Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yasanın hayata geçmesinden sonra yaşanan lisans başvurularındaki patlama, TEİAŞ'ın EPDK'ya yaptığı uyarıyla rüzgar enerjisi için verilen lisanslar 1350'de sınırlandırılmıştı. TEİAŞ bu sınırı gevşetmeye hazırlanıyor ama yine de UCTE kapsamında temkinli yaklaşıyor.
Özgür Gürbüz - Referans Gazetesi / Aralık 2005
Bundan birkaç ay öncesine kadar rüzgar santrali kurmak için yapılan 4000 megavatlık (MW) başvuruların sadece 1350'sine lisans verilmiş, EPDK (Enerji piyasası Denetleme Kurulu) Başkanı Yusuf Günay da bunun nedenini (bize) TEİAŞ plancılarının 1500MW'lık bir yükü tolere edebileceklerini söylemeleri olarak açıklamıştı. Günay, yılbaşına kadar ülkenin kaldırabileceği rüzgar yükünün ne kadar olduğunu TEİAŞ'tan hesaplamalarını istediklerini de sözlerine eklemişti. TEİAŞ'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın talep tahminlerine göre yaptığı çalışmada 2013 yılına kadar 3000MW'lık bir rüzgar gücünün önü açılmış gözüküyor.
TEİAŞ Genel Müdür Yardımcısı Halil Alış, 2007-2020 yılları arasında rüzgar enerjisi için her yıl 125MW'lık yeni kurulu güç öngördüklerini ama bu rakamların değişebileceğini, rüzgarın payında artış olursa diğer kaynaklarda yapılacak indirimle yine aynı hedefe ulaşılabileceğini belirtti. Türkiye'nin UCTE'ye (Elektrik İletimi Koordinasyon Birliği) bağlanmak için çalışmalar yürüttüğünü ve 14 ay sonra alınacak sonuçların, sistemin ne kadarlık bir rüzgar gücü kaldıracağı konusunda fikir vereceğini söyleyen Alış, "UCTE içinde de puant saatin yüzde 5'i oranında bir rüzgar gücü düşünülmüş ama o da çok belli değil" açıklamasını yaptı. EPDK'nin yeni lisanslar için TEİAŞ'la görüştüğü, TEİAŞ'ın da buna çok soğuk bakmadığı kulislerde konuşuluyor. Yatırımcı ve bürokratların üzerinde hemfikir olduğu nokta lisans verilen projelerin hayata geçmesi halinde herşeyin daha da netleşeceği.
Salahattin Baysal, "125 MW'lık rüzgar enerjisi yeterli değil ama bu konuda bir büyük savaş yapılması taraftarı da değiliz" diyor. Rüzgar Enerjisi Santralları Yatırımcıları Dernegi (RESYAD) Başkanı Baysal, "Öncelikle lisans verilen projeler içinde gerçekleşmeler olmalı. TEİAŞ'a Trakya'da ve Çeşme'de aynı anda rüzgarın kesilmeyeceğini ya da şiddetli rüzgar yüzünden türbinlerin durmasının Çanakkale'den İskenderun'a kadar aynı anda olmayacağını göstermeliyiz" diyor. Baysal, EPDK'nin bakanlıkça hazırlanan projeksiyonu dikkate alarak lisans vermesi gerektiğini, bu projeksiyonun alt yapısını TEİAŞ'ın hazırladığını ve sistemde bir değişiklik olmadığı takdirde 2020 yılına kadar 3000 megavat rüzgar enerjisinin sisteme bağlanabileceğinin belirlendiğini belirtiyor. Baysal, "Bir ülkenin enerjisinin ne kadarının yerli ne kadarının yabancı, ne kadarının rüzgar ne kadarının hidroelektrik olacağı bir politik iradenin kararıdır; siyasi bir tercihtir. Ben yenilenebilir enerji kaynaklarının uzun dönemde en ucuz kaynaklar olduğu ve dışa bağımlı olmadığı için tercih edileceğini düşünüyorum. Uzun dönemde ne nükleer ne doğalgaz bizden daha ucuz, diğer kaynakların çevresel/sosyal maliyetlerini eklemesek bile" yorumunu yapıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder