
Parktaki, her bir tarafı kaydıraklarla dolu dev Gulliver maketi, çocukları mutlu etmek için birebir. Başına, karnına tırmanıp, her yere akıllıca yerleştirilmiş kaydıraklardan kendilerini aşağıya bırakan çocuklar çok mutlu. Gulliver’in karnından hatta ayakkabısının içinden bile kaymak mümkün. Çocuklar ya da Gulliver’e göre cüceler, devi alt edişlerini doyasıya kutluyorlar o parkta.

İspanya teknolojiye erken yatırım yaptığı için kendi türbinlerini de üretebiliyor. Dünyanın en büyük 10 türbin üreticisinden biri Gamesa. 1994 yılında rüzgar enerjisine girme kararı alan firma şimdi teknoloji ihraç ediyor. 1994’te “nükleer değil rüzgar” dediğimizde bize “fırıldaktan elektrik mi üreteceksiniz” diye gülen ‘devler’, Türkiye’nin yoluna koca bir taş koydular. O devler hâlâ masa başında aynı oyunu oynuyor ama bu defa durum farklı. Küçük fırıldaklar ve güneş ekip elektrik biçen tepsi büyüklüğünde paneller, bir araya geldiklerinde devleri alt edebiliyor. İspanya, Almanya, Danimarka, İtalya, Portekiz… Devamı da geliyor.
Don Kişot’un memleketinde 23 bin megavatlık
bir rüzgar kurulu gücü var. Türkiye İspanya’dan daha yüksek bir potansiyele
sahip ancak kurulu güç 3 bin megavatın altında. Buna rağmen elektrik üretiminde
rüzgarın payı yüzde 2,5’ları buldu. Pervaneler anlayana göz kırpıyor adeta.
Türkiye’de kurulmak istenen sekiz nükleer reaktörün üreteceği elektriğin çok
daha fazlasını biz üretebiliriz diyor.
Henüz yerli türbin üreticimiz yok çünkü
İspanya’nın yaptığı gibi sektöre net hedeflerle girmedik. İç pazarımızı
yaratmakta geciktik. Ucuz denilen
nükleere rüzgardan daha fazla alım garantisi ödemeyi taahhüt ederek, yerli
türbin üreticilerini değil Rusya ve Japonya’nın nükleer firmalarını desteklemeyi
tercih ettik. Tübitak’ın yerli türbin projesi bir sektör efsanesi oldu.
Aynı hataları şimdi güneş enerjisi için yapıyoruz. Yarın dalga enerjisinde
geride kalacağız, öbür gün hidrojende. Cücelerin kolektif aklı devlerin
iktidarını alaşağı etmedikçe bu hikaye böyle gidecek.

Cücelerin bir araya geldiğinde devleri
nasıl çaresiz bıraktığını Gezi Parkı direnişinde görmedik mi? Devler güçlü,
heybetli ama kötü niyetli olduklarında kaybetmeye mahkumlar. En güzel masallar
en umutsuz anlarda yazılır. Bizimkisi de o hesap. Cüceler tarih yazmak için
2014’ü seçmişler, ayak seslerini hepimiz duyuyoruz.