Özgür Gürbüz-BirGün/29 Haziran 2014
Yenikapı’da denizin neden doldurulduğu anlaşıldı. ‘Miting alanı’ diye gösterilen Kazlıçeşme’deki araziye otel ve alışveriş merkezi yapılacakmış. Kazlıçeşme’deki arazi ‘miting alanı’ olamayacak kadar değerliydi. Yenikapı yeni ‘miting alanı’ olunca Kazlıçeşme boşa çıktı. Yakında hükümete yakın bir şirket Yenikapı’ya da otel dikmek isterse, istikamet Adalar; haberiniz olsun. Bu arada, ‘miting alanı’ diye bir yer olmaz. Sirk mi bu? Protesto nerede uygun görülüyorsa orada yapılır.
Yenikapı’da denizin neden doldurulduğu anlaşıldı. ‘Miting alanı’ diye gösterilen Kazlıçeşme’deki araziye otel ve alışveriş merkezi yapılacakmış. Kazlıçeşme’deki arazi ‘miting alanı’ olamayacak kadar değerliydi. Yenikapı yeni ‘miting alanı’ olunca Kazlıçeşme boşa çıktı. Yakında hükümete yakın bir şirket Yenikapı’ya da otel dikmek isterse, istikamet Adalar; haberiniz olsun. Bu arada, ‘miting alanı’ diye bir yer olmaz. Sirk mi bu? Protesto nerede uygun görülüyorsa orada yapılır.
Eşine başka
bir yerde rastlanmayan o güzelim deniz, eşine bin yerde rastlanacak otel ve
alışveriş merkezinin kurbanı oldu. Herkesin
ortak mülkü, müştereğimiz Marmara Denizi, ‘alicengiz’ oyunu ile şirketlere
peşkeş çekildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, daha doğmamış, kendilerine
oy bile vermemiş insanların geleceğine ipotek koydu, telafisi olmayan bir
ekolojik yıkıma imza attı. “Otobüs durağının yerini değiştirsek soracağız”
diyenler, Yenikapı ve Maltepe’de denizi doldururken göstermelik bir anket bile
yapmadı.
Bu anlayış, İstanbul’u
yer darlığından parsel parsel, Anadolu’yu ise bölge bölge yok ediyor. Batı
Karadeniz Bölgesi de son örnek. Bölge enerji şirketlerine tahsis edildi, özellikle
de kıyı şeridi. Eren ve Hattat Holding başta, enerji şirketleri boş buldukları
her alana termik santral kurmak istiyor. Projeleri anlatmaya Zonguldak’la
başlayalım. Rakamların büyüklüğünü anlayabilmeniz için bir de ipucu vereyim.
Türkiye’nin elektrik üreten tüm santrallerinin bugünkü kurulu gücü 66 bin
megavat (MW). Bartın ve Zonguldak’taki projeler hayata geçirilirse iki ildeki
kömür santrallerin kurulu gücü 7120 MW’ı bulacak. Buna Sinop’ta yapılmak
istenen 4600 MW’lık nükleer santrali de ekleyince bölgeyi uykusundan edecek 12
bin MW’lık bir karabasandan bahsediyoruz. Tarımı, sağlığı, denizi, iklimi
bitirecek bir karabasan.
ZONGULDAK
Eren Enerji
Çatalağzı’nda 1320 MW’lık bir kömür santrali kurmak istiyor. Şirketin aynı
bölgede hâlihazırda iki termik santrali daha var ve güçleri toplam 1390 MW.
Çatalağzı’nda bir de kısa bir süre önce özelleştirilen Demir Holding’in 300
MW’lık kömür santrali var. Bitmedi. Hema Holding (Hattat Holding), Karadeniz
Ereğli ilçesine bağlı Bayat Köyü Kireçlik mevkiine 1320 MW gücünde kömür
santrali kurmak için lisans başvurusu yaptı. Aynı şirket, yine Ereğli’de,
Kandilli bölgesinde 150 MW’lık bir başka kömür santralinin peşinde.
BARTIN
Hema Holding
hızını alamamış olacak ki, Zonguldak’ta başlayan kömür tutkusunu Bartın’a da
taşıdı. Taşıdı ama buradaki termik santral projeleri başta Amasra olmak üzere
tüm ili ayağa kaldırdı. Nasıl kaldırmasın, Amasra Karadeniz’in ayakta kalan
birkaç turizm alanından biri ve şirketin iki termik santral projesi var. Her
biri 1320 MW gücünde. Amasra, Çapak Koyu mevkiindeki santral için hazırlanan
ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) raporu kabul edilince Bartınlılar 42 bin itiraz
dilekçesiyle tepkisini gösterdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce
projeye sahip çıktı. Batı Karadeniz’i Türkiye’nin en büyük enerji üslerinden
biri yapmak isteyen Hattat Holding’in sahibi Mehmet Hattat da aynı fikirdeyse
durum şu anda 2’ye karşı 42 bin. Demokrasilerde bakanların veya zenginlerin
fazla oy hakkı olmaz. Herhelde Güllüce ve Hattat bunu biliyordur.
Bu arada
Hattat Bey’e kötü haberi verelim. Enerji üssü fikri yeni değil. Türkiye’nin İç
Anadolu (kömür santralleri), Güneydoğu (kömür, hidroelektrik, petrol),
Karadeniz (hidroelektrik), Marmara(Şeyl gazı, maden) ve Akdeniz(nükleer)
bölgeleri de enerji üssü olmaya çalışıyor. Kalan yerler de madenler, endüstri
tesisleri ve TOKİ binalarıyla boğuşuyor. Türkiye’nin gıda üssü neresi olacak, o
belli değil. Turizmi, doğayı nereye sıkıştıracağız o da belli değil. Bu gidişle
millete kömür yedirip, petrol içirecekler.
20. Ütopyalar Toplantısı
Ütopyalar
Toplantısı denince akla ilk gelen isim Savaş Emek olur. Savaş Ağabey’i 20
Ocak’ta kaybettik. Bu yıl 2-6 Temmuz arasında Karaburun’da yapılacak 20.
Ütopyalar Toplantısı onun anısına yapılıyor. Biz dostları, yol arkadaşları
orada olacağız. Savaş Emek olmadan ütopyaları konuşmak zor ama ütopyalarımız
olmadan da dünyayı değiştirmek mümkün değil. Ergin Pansiyon’daki belki de son
ütopyalar toplantısına, Savaş Emek anmasına bekleriz. Ayrıntılı bilgi Bilim ve
Gelecek dergisinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder