Gerze Yaykıl Köyü - Foto: O. Gurbuz |
Köyün bir tarafı deniz diğer
tarafı alabildiğine yeşillik. Vaat edilen cennet, hadi daha mütevazi olalım,
filmlerdeki özlem duyulan köy sanki. Sinop’tan İstanbul’a dönünce Gerze’nin
değerini daha iyi anlıyorsunuz. Başka bir dünyadan ödünç alınmış bir hayat gibi
yaşadıklarınız; bir varmış, bir yokmuş.
BİR VARDILAR TEZ YOK OLDULAR
Herhalde biliyorsunuz; Efes
Pilsen, Komili, Mc Donald’s ve Coca Cola gibi birçok markasını tanıdığınız (ve
umarım boykot ettiğiniz) Anadolu Grubu, dört yıldır Gerzelilerin korkulu rüyası
oldu. İstanbul'un Gulyabanisi neyse Gerze için de Anadolu Grubu o. Yaykıllılar
termik santral istemedikleri için aylardır köy girişinde nöbet tutuyorlar.
Nasıl tutmasınlar? 22 Ağustos 2011 tarihinde Anadolu Grubu’na bağlı ekipler
gece yarısı köyde sondaj yapmaya gelmişlerdi. Köylüler bir gözü açık uyumanın
ödülünü, sondaj ekiplerini geri püskürterek aldılar. Canlarını siper ettiler.
70-80 yaşında dede ve nineler panzerlerin, jandarmanın ve polisin karşısına
çıktı. Canları yandı, gözleri biber gazından görmez oldu, gözaltına alındılar,
tutuklandılar ama Yaykıl’ı ise ve kömüre boğmak isteyen firmaya geçit
vermediler. “Korkunç şeyler gördüm” başlıklı yazımda o saldırıyı, insanlık
faciasını yazmıştım. Hatırladıkça yüreğim sızlıyor. Köylü direndi. Jandarma,
polis ve sondaj ekipleri bir daha köyün yakınında gözükmedi. Bir vardılar, tez
yok oldular.
Gerze Yaykıl Köyü, nöbetteki köylüler - Foto: O. Gurbuz |
Yaykıl Köyü girişindeki
eylem çadırının kenarında, Şükrü Amca nöbette. Şükrü Akgöz, 82 yaşında.
Geceleri eylem çadırına gelemediğinden yakınıyor ama gündüzleri elde baston o
da nöbet bekliyor. Panzerleriniz korksun, Şükrü Amca nöbette. Sakalı yok ama
masallardaki ermiş dedeler gibi kendisi. Bir geliyor, bir söylüyor, tüm masal
aydınlanıyor. Nöbet çadırının ışığıydı Şükrü Amca, beni kendine çekiverdi,
içimi aydınlattı.
KÖYE CANAVAR GELMİŞ
Ahmet Tiryaki, köyün
muhtarı. Başta köyde termiğe karşı çıkanlar yarı yarıyaydı diyor. İş vereceğiz
vaatleri ilk başta pirim yapmış ama sonra köydekiler Elbistan’daki, Adana
Sugözü’ndeki termik santralleri gitmiş görmüş. Temiz kömürün masal olduğunu
anlamışlar. 6 Ağustos’tan beri nöbette olduklarını söylüyor. Tiryaki, baskının
yapıldığı geceyi anlatıyor. O gece Yeşil Gerze Çevre Platformu (YEGEP) şirketin
halkı yanına çekebilmek için düzenlediği sünnet törenine misilleme yapmış, iki
çocuğu sünnet ettirmiş. Şirket de sünnet düğününe elde sondaj makinesiyle
gelmiş. Çocuklar korkmuş tabi ama cesaretlerini toplayıp birlik olarak makineyi
de sahte sünnetçiyi de kovmuşlar. Sünnet dediğin ucundan azcık olur, bunlar tüm
köyü, köydeki tüm ağaçları kesmeye niyetliymiş. Köye canavar kükreyerek gelmiş,
gelmiş ama inleyerek köyü terk etmiş.
Gerze Yaykıl Köyü - Foto: O. Gurbuz |
Öykünün bir de kadın
kahramanları var. Masallardaki periler gibi göz açıp kapayıncaya kadar
Gerze'den Yaykıl'a uçuveriyorlar. Bir bakıyorsunuz eylemdeler, bir bakıyorsunuz
dertlerini türkü yapmış söylüyorlar. Sinop'un bu modern amazonları 30 Nisan'da
ÇED raporuna itirazlarını sunmak için Ankara'ya gittiler. İller Bankası önünde
yeri göğü inlettiler. Uzmanlar ÇED raporunda 57 farklı konuda yanlışlıklar
tespit ettiler, 8 binin üzerinde dilekçe verildi. Toplantıda, Karadeniz Sahil
Yolu nedeniyle Gerze’nin sağından solundan otoyolların geçeceği, bölgenin doğal
özeliğini yitireceği ve ilçede zaten denize bile girilemediği gibi bir sürü
asılsız iddia ortaya atılmış. Gerzeliler ise bunların hepsine yanıt vermiş.
Sinop Orman Genel Müdürlüğü, DSİ İl Müdürlüğü, Gerze ve Sinop Belediyesi
olumsuz görüş bildirmiş. Orman ve su kaynaklarına zarar verir denmiş. Resmi
kurumların yarısına yakını ise mazeret belirterek toplantıya katılmamış.
Toplantı, şirkete eksik belgelerini tamamlamak için süre verilmesiyle son
bulmuş. İki belediye başkanından da detaylı rapor istenmiş. Sürenin ne zaman
biteceği de belli değil. Aynı masallardaki gibi, belgeleri üç vakte kadar getir
demişler, şirketi azat etmişler.
Gerzeliler termik santrale karşı dayanışma içinde -Foto: O. Gurbuz |
Gerzeliler Ankara'ya kadar
gitmiş, köye, memlekete boş dönecek değiller. Dönüş yolunda Çatalağzı termik
santraline uğramışlar. Termik santral savunucuları öve öve bitiremiyormuş
santrali. Gerzeliler santrali görünce gözleri faltaşı gibi açılmış, sinirden
elleri kolları zangır zangır titremiş. Çatalağzı'ndaki termik santrali
gördükten sonra hep birlikte yemin etmişler. “Biz santrali istemiyorduk ama
şimdi ölümüne istemiyoruz” demişler. İçlerinden biri, “Bu uğurda birkaç ceset
vermek gerekirse o cesetlerden biri benimki olsun” demiş. Diğerleri de tekrar
etmiş, “o ceset benimki olsun!”. Gerzelilerin yemini ta İstanbul'dan Anadolu
Grubu'