Özgür Gürbüz-BirGün/29 Nisan 2016
Açık açık konuşalım. Bu ülke istemezükçülerden çektiği kadar kimseden çekmedi. Ona buna itiraz edenler yüzünden yatırımlar durdu, kalkınamadık. Türkiye’yi dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına koyacak her değişime itiraz etti bu istemezükçüler.
Açık açık konuşalım. Bu ülke istemezükçülerden çektiği kadar kimseden çekmedi. Ona buna itiraz edenler yüzünden yatırımlar durdu, kalkınamadık. Türkiye’yi dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına koyacak her değişime itiraz etti bu istemezükçüler.
Kimse kimsenin kıyafetine karışmasın, inanç ve düşünce
özgürlüğü olsun, yani laiklik ve demokrasi dedik, “istemezük” dediniz. Dünya tarihindeki tüm gelişmiş medeniyetler,
düşünce özgürlüğü üzerine kurulmuş, diğerleri yıkılıp gitmiştir. Herkesin kendi
dilini konuşmasından, fikrini özgürce söylemesinden kimseye zarar gelmez dedik
yine “istemezük” dediniz. Herkes
sünni, herkes muhafazakar ve herkes ırkçı olsun istediniz. Sizin gibi
istemezükçüler yüzünden ülkenin bir bölümünde adı konmamış bir savaş çıktı.
Kentlere girilemiyor, haber alınamıyor. Her ilde bir cenaze var. İstemezükçü
zihniyetiniz yüzünden bir arada yaşayan insanları birbirine düşürdünüz.
Büyük kentlerde parklar insanların sağlığı, çocukların
gelişimi için elzemdir, Gezi Parkı kalsın dedik, “istemezük” dediniz. Biz oraya kışla görünümlü alışveriş merkezi
konduracağız, her yeri betona boğacağız deyip, polisi, jandarmayı halkın
üzerine sürdünüz. Onlarca genç öldü, halk kutuplaştı.
İstanbul’un trafik sorununu, trafiğin sıkışmadığı,
kentin nefes aldığı tek yere, Kuzey Ormanları’na dev köprü ve otoyol yaparak
çözemezsiniz. Onun yerine gelin toplu taşımayı artıralım, kenti küçültelim, her
ekonomik yatırımı birkaç şirket cebini dolduracak diye İstanbul’a yığmayalım,
ülkenin zenginliği tüm Türkiye’ye yayılsın dedik, “istemezük” dediniz. Rant bizim her şeyimiz, Cengiz, Limak para
kazansın, rant tanıdıklara gitsin dediniz. Kentte orman kalmazsa kalmasın,
çocuklar astım hastası, obez olursa olsun biz istemezükçülükten vazgeçmeyiz
diye direttiniz.
Halkın ödediği vergilerin harcandığı yerler denetlensin,
Sayıştay raporları, müfettişler işini yapsın dedik, “istemezük” dediniz. Harcadığımızı kimse bilmesin, ihaleler, örtülü
ödenekler, tapelere, ses kayıtlarına sığmayan kirli ilişkiler açıklanmasın,
üstüne gidilmesin istediniz. Her şeyin başına ‘yeni’ getirdiniz ama istemezükçülerin
giriştiği her işin kuşaktan kuşağa aktarılacak soyadı, yolsuzluk oldu.
Avrupa’nın en güneşli ülkesinde, elektriği güneş
enerjisinden üretelim, paralarımız yurt dışına gitmesin, kömür santralleri
insanların ciğerini kanser etmesin dedik, “istemezük”
dediniz. Güneş santrallerini burada üretiriz, Rusya’dan nükleer, doğalgaz,
Almanya’dan, Amerika’dan termik santral alacağımıza bizim ülkenin gençleri iş
bulur, çalışır dedik. Ona da “istemezük”
dediniz.
Medyada sansür, tekelleşme, patron eli olmasın dedik, “istemezük” dediniz. Patronlarınız
yetmedi, her gazeteye ‘Alo Fatih’ler, kayyumlar atadınız. Özgür basına karşı
çıktınız, gazetecinin yazısına, karikatüre, lise öğrencisinin hayıflanmasına
bile bir “istemezük” çektiniz. Sizin
gibi düşünmeyen herkese hakaret davası açtınız.
Her koya bir kömür santralı, her dereye HES kondurdunuz.
Elektriği akıllı kullansak, tasarruf etsek, aynı DPT raporlarında söylendiği
gibi dörtte bir daha az enerji harcarız, paramız cebimizde kalır dedik, bu
sefer daha gür bir sesle, “istemezük”
dediniz. Yetmedi. Ülkenin iyiliğini, doğanın diriliğini isteyenlere ajan diye
iftira attınız. Dağda, bayırda yeşeren, inşaatlara karşı direnen tüm endemik
türleri paralelci ilan ettiniz.
İnsanların sağlığını hastanelere, okullardaki eğitimi
özele vermeyin, fakir fukara da olsa eşit ve kaliteli eğitim, sağlık hizmeti
alsın dedik, “istemezük” dediniz.
GDO’lu gıda değil, doğal, organik gıda dedik, “istemezük” dediniz.
Tek adam değil halk yönetsin dedik, “istemezük” dediniz.
Zorla din dersi olmasın dedik, böyle özgürlüğü “istemezük”, zorla olsun dediniz.
Çocuklara dini kullanarak yasa dışı eğitim vererek
tecavüz ediyorlar, çocukları kurtarın dedik, akıl fikir “istemezük”, bir kerecikten bir şey olmaz dediniz.
Ey siz, gerçek istemezükçüler. Bin tane güzel şey
söyledik bir tanesine “he”
demediniz. Bir de bize istemezükçü
der durursunuz. Halbuki biz iyiden, doğrudan yana her şeye varız. Bir tek hırsızları,
yolsuzları, demokrasi ve özgürlük düşmanlarını “istemezük”.