Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, yapımı süren
Akkuyu Nükleer Santralı konusunda Türkiye’den, nükleer santral gibi sınır aşan projelerin
ÇED sürecine komşu ülke vatandaşlarının katılımına olanak sağlayan Espoo
Sözleşmesi’ne katılmasını istedi.
Özgür Gürbüz-BirGün/15 Ekim 2018
Geçen hafta
Akkuyu Nükleer Santralı’nı ilgilendiren önemli bir gelişme yaşandı. Yeni Akit
olayı, “Nükleer Ahlaksızlık”, Cumhuriyet ise “Akkuyu uyarısı istifa getirdi”
başlıklarıyla haberleştirdi. Sorun, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne sunulan
ve AKP Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’ın raportörü olduğu nükleer
güvenlikle ilgili bir tasarıda Akkuyu Nükleer Santralı’yla ilgili bazı
taleplerin yer almasıydı.
Emine Nur
Günay, yaptığı açıklamada, “Avrupa’da 15
yeni reaktör inşaatı devam etmektedir. 15 santral içinden sadece Akkuyu
santralı gündeme getiriliyor ve rapora ekleniyor. Diğer 14 santralden neden hiç
bahsedilmiyor ve önerge verilmiyor? Bunun hiçbir rasyonel açıklaması yoktur ve
komiteye sunulmamıştır. Türkiye aleyhine bir girişim var” diyerek
raportörlükten çekildiğini söylemişti. Günay’ın açıklamasının doğruluğunu
kontrol etmek için söz konusu tasarıyı okudum. Durum hiç de anlatıldığı gibi
değil.
Öncelikle
tasarıda sadece Akkuyu’dan bahsedilmiyor, Avrupa’da yaşlanan nükleer
santralların riskine (madde 4); Belçika ve Fransa’da yaşanan terör
saldırılarından sonra nükleer santralların hedef olma durumuna (madde 2);
Çernobil ve Fukuşima kazalarına (madde 2); hatta nükleer santralların sökümü ve
atık sorununa (madde 5) bile değiniliyor. İsmi verilerek, uyarılarda bulunulan
tek nükleer santral da Akkuyu değil. Belarus’ta yapımı süren ve Litvanya’nın
başkentine 45 kilometre uzakta bulunan nükleer reaktörü de uluslararası
standartlara uymadığı için eleştiriyor (madde 7). Özetle, ortada Türkiye’yi
hedef alan bir “Batı kumpası” yok. Güney Kıbrıs’ın talebi Akkuyu’ya ayrı bir
madde açılmasını sağlamış olabilir ama 11 maddenin hemen hemen hepsinde
yukarıdaki gibi tüm Avrupa’daki nükleer santrallara yapılan uyarılar var.
Neden
Avrupa’da yapımı süren diğer 12 reaktörün (14 değil 12 çünkü Belarus’taki iki
reaktörün de adı geçiyor) genel eleştiriye tabi tutulduğu ve isminin vermediği
ise Akkuyu ile yazan madde okunduğunda hemen anlaşılıyor. Madde 8’de özetle,
deprem kuşağında yer alan Türkiye’de yapımı süren santralın, başta 85 kilometre
ötedeki Kıbrıs olmak üzere komşu ülkelerde güvenlik endişesi yarattığı, bu
yüzden de Uluslararası Nükleer Güvenlik Anlaşması gereği komşularıyla proje
hakkında görüş alışverişinde bulunması gerektiği yazıyor. Daha da önemlisi aynı
maddede Türkiye’den Espoo Sözleşmesi’ne katılması çok net bir dille isteniyor.
Espoo’ya, sınır aşan çevresel etki değerlendirmesi de denebilir. Türkiye bu
sözleşmeye taraf değil çünkü kurallara uymayı sevmiyor, halkın görüşünü
önemsemiyor. Espoo Sözleşmesi’ne taraf ülkeler, nükleer santral gibi etkisi
komşulara kadar uzanan bir proje yapıyorsa, kendi ülkelerinde olduğu gibi o
ülkelerde yaşayan insanların da görüşlerini almak zorunda.
Mersin
Büyükeceli’de, bir saat süren protestolar nedeniyle yapılamayan, Rus şirket
temsilcilerinin salonu Jandarma korumasında terk etmek zorunda kaldığı
toplantıyı bizzat izledim. Türkiye, o yapılmayan toplantıyı yapıldı diye kayda
geçip, nükleer santral yapan bir ülke. Hiç ister mi Yunanistan’dan,
Bulgaristan’dan, Güney Kıbrıs’tan gelecek ciddi sorulara yanıt vermeyi? Yeri
gelmişken söyleyelim. Yunanistan, Bulgaristan ve Ermenistan’ın da aralarında
olduğu 45 ülke Espoo’ya taraf. Halkın katılımından kaçan bir ülke varsa o
Türkiye anlayacağınız. Taraf olsak, onların benzer projeleriyle ilgili bizim de
söz söyleme hakkımız olacak halbuki.
Günay’ın
nükleer enerji konusuna hakim olmadığı ve biraz da önyargıyla hareket ederek
bunu Türkiye’ye karşı bir hareket gibi algıladığını sanıyorum ama gündeme
getirmesi iyi oldu. Tasarının 11 Ekim 2018 tarihinde, 99 evet oyuna karşı 18
hayır oyu ile kabul edildiğini ve Emine Nur Günay’ın isminin “raportör” olarak
kaldığını da not düşelim. Sadete gelelim. Nükleerin pahalı ve gereksiz olduğu
gerçeğini bir kenara bırakarak soruyorum. Akkuyu’da uluslararası standartlara
uygun bir nükleer santral yapmaktan neden kaçıyorsunuz?