Özgür Gürbüz-BirGün/5 Ağustos 2016
Afşin Elbistan Termik Santrali - Foto: O. Gurbuz |
Şimdilerde
ise kömüre değil ithal kömüre karşılar. Şimdilerde diyorum çünkü ithal kömürle
çalışan santraller yine AKP’nin iktidarında peydahlandı. 2002’de 15 milyon ton
olan kömür ithalatı 2014 sonunda 30 milyon tonu buldu. Tahminen ithal kömür
konusunda da kandırılan mevcut iktidar, birkaç gün önce çıkardığı Bakanlar
Kurulu kararıyla elektrik üretiminde kullanılacak ithal kömürün tonuna 15 ABD
Doları ek vergi getirdi. Böylece ithal kömürle çalışan termik santrallerin
önünün kesileceği, yerli linyitle çalışacak termik santrallere ilginin artacağı
öne sürülüyor. Yerli linyit ithal kömüre oranla çok daha kalitesiz. Kalorifik
değeri düşük, yakması zor. Hepsinden öte, kömürü çıkarmak gerek. İthal kömür
dediğinse bir santral kurmaya bakıyor. Sağ olsun mevcut iktidarın bu konuda
çekincesi yok. Türkiye’nin en güzel sahili de olsa şirket santrali kurabiliyor,
gemiyle gelen kömürü yakıp elektriği satıyor. Çanakkale, Zonguldak, Adana,
İzmir ve Bartın illeri bu yüzden kömür santrali projeleriyle dolup taşıyor.
EPDK’den
lisans almış kömür santrallerine baktığınızda, yerli kömürle çalışanların üç
katı ithal kömürle çalışan santral olduğunu görüyorsunuz. Lisans sürecinde
olanlara bakarsanız da tablo aynı. 15 ithal kömürlü santrale karşın üç adet
yerli kömürlü santral sırada bekliyor. Türkiye Enerji Görünümü adlı raporun
hazırlayıcılarından MMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, vergi
kararının olumlu olduğunu, bu vergiyle ithal kömür santrali kurmaya niyetlenen
projelerin nasıl etkileneceğini görmek için de biraz beklenmesi gerektiğini
söylüyor. Türkyılmaz, yerli kömüre destek vermekle beraber bazı çekinceleri
olduğunu da belirtiyor: “Yerli kömürde de denetimsiz serbestlik, çok yüksek alım
garantisi verilmesi doğru değil. Santraller filtresiz tek gün çalıştırılmamalı
ve emisyon değerleri şeffaf olmalı. Ayrıca kümülatif ÇED raporları görmek
istiyoruz, İskenderun, Çanakkale, Aliağa, Zonguldak bölgelerine kurulacak çok
sayıda termik santral için tek tek ÇED raporu hazırlamak doğru değil” diyor. Hükümet
ise termik santrallere getirilen çevre muafiyetini Anayasa Mahkemesi’nin iptal
kararına rağmen yeniden yasaya koyup bu yanlışta ısrar edebiliyor.
Bakanlar
Kurulu’nun aldığı, ‘Kömür İthalatına Ek Mali Yükümlülük Konulması Hakkındaki
Karar’ın kapsamı da ilginç. Mali yükümlülük kapsamına alınmayan çok sayıda ülke
var. Avrupa Birliği ve EFTA üyesi ülkelerle, İsrail, Makedonya, Bosna-Hersek,
Fas, Batı Şeria ve Gazze Şeridi, Tunus, Mısır, Gürcistan, Arnavutluk, Ürdün,
Şili, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Güney Kore, Morityus ve Malezya menşeli kömür
ithalatlarında ek mali yükümlülük uygulanmayacak. Enerji Bakanlığı’nın (TKİ) Kömür
Sektör Raporu’nda 2014 yılında kömür ithalatı yaptığımız ülkeler belirtilmiş.
İthal kömürün aslan payı dört ülkeden sağlanıyor. Yüzde 31,6’sı Kolombiya’dan,
yüzde 29,1’i Rusya’dan, yüzde 14,5’i ABD’den ve yüzde 13,4’ü Güney Afrika’dan
geliyor. Ek vergi, bu ülkelerden santrallerde yakılmak için getirilen ithal
kömürü daha pahalı yapacak. Ek verginin ithal kömür kullanımını azaltmaktan öte
tedarikçi değiştirmeyle sonlanması da söz konusu olabilir. Bu da bir olasılık,
belki de istenen budur. Kapsam dışında bırakılan ülkelerde kömür madenciliğine
heveslenen firmalar var mı bakmakta fayda var. Belki tanıdık isimlere
rastlarız.
Üçüncü
olasılık ise aynı yerli linyit santrallerinin özelleştirilmesi sonrasında, serbest
piyasadaki fiyatı düşük bulup alım garantisi talebiyle ortaya çıkan şirketlerin
isyanına benzer bir isyanın ithal kömür santrali sahipleri tarafından
başlatılması. Onun sonu hangi tavizle biter bilmiyorum ama kaybedenin yine
tüketici olacağı ortada. Ucuz diye savundukları kömüre rüzgardan daha fazla
alım garantisi isteyen yerli kömürcülerin belirlediği bir elektrik piyasasına
doğru gidiyoruz. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve iklim
değişikliğinden bahsedenleri duymaktan hoşlanmayacak bir enerji politikasına
yelken açtık. Yelkenleri kabartan esintide ise hepimizi zehirleyecek is kokusu
var.