Yenilenebilir enerji pazarı 2008'de iki katına çıkabilir

Buzulların Erimesinden Kyoto'ya: Küresel Isınma 4

Son 3 yılda yüzde 68 büyüyen yenilenebilir enerji pazarının 2008'e kadar ikiye katlanması bekleniyor. Yenilenebilir enerji pazarındaki bu ivme, sektörde halen 30 milyar dolar civarında olan yıllık yatırım miktarını da 2014 yılına kadar 100 milyar dolara çıkaracak.

Özgür Gürbüz - Referans Gazetesi / 4 Aralık 2005

Çin'in Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu Başkan Yardımcısı Zhang Guobao yenilenebilir enerji için, "Önemli ekonomik ve çevresel faydalar sağlayıp, yoksulluğu azaltıyor" diyor. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerjinin enerji güvenliğine katkı yapacağını düşünen Çin, gelecek 15 yıl içerisinde bu kaynaklara tam 180 milyar dolar harcayarak elektrik üretimindeki payını yüzde 15'e çıkarmayı planlıyor.

Son 3 yılda yüzde 68 büyüyen yenilenebilir enerji pazarının 2005-2008 arasında da ikiye katlanması bekleniyor. 2014 yılında yıllık yatırım miktarının 102.4 milyar doları bulacağı tahmin edilen sektörün gelişiminin ardında, küresel ısınma ve yükselen petrol fiyatları yatıyor. 1 kilovatsaat (kWs) elektrik üretimi için kömür santralleri kullanılırsa 0.7-1 ton arası CO2 emisyonu salınıyor. Petrolde bu rakam 0.72, doğalgazda ise 0.42 ton. Rüzgar santralleri ise kömür santrallerinin yüzde 1'i kadar emisyona yol açıyor. Güneş, jeotermal, biyokütle gibi kaynakların kurulduktan sonra tek maliyetlerinin işletim giderleri olması, petrol fiyatlarından etkilenmemesi, ulusal kaynaklar olması, çoğu yerde iletim hatları gibi ek masraflara neden olmaması ve hiçbir atık bırakmaması diğer enerji kaynaklarıyla rekabette avantaj sağlıyor. Bazı hükümetlerin sabit fiyat tarifeleri ve vergi indirimleriyle bu kaynakları desteklemeye başlaması, araştırmaların yoğunlaşmasına ve fiyatların da düşmesine neden oluyor.

Yeni iş alanları
Küresel ısınmadan en çok etkilenecek sektörlerin başında gelen tarım sektöründe, biyodizel ve enerji bitkileri tarımı yeni iş alanları olarak beliriyor. Üretimde olası düşüşler de fiyatların artmasına neden oluyor. İnşaat sektöründe verimlilik öne çıkıyor ve nakliye ücretlerinin artması bina yapımında daha hafif materyallerin öne çıkmasını sağlıyor. Enerji fiyatlarında artış kaçınılmaz gibi göründüğünden enerji verimliliği sadece beyaz eşyalarda değil her türlü elektronik eşyada aranmaya başlanıyor.

Yakında profesyonel izolasyoncular ve izolasyon şirketleri ortaya çıkarsa şaşırmamak gerek. Otomotiv sektöründe enerji yoğunluğu düşük araçlara talep olması bekleniyor. Otellerde su ve elektrik kullanımında vana ve düğmelerin yerine otomatik ve süreli olarak çalışan duş ve elektrik lambaları halihazırda kullanılmaya başlandı bile. Bunlarla beraber şirketler ve kamu kuruluşlarında bu konularda uzman kadro gereksinimi de ayrı bir iş kolu yaratacak. Hidrojen enerjisi, karbon depolama gibi yöntemlerin de gelecekte sektörel bir hal almaları sürpriz değil.
Tüm zorluklarına rağmen küresel ısınmayı yavaşlatmak için gereken bilgi birikimi ve teknolojiye sahip olmak insanlığın en büyük kazancı. Türkiye'de emisyon indirimleri için en büyük avantaj enerjinin etkin kullanılması ve büyük yenilenebilir enerji potansiyeli. Elektrik İşleri Etüd İdaresi, yüzde 20-30 oranında tasarruf potansiyelinden bahsediyor ve bunun "karbonca"sı 40-45 milyon ton CO2 emisyonu demek. Yani neredeyse tüm Türkiye'nin toplam emisyonunun beşte biri. Hükümetlerin politikalarını değiştirmekten verimli teknoloji tercihine, küresel ısınmayı durdurmaktan tasarruf yapmaya her şey aslında bizim elimizde.

Yenilenebilir enerjiye geç olmadan geçmeliyiz
Dr. Ümit Şahin
Türkiye Yeşilleri İklim Değişikliği Koordinatörü
Küresel ısınma petrole ve diğer fosil yakıtlara ileri derecede bağımlı bir ekonomik sistem içinde yaşamanın sonucu. Yapılması gereken şey elektrik enerjisini rüzgar ve güneşten elde eden, enerji kullanımı en düşük, verimliliği en yüksek bir enerji politikasına sahip, aşırı tüketimi frenleyen ve kendini yenileyebilen bir ekonomik sisteme vakit çok geç olmadan geçmektir.

Türkiye AB'de en çok rüzgar potansiyeli olan ikinci ülke
Metin Atamer
Rüzgar Enerji Santralleri Yatırımcıları İşadamları Derneği
(RESYAD)
Genel Sekreteri
RESYAD olarak son üç senedir Kyoto'yla ilgili gerekli her merciyle görüşmemize rağmen bir sonuç alamadık. Rüzgar, güneş, jeotermal, dalga enerjisi, rezervsiz hidroelektrik santraller, biyokütle santrallerinin önündeki bütün engeller kalkarsa, AB üyesi ülkelerin içinde en çok rüzgar potansiyeli olan ikinci büyük ülke olarak bize yeni ufuklar açabilir.

Küresel sıcaklık yükselişi 2ºC 'de sabitlenmeli
Yeşim Aslan
Greenpeace Akdeniz İletişim Sorumlusu
Greenpeace olarak Kyoto protokolünü onaylamayan ABD, Avustralya, Türkiye gibi ülkelerin bu sürece bir an önce dahil olmalarını istiyoruz. İklim değişikliğini kontrol altına alamazsak, dünya dönüşü olmayan felaketlere sürüklenecek. Greenpeace, iklim politikasının hedefinin, ortalama küresel sıcaklık yükselişini 2ºC'ye ulaşmadan sabitlemek olması gerektiğini düşünüyor.

Yetkililer işin ciddiyetinin henüz farkında değil
Doç. Dr. Ergin Duygu
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü
Türkiye'de yerel insan etkinlikleri, yanlış uygulamalar ve küresel iklim değişikliğinin etkisiyle sinsi şekilde gelişen kuraklaşma, bu arada yaygın kirlenmeyle yeraltı su kaynakları ve toprağın kirlenmesi, çölleşme ve biyoçeşitlilik ile ekosistem kaybı sonucunda gelişen fakirleşme, kırsal göç, kentleşme gibi sorunlar yetkilileri ve kamuoyunu henüz gerektiği gibi ilgilendirmiyor.

Enerji Tüketimi, Yoğunluğu ve Kişi Başı Tüketim






Ülke

Tüketim(MTEP)

Enerji yoğunluğu

Kişi başına enerji tüketimi(TEP/nüfus)

Japonya

520,7

0,09

4,09

Yunanistan

28,7

0,2

2,62

ABD

2281,5

0,25

7,98

Türkiye

83,6

0,38

1,06

OECD

8970

0,19

4,68

Dünya

10029

0,29

1,64

Sektörde Türkiye Çin'in ardından ikinci sırada
* Üretim maliyetleri kilovatsaat başına küçük hidrolar için 4-7 sent, rüzgarda 4-6 sent, biyokütlede 5-12 sent ve jeotermalde 4-7 sent aralığında.
* Türkiye'de 70 bin konut halihazırda jeotermalle ısıtılıyor, güneş ısıtıcılarında Türkiye Çin'in ardından ikinci sırada.
* 2004'te yapılan 8 milyar euro değerindeki, 8 bin MW'lık yatırımla rüzgar enerjisi dünyada 48 bin MW'lık kapasiteye ulaştı.
* Rüzgar enerjisi sektörü 100 bin kişiye istihdam sağlıyor.
* 1 kilovatsaat elektrik üretimi için kömür santrallerinden 0.7-1 ton arası emisyonu salıyor. Bu rakam petrolde 0.72, doğalgazda 0.42 ton. Rüzgar santralleri ise kömür santrallerinin yüzde 1'i kadar emisyona yol açıyor.
* Çin, 15 yıl içerisinde yenilenebilir kaynaklara 180 milyar dolar harcayarak üretimdeki payını yüzde 15'e çıkarmayı hedefliyor.

Hiç yorum yok: