Kadir Topbaş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadir Topbaş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kadir Abi’ye bir sorum var

Özgür Gürbüz-BirGün/23 Mart 2014

Yerel seçimlere bir hafta kaldı. Açıkçası belediyeleri, sorunlarını ve çözüm önerilerini pek konuşamadık. Genel seçim havasında yerel seçim yapıyoruz. Özellikle de iktidar partisinin durumu evlere şenlik. Sivaslılar da, Nevşehirliler de belediye başkan adaylarının Tayyip Erdoğan olduğunu düşünüyor. Her yerde onun resimleri var. Amasya’ya da Kütahya’ya da aynı afiş asılıyor, aynı sloganla oy isteniyor. Tüm illere üçüncü köprü ve tüp geçit yapılıyor. Tokatlılar bizim ilde boğaz nerede diye birbirlerine soruyor. Vanlılar da, Van Denizi’nin altından otomobilleriyle geçecekleri o tarihi günü bekliyor. Belediyelerdeki güvenlik görevlileri, seçimi kazanan AKP’li başkanları belediye binasına almayabilir. “Sen Tayyip değilsin, biz ona oy vermiştik” diyebilir. AKP seçmeni bu saçmalığa kanıp, figüran başkanlara oy verecek mi; bir hafta sonra göreceğiz.

İstanbul’da ise bir başka trajedi yaşanıyor. Kendisini Gezi olayları sırasında bile sadece birkaç kez ekranlarda, basın toplantılarında görebildiğimiz Kadir Topbaş, ‘Kadir Abi’ afişleriyle kente geri döndü. Biz bu ‘abi’yi, verdiği sözlerini tutmadığı için aileden atalı çok olmuştu. Gezi sırasında, “Artık bir otobüs durağının yeri değiştirilirken bile halka sorulacak” diyen abimiz, Kanal İstanbul, Üçüncü Köprü ve Üçüncü Havalimanı projelerini bize sormadı. Onun halkı belli ki inşaat şirketleri ve başbakandan ibaret. Yine de Topbaş’ın hâlâ İstanbul’da yaşadığını bilmek güzel. Çünkü ona bu sözünü neden tutmadığını sormak için can atan benim gibi binlerce insan var bu şehirde.

Topbaş’a sormak istediğim asıl soru ise ulaşımla ilgili. Geçenlerde yapılan bir ankette, İstanbul’un en önemli sorunu nedir sorusuna, ankete katılanların yüzde 68’i “ulaşım” yanıtını vermiş. Topbaş’ın karşısına çıkan gazeteciler belki kendisine bu sorunu nasıl çözeceğini sorar. Benim sorum ise daha farklı, ulaşımla ilgili kendisine sadece bir soru sormak istiyorum. Sorum şu: Kadir Abi, evinden işine nasıl gidiyor? Metroyla mı, otobüsle mi, metrobüsle mi, dolmuşla mı ya da bisikletle mi? Yoksa işine bir makam aracında, önünde trafiği açan eskortlarla mı gidiyor? İsteyen gazeteci arkadaşlar bu sorumu alıp, kendisine yöneltebilir.

Ben kendisini metroda ayakta dikilirken hiç görmedim. Metrobüste ezilirken, tramvayda tacize uğrarken de görmedim. Otobüste otomatik kapının çarptığı Kadir Abi’yi göreniniz var mı? Minibüste ani fren nedeniyle yere kapaklanan Topbaş fotoğrafına hiç rastladınız mı? Benim minibüste kaza geçirip, kaşıma dikiş atılmışlığım var. Halk otobüsü fazla yolcu alsın diye durakta beklerken işe geç kalan ve sinir krizi geçiren Kadir Abi’yi de hiç hatırlamıyorum. Hadi bunları geçtim. Madem her yerde metro vardı, her yere metro gidiyordu; neden o trenlerde Kadir Abi yok? Sorum, diğer büyükşehir belediye başkanları için de geçerlidir.

Ken Livingstone işinden evine dönüyor. mylondondiary.co.uk
Güvenlik deyip bu sorumu geçiştirmeye kalkmayın. Londra’nın eski belediye başkanı Ken Livingstone’ın metroda seyahat ederken çekilmiş onlarca fotoğrafı var. Londra’nın bugünkü belediye başkanı Boris Johnson bir bisiklet tutkunu. Johnson, 2012 Londra Olimpiyatları’na gelen özel konuklara (VIP) bile toplu taşımayı kullanmalarını önermişti. Bir defasında Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eş Başkanı Rebecca Harms ile Berlin’de röportaj yapmak için randevulaşmıştık. Elinde bavuluyla metrodan çıkıp gelivermişti.

Eğri oturup doğru konuşalım. İstanbul’u 1994’ten beri AKP zihniyeti yönetiyor. Erdoğan dönemi metro açısından tam bir felaket. Öyle ki Topbaş bile icraatlarını anlatırken 2004 öncesi deyip geçiyor. Halbuki kendisi 1994-1998 yıllarında Erdoğan’ın danışmanıydı. 1999’da Beyoğlu Belediye Başkanı oldu. 2004’ten beri de İstanbul’u yönetiyor. Kadir Abi 20 yıldır burada. Beyoğlu’nun da İstanbul’un da hali ortada.

Devlet Habitat'tan da kaçtı

Türkiye sürpriz bir kararla, Birleşmiş Milletler kapsamında çalışan Habitat örgütü tarafından düzenlenen ve kentleşmeyle ilgili sorunların tartışıldığı Habitat toplantısına ev sahipliği yapmaktan vazgeçti. 2016 yılında İstanbul’da yapılacak konferansa ev sahipliği teklifi bizzat Türkiye’den gelmiş ve altı ay önce BM genel kurulunda kabul edilmişti. 

Özgür Gürbüz-BirGün/22 Haziran 2013

Foto: Halkevleri
Türkiye, insan yerleşimleri, kentleşme gibi konularda çözüm yolları üretmeyi amaçlayan ve Birleşmiş Milletler (BM) içinde yer alan Habitat örgütünün üçüncü büyük toplantısına ev sahipliği yapmaktan vazgeçti. Daha önce iki kez büyük toplantı düzenleyen BM örgütünün 2016 yılında yapacağı toplantıya ev sahipliği yapmayı bizzat Türkiye istemiş ve İstanbul aday gösterilmişti. 6 Aralık 2012 tarihinde, BM Genel Kurulu’nda Türkiye’nin teklifi kabul edilmiş, İstanbul’daki toplantıya katılım çağrısı yapılmıştı. Fakat, İstanbul’u kongre merkezi yapmak isteyen, olimpiyatlara aday Türkiye, Habitat toplantısına ev sahipliği yapma başvurusunu geri çekerek herkesi şaşırttı. Aldığımız duyumu teyit etmek için başvurduğumuz BM-Habitat yetkilileri geri çekilme kararını doğrularken, nedenleri konusunda kendilerine bir açıklama yapılmadığını belirtiyor. Bu nedensiz fikir değişikliğinin Türkiye’nin “imajını” nasıl etkileyeceği de ayrı bir tartışma konusu.

