Finansal sorunlar nedeniyle basketbol ve hentboldaki sportif başarıların konuşulmadığı bir yılı arkada bırakan Beşiktaş, futbolla birlikte hareketlenmeye başlayan yeni spor sezonuna adeta tüm branşlarda çoktan havlu atmış gibi başladı. Bu havanın yaratılmasında en büyük pay kuşkusuz kulübü çok zor bir duruma düşüren Yıldırım Demirören ve dönemin yöneticilerinin. Demirören sonrası sürecin de iyi yönetilmediği ortada. Bir analize ihtiyaç var ama bu yazı onu yapmayacak. Bu yazı sadece dün akşam oynanan Beşiktaş Galatasaray maçına ve Beşiktaş’ın eksikliklerine odaklanacak.
Ligde iki maçı geride bırakan futbol
takımının hangi mevkilerde oyuncuya ihtiyaç olduğu dünkü
maçtan sonra daha iyi görülmeye başladı. Beşiktaş’ın artık
kangrenleşen kaleci sorununa bir çözüm şart. Allan McGregor bu
açığı kapatır diye her Beşiktaşlı gibi ben de umuyorum ama bu
durumda bile bir yedek kaleciye ihtiyaç var. Rüştü’yü çok
arıyoruz ve bu yönetim de çok arayacak. Keşke Fikret Orman daha
fazla gecikmeden Rüştü’den özür dilese ve kendisini
oyuncu-kaleci antrenör olarak Beşiktaş’a geri çağırsa. Çok
geç olmadan.
Defans hattında sorun yok
Beşiktaş’ın yıllardır sağ beki
yok. Hilbert gerçekten iyi bir iş çıkarıyor ama onun asıl yeri
orta saha, hatta sağ açık. Stuttgart’ın Bundesliga’yı
şampiyon bitirdiği 2007 yılında Hilbert’in atılan 61 golün
7’sine imza attığını unutmamak lazım. Hilbert’i orta sahaya
çıkaracak bir sağ bek önemli bir katkı olur ama kasada para
yoksa bu transfer bekleyebilir ne de olsa önde Holosko var. Royston
Drenthe haberi doğruysa ve bu oyuncu beklenen performansı ortaya
koyabilirse Beşiktaş’ın sol kanadı için iyi şeyler
söyleyebiliriz. İsmail savunma özelliklerini geliştirmek zorunda
ama Uğur Boral ve Drenthe ile bu kanat için idare edecek bir
formülün bulunacağını düşünüyorum. Orta sahanın solunda
oynayabilecek Olcay ve Veli’yi de unutmamak lazım. Defansın
ortası içinse bir şey yazmıyorum. Toraman, Escude, Sivok ve Adem
Gülüm’den iyi bir ikili çıkacağını düşünüyorum.
Orta sahada geçtiğimiz yıldan kalan
sorun devam ediyor. Bir de buna Ernst’in yokluğunda top kapıp o
topları olumlu kullanacak oyuncu eksiği eklendi. Fernandes baskı
altındayken oyun kuracak bir başka orta saha oyuncusuna ihtiyaç
var. İbrahim Toraman’ı orta sahada kesici göreviyle oynatmak
bence doğru değil. Onun yeri defansın ortası, tabi şu sinirli
hareketlerine, hakeme bağırıp çağırmalara bir son verirse. Veli
ve Necip’in de kazandıkları topları çok iyi kullanamadıkları
ortada. İş Fernandes’in üzerine kalırsa Beşiktaş zorlanır,
Fernandes de isyan eder. Muhammed Demirci ve Oğuzhan hakkında bir
şey söylemek için çok erken. Ya onlar bu rolü üstlenecek ya da
Beşiktaş Fernandes ayarında olmasa da ayağında top tutabilen bir
oyuncuyu transfer edecek. Galatasaray maçında Beşiktaş’ın topa
sahip olma istatistiği yüzde 42’ydi.
Batuhan çözüm olabilir mi?
Mustafa Pektemek’in sakatlığı hem
herkesi üzdü hem de hücum hattına bir transferi gündeme getirdi.
Almeida iyi bir hücum oyuncusu ama onun da sık sık sakatlandığı
unutulmamalı. Hem hava toplarında hem son vuruşlarda iyi bir
ikinci adam gerekiyor. Bobo gibi biri yani. İlk 11’de olmasa bile
kulübede böyle birine ihtiyaç var.
Beşiktaş’ın bu yıl başarılı
olması için takım içinde düzen kurması, herkesin üzerine
düşeni yapması gerekiyor. Yukarıda yazdığımız transferler
yapılırsa Beşiktaş “kesin şampiyon olur” diyemeyiz ancak
takım oyunu oynamak için gereken, “her mevkinin o mevkinin
oyuncusuyla doldurulması” şartı en azından yerine getirilmiş
olur. Gordon Milne’in başarısının ardında da bu vardı.
Yaratıcı oyuncu azdı ama oynadığı yerin sahibi oyuncu vardı.