Bugün tüm
dünyada vizyona giren film şöyle başlıyor: “Galaksinin bir diğer ucunda, bizim ‘istikrarlı’ ülkemizden çok uzakta
karbon savaşları başlamıştı. Dünya adlı gezegenin Paris kentinde toplanan
ülkeler, gezegeni yok eden iklim değişikliğine çare bulmak için iki hafta
boyunca yüzlerce toplantı yapmıştı. Petrol, kömür ve gazdan gücünü alan fosil yakıt imparatoru, daha önceki 20
toplantıda olduğu gibi bu toplantıyı da sabote etmeyi başardı. 35 yıl içinde
dünyadaki tüm canlı türlerinin dörtte birinin soyunun tükenmesine neden olacak
iklim değişikliğini durdurma konusunda taraflar ciddi bir çaba harcamadı. Güneş
kılıçlarıyla Paris’teki iklim konferansına katılan çevreci kahramanların çabası
da şu ana kadar boşa çıktı. İmparator, kılıktan kılığa girerek görüşmeleri
sabote ediyordu. Herkes iklim değişikliği sorununu çözmekten bahsetse de elini
taşın altına koyduğunu söyleyenler bile İmparator’un etkisi altındaydı. Halkın
büyük isyanı artık son umut olmuştu”.
Filmin sonunu
anlatırsam racona uymaz, zaten sonu bugün çekiliyor. Paris’te şu ana kadar
önerilenler gezegenin ağır bir hasar almasını önlemekten uzak. Tüm dünya,
sanayi devriminden bu yana gerçekleşen sıcaklık artışının 1 dereceyi bulduğunu
biliyor. Bu artış 1,5 dereceyi, daha da kötüsü 2 dereceyi geçerse kuraklıklar,
seller, fırtınalar, deniz seviyesinde ciddi bir yükseliş bizi bekliyor. Bugüne
kadar gördüğünüzden daha şiddetli hava olayları gerçekleşecek ve tüm bunlar
daha sık yaşanacak. Buna rağmen, ülkelerin Paris’te önerdikleri seragazı
emisyon azaltım taahhütleri, bırakın sıcaklık artışını 2 derecenin altında
tutmayı, 3 derecenin altında tutamıyor. Ülkelerin hepsi bir şey yapıyormuş gibi
gözüküyor ama verilen sözlerin hepsi tutulsa bile durum bu. Yüzünüze gülen
liderlerin arkasındaki güç kim? Fosil yakıtların imparatoru nasıl oluyor da
binlerce insanın ve canlı türünün kaderini etkileyecek kararların alınmasını
sağlıyor? Hangi ülkeler bu ‘gücün’ etkisi altında?
Ekolojik
Cumhuriyet saflarında karbon lordlarına karşı savaşan GermanWatch adlı örgüt, bu sorunun yanıtını bulmak için bu yıl da ülkelerin
iklim değişikliğini durdurma çabalarını değerlendirdi. 61 ülke arasında enerjiden
gelen gücü kötüye kullananların başında Suudi Arabistan geliyor. Suudi
Arabistan, Fosil İmparatoru’nun yıllardır en sadık hizmetkarı. İklim
değişikliği mücadelesinde en az çaba
harcayan 50. ülke Türkiye de gücün kötü tarafına hizmet eden ülkeler
arasında. Suudi Arabistan, Rusya, Kanada, İran ve Avustralya gibi listenin
karanlık tarafında yer alıyor. Buradaki ülkelerin birçoğu fosil yakıtlardan
para kazanıyor. Türkiye ise fosil yakıt fakiri ve tam tersi, bu bağımlılıktan
dolayı her yıl İmparator’a 50 milyar dolar ödüyor. Halbuki gücün öte tarafı,
güneş imparatorluğu Türkiye’ye ucuz ve çevreci bir seçenek sunuyor. Buna rağmen
fosil imparatorluğunun etkisinden kendini kurtaramıyor. Türkiye’den bir Darth Vader çıkar mı, son anda Türkiye
yüzünü güneşe döner mi; bu inatçılıkla zor. Paris’te seragazı emisyonlarını
azaltmak yerine arttırmayı öneren Türkiye, gücün karanlık tarafında yer almaya
devam ediyor. Türkiye’yi bu gidişle, sadece gezegenin fosil yakıtlardan
arınması kurtaracak.
Galaksinin
bağımsız bilim canlıları, 3 derecelik bir artışta deniz seviyesindeki
yükselmenin 2100 yılında 1,6 metreyi bulacağını söylüyor. Her bir derecelik
artışta, kasırgaların sıklığının yüzde 10’a kadar, hızının da yine yüzde 3-12
arasında artabileceği belirtiliyor. Türkiye’de halihazırda sel felaketlerinin
kentleri ne hale getirdiğini bir düşünün. Sıcak yaz aylarında turizm cennetlerinin
ne hale geleceğini, su olmayınca tarımda yaşanacak sorunları gözünüzün önüne
getirin. Korkunun ecele faydası yok, güneş kılıcınızı çekin ve Ekolojik
Cumhuriyet saflarında karbon savaşlarındaki yerinizi alın. İster yerel, ister
genel seçim, oylarınızın Karbon İmparatoru’na gidip gitmediğinden emin olun.
Mahallenizdeki parkı, tükettiğiniz elektriği, harcadığınız petrolü kontrol
edin. Gücün karanlık tarafına hizmet edecek her türlü işten, alışverişten
kendinizi uzaklaştırın. Pişman olup güneş imparatorluğuna katılmış bir fosil
lordunun, “Gücün karanlık tarafını
küçümsüyorsunuz. Mücadele etmezseniz, kaderinizle yüzleşirsiniz” sözlerini
hatırlayın. Onlar sizi köprüler, otoyollar, çok katlı binalardan oluşan
sitelerle kandırmaya devam edecek. İnsanların daha az çalıştığı, daha az
tüketerek mutlu olduğu, toplu taşıma araçları ve bahçeli evlerden oluşan bir
geleceğin hayal olmadığını unutmayın. İmparatorun aklınıza hükmetmesine izin
vermeyin. Güç sizinle olsun.