Hükümet kent örgütlenmelerinden rahatsız
BM-Habitat örgütü en son toplantısını 1996 yılında İstanbul’da yapmıştı. Bu son toplantıda, “Habitat Gündemi” ve “İstanbul Deklarasyonu” kabul edilmişti. Bu belgelerle hükümetler, tüm vatandaşlara uygun barınma olanakları sağlamayı ve sürdürülebilir insan yerleşimlerini geliştirmeyi taahhüt etti. Dünya nüfusunun yarıdan fazlasının kentlerde yaşamaya başlamasıyla önemi artan kentleşme sorunlarının da konuşulduğu toplantıya Türkiye’nin ev sahipliği yapmaktan neden vazgeçtiği ise bir muamma. Kararın çok yanlış olduğunu belirten TMMOB Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, “Kentleşme ile ilgili önemli kararların alındığı bir dönemden geçiyoruz. Tarihi ve doğal çevre ile kültürel yaşamımız bu süreçten etkileniyor. Habitat, toplumun farklı kesimlerinin düşüncelerini, önerilerini ortaya koyabileceği özgür demokratik bir ortam sağlayabilirdi” diyor. Son yıllarda kentlerde sürdürülen operasyonların mağdurlarının platformlar kurduğu ve muhalefetin örgütlendiğine dikkat çeken Muhcu, “31 Mayıs’taki müdahaleden sonra bu demokratik tepkiler kendilerini bir şekilde ifade etti. Hükümet, bu kent örgütlenmelerinden rahatsız, bu düşüncelerin Habitat’a taşınmasından endişe etmiş olabilir ama ne açıdan bakılırsa bakılsın bu karar hükümet açısından ciddi bir yıpranmaya yol açar” yorumunu yapıyor.

İstanbul 15 yıl önceki siluetini kaybetti
Türkiye’nin Habitat’a ev sahipliği için yaptığı başvuru BM’nin 6 Aralık 2012 tarihli genel kurul toplantısının sonuçlarında yer almış, başvuru desteklenmiş ve tüm ülkelere katılım çağrısı yapılmıştı. Türkiye’nin altı ay önce yaptığı başvurusunu Gezi olayları sonucunda geri çekiyor olması, bu kararın ardında “Gezi Parkı olayları var” tahminini güçlendiriyor. İstanbul’da yapılacak bir toplantıda Türkiye’den katılımın çok olması, Gezi Parkı, Üçüncü Köprü, Kanal İstanbul ve Üçüncü Havalimanı projelerinin sıkça gündeme geleceği tahmin ediliyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube 2. Başkanı Mehmet Murat Çalık da bu konuya dikkat çekiyor. Kararı doğru bulmadıklarını söyleyen Çalık, “1996 sürecini hatırlıyoruz, ciddi kazanımları olan birçok konunun tartışıldığı bir ortamdı. Bugünlerde tartışmaya uygun bir ortam yok. İstanbul’un Habitat’ta ciddi tartışma yaratacak sorunları var. Sadece Gezi Parkı değil, yüksek yapı politikası, AVM’ler ve rantsal projeler var. İstanbul 15 yıl önceki siluetini kaybetti, yeni siluetler eklenmeye çalışıyor. 2016 yılının yerel yöneticiler tarafından sakin geçmesi isteniyor olabilir. Başvurunun geri çekilmesi talihsiz. Habitat, teknik adamların, yerel yöneticilerin çok faydalandığı bir buluşmaydı” açıklamasını yapıyor. Görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileriyse kendilerine konu hakkında bir bilgi gelmediğini belirtti.

***
Kadir Topbaş ne yapacak?
BM-Habitat Yerel Yönetimler Danışma Komitesi’nin (UNACLA) başkanlığını yürüten İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’ın bu çekilme kararının ardından ne yapacağı da merak konusu. UNACLA, Habitat toplantılarının gündeminin belirlenmesi için yerel yöneticilerin katılımını arttırmayı amaçlayan bir kuruluş. Başkanlığa seçildiğinde Topbaş, “UNACLA Başkanlığı onurlu bir görev, ama tabii dünyaya karşı ciddi bir sorumluluk” açıklamasını yapmıştı.

1996’da ne olmuştu?
Son Habitat toplantısı 1996 yılında İstanbul’da yapılmıştı. 3-14 Haziran 1996 tarihleri boyunca İstanbul’da çeşitli protesto yürüyüşleri ve gösteriler düzenlenmiş, alternatif toplantılar gerçekleştirilmişti. Resmi toplantı sonucunda İstanbul Deklarasyonu ve Habitat Gündemi başlıklı iki belge yayımlanmıştı. Bu iki doküman, hükümetlerden tüm vatandaşlarına uygun ve sürdürülebilir yerleşim koşulları sağlamasını talep ediyordu.