maliyetlerin ucuzlamasını, yapım süresinin kısalmasını beklersiniz ama nükleer alanda tersi oluyor.
- Amerika ve Fransa’nın başını çektiği, 2050’ye kadar nükleer enerji kurulu gücünü üçe katlama çağrısının ardında iklim krizinden çok jeopolitik nedenler olduğunu belirten Schneider, bu çağrıyı yapan ülkelerin çoğunda, ABD ve Fransa da dahil olmak üzere halihazırda yapımı süren bir nükleer reaktör bile olmadığının altını çiziyor.
- Dünyada nükleer santral yapımında Rus ve Çinli firmaların net hakimiyeti var. Kore ve İngiltere’deki ikişer üniteyi saymazsanız geri kalan tüm reaktörleri bu iki ülkenin firmaları yapıyor. Bu da Batı’da sıkça dillendirilen “nükleer enerji geri geliyor” iddiasının karşısına, “kim yapabilecek” sorusunu koyuyor. Schneider, ABD veya Avrupa’da ambargolar yüzünden Rusya veya Çin’in nükleer reaktör yapamayacağına, Güney Kore’nin KHNP’si ve Fransız EDF’nin de zaten ciddi borç yükü altında olduğuna dikkat çekiyor.
- Medyada sıkça yer alan Küçük Modüler Nükleer Reaktörlerin (SMR) geleceği ise anlatılanın aksine büyük bir soru işareti taşıyor. Henüz tasarımların onaylanma aşamasını bile geçememiş bu projelerin tahmini maliyeti, pahalı olduğu için eleştirilen büyük reaktörlerin bile üstüne çıkıyor. Bu yüzden de başta ABD’deki Nuscale projesi olmak üzere birçoğu kâğıt üstünde kalıyor.
- Nükleer santraldan elektrik üretmenin maliyeti son 15 yılda yüzde 49 oranında artarken, güneşte yüzde 83, rüzgârda yüzde 63 oranında azalmış. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre batarya destekli güneş elektriğinin maliyeti bile şimdiden nükleerden ucuz ve 2030’da kilovatsaat başına 4,5 sentlere kadar düşecek.
- AB’de rüzgâr ve güneşin toplam elektrik üretimi nükleeri çoktan geçmiş durumda. Çin’de ise güneş enerjisinden üretilen elektrik ülkedeki tüm nükleer santralların üretiminden fazla. Rüzgar santralları da nükleer santralların toplam üretiminin iki katı kadar elektrik üretiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder