Uçakların motorlarından çıkan karbondioksit oranına gelecek kota hem havayolları şirketleri arasında 'karbon borsası' kurulmasına hem de uçak fiyatlarının yükselmesine yol açacak.
Özgür Gürbüz - Yeni Aktüel Dergisi / 26 Nisan - 3 Mayıs 2007
Kyoto Protokolü'nün 16 Şubat'ta yürürlüğe girmesinin ardından sera gazı emisyonlarını düşürmek için devreye soktuğu mekanizmalardan biri olan emisyon ticareti, Avrupa Birliği (AB) içinde Ocak 2005'ten itibaren çalışmaya başladı. Buna göre firmalara atmosfere saldığı sera gazı oranlarına sınır değer getiriliyor. Bu kotaların altında ya da üstünde kalan miktarların serbest piyasada satılıyor. AB, halihazırda sistem içinde yer alan çimento, demir-çelik, enerji üreticileri gibi enerji yoğun işletmelere, 2008'den itibaren havayolu şirketlerini de ekleyecek.
Komisyon ilk olarak 5 bin 600 AB vatandaşı ile 200 organizasyonun görüşlerini aldı ve yüzde 82'si havayolu şirketlerine de kota konmasına sıcak baktı. Çevre komisyonu üyesi Stavros Dimas sonuçları, havacılık sektörünün sera gazı emisyonlarını azaltmasını, "fiyat artışına yol açsa bile gerekli bir adım olarak düşünenlerin geniş bir kitleyi oluşturduğu savı"nı pekiştiren bir gösterge olarak yorumladı. İstatistikler de Dimas'ı yanıltmıyor. AB içinde 1990 yılından 2003 yılına kadar olan sürede hava taşımacılığından kaynaklanan sera gazlarının oranı yüzde 73 arttı. Yine Temmuz ayında hazırlanan 245 sayfalık "Emisyon Ticaretini Kanatlandırmak" adlı raporda ise havacılık sektörünün emisyon ticaretine dahil olmasının başedilemez bir ekonomik yük getirmeyeceği ve yasal olarak sakınca doğurmayacağı sonucu yer aldı. Yapılan araştırmalar, işin mali boyutunun gidiş-dönüş biletlere yansıyacağını ve biletlerde 9 euroluk bir fiyat artışına yol açacağını ortaya koyuyor.
AB dışındaki ülkelerin tavrı
Ucuz hava taşımacılığına alışmış Avrupalı yolculardan, sektör temsilcilerine kadar geniş bir alanda uzlaşma sağlanmasına rağmen yine de her şey güllük gülistanlık değil. AB'yi tedirgin eden İngiliz Muhafazakar Parti üyesi, AB milletvikili Coroline Jackson'ın da açıkça söylediği gibi AB dışı ülkelerinin bu plana nasıl bakacakları. Jackson, "Komisyon, bizim firmalarımızı haksız bir biçimde dezavantajlı duruma düşürmeyecek, daha geniş ölçekli bir anlaşma için çalışmalı" diyor ve ekliyor: "Emisyon ticaretine dahil olmak en uygun çözüm. Bilet fiyatlarında bir artış veya yakıt vergisi getirmek ne yolcular ne de şirketler için adil değil".
Şu andaki planda, AB içinden kalkan tüm uçakların, uluslararası uçuşlarla beraber sisteme dahil olması öngörülüyor ve bunun AB şirketlerini yabancı firmalara karşı koruyacağı düşünülüyor. Komisyon, bu kuralın ülke farkı gözetmeksizin tüm şirketlere uygulanması gerektiğini düşünüyor ama ülkeler değil, uçaklar söz konusu olduğunda kimin limitleri belirleyeceği belli değil. Belli olmayan bir başka nokta ise AB dışından gelip, AB içi aktarma yapan uçakların sisteme nasıl dahil edileceği. Ayrıca, başta iki büyük firması yakınlarda iflas etmiş olan Amerikan havacılık sektörü olmak üzere, yabancı şirketleri bu konuda ikna etmek de kolay olmayacağa benziyor. Avrupa Havayolu Endüstrisi her ne kadar emisyon ticaretini ekstra vergilere tercih ettiğini söylese de, bunun AB içi uçuşlarla sınırlandırılmasını öneriyor. Şimdi top yine Komisyon'da. Uzmanlarla düzenli toplantılar düzenlenecek, görüşler alınacak ve 2006 yılı içinde bu sorunları çözmesi beklenen bir resmi yasa önerisi hazırlanacak. Görünen o ki, bu yasa tasarısının 2006 yılında AB'ye uçuşları olan yerli şirketlere bir "Karbon kıyağı" ya da bir "Karbon karmaşası" olarak geri dönme olasılığı da hayli yüksek.
Türk uçakları standarta uyuyor
THY'dan Uçak Yüksek Mühendisi Levent Demirel, "Emisyon kotalarının AB üyesi olmayan havayolu şirketlerine nasıl yansıtılacağı henüz tartışma safhasında olduğundan bu hususun rekabeti nasıl etkileyeceğini bugünden öngörmenin zor olduğunu" söylüyor ve ticari uçak motorlarında egzoz emisyonu değerlerinin motorun tasarımına bağlı olduğuna dikkat çekiyor. Demirel, THY'nın mevcut filosunda bulunan ve önümüzdeki dönemde filoya katılacak olan uçaklara takılı olan motorların hepsinin, egzoz emisyonları ile ilgili olarak dünya çapında kabul edilen ICAO Annex 16 Volume 2 standardına uyduğuna dikkat çekiyor.
Havayolu taşımacılığının yol açtığı sera gazı emisyonları, AB içindeki toplam emisyonların yüzde 3'üne denk geliyor. AB'yi endişelendiren nokta, diğer sektörlere göre artışın çok daha hızlı olması ve böyle bir sektörün mekanizma dışında bırakılarak tüm çabaların ciddiyetine gölge düşürülmesi. Çevreci ve yeşillerin baskısı da cabası. İçlerinde Greenpeace ve WWF'in de bulunduğu 10 çevreci STK, halihazırda Komisyon üyelerine bu konunun çözülmesi gereken ilk ve en acil adım olduğunu konusunda hemfikir olduklarını bildirdi.
Emisyon Ticareti
2004 yılından bu yana Avrupa Birliği içinde uygulanan Emisyon Ticareti'ne yaklaşık 12 bin işletme dahil. Her işletmenin kendine ait kotaları var ve yıl içerisinde karbondioksit (CO2) eşdeğeri emisyonlarını bu kotaların altında tutmak zorundalar. Tutamadıkları takdirde kotalarının altında kalmayı başarmış diğer firmalardan bir çeşit "kontenjan" satın almak durumundalar. Her CO2 hissesi için karşılığında serbest piyasada oluşan fiyatı ödemek zorundalar. Şu an için CO2'nin tonu, önceki güne göre 75 euro sent daha arttı ve dün itibariyle 22 euro 35 sente ulaştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder