Foto: UNFCC-http://bit.ly/2g1A8Ef |
Özgür Gürbüz/ 4 Kasım 2016
Her geçen gün
derinleşen iklim krizini önlemek için dünyanın artık yeni bir anlaşması var. 4
Kasım 2016 tarihinde (bugün) yürürlüğe girecek Paris Anlaşması, ‘küresel ortalama yüzey
sıcaklığı’ndaki artışı 2 derecenin (hatta bilim insanlarının önerdiği 1,5 C°’nin)
altında tutmaya çalışacak. Böylece dünyadaki birçok canlının yaşamına uygun
koşullar yaratan yaklaşık 14 derecelik yüzey sıcaklığı ortalamasından çok
uzaklaşılmamış olacak.
Paris
Anlaşması, 2020’de yerini alacağı Kyoto Protokolü gibi yaptırımlar içermiyor.
Anlaşmaya imza atan ülkelerden, seragazı emisyonlarının nasıl azaltacaklarını
ve 2 derecenin altında kalma hedefine nasıl ulaşacaklarını bir niyet beyanıyla
(INDC) belirtmeleri isteniyor. Parsi Anlaşması bu nedenle eleştirilse de,
Kyoto’ya taraf olmamış, dünyanın en çok seragazı üreten Çin ve ABD’yi sürece
katarak bu eleştirileri biraz olsun kırmayı başardı. Anlaşmanın hayata geçmesi
için küresel seragazı emisyonlarının en az yüzde 55’inden sorumlu, en az 55
ülkenin anlaşmaya taraf olması gerekiyordu. Bugüne kadar 83 ülke anlaşmaya
taraf oldu ve yüzde 55 barajı aşıldı. Ülkeler önce anlaşmaya imza atıyor daha
sonra ülkelerindeki onay sürecini tamamlayarak taraf oluyor.
Paris
Anlaşması’nın ilk taraflar toplantısı da 7-18 Kasım tarihlerinde Fas’ın Marakeş
kentinde düzenlenecek BM İklim Değişikliği Konferansı’nda yapılacak.
Toplantının gündeminde, şu ana kadar ülkelerin verdiği niyet beyanlarının nasıl
iyileştirileceğine dair tartışmaların da olması bekleniyor. Zira, ülkelerin
Paris Anlaşması’nı imzalarken verdikleri hedefler ortalama yüzey sıcaklığını 2
derecenin altında sabitlemekten çok uzak. En iyimser tahminler ülkelerin mevcut
hedeflerinin 2100 yılında bizi 2,7 derece, belki de daha sıcak bir gezegene
götüreceği yönünde. Paris Anlaşması öncesinde pazarlıklar, bu taahhütlerin
iyileştirilmesi için yapılacak. Türkiye de geçen yıl anlaşmaya imza atıp, başta
kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların yakılmasıyla ortaya çıkan
seragazı emisyonlarını azaltma değil sınırlama taahhüdü vermişti. Bu da, 2014
yılında 464 milyon ton CO2 eşdeğerini bulan emisyonların, 2030’da iki katına
çıkarak 929 milyon tona ulaşması anlamına geliyor. Dergimiz yayına hazırlandığı
sırada Türkiye Paris Anlaşması’na taraf olmayan ülkeler arasındaydı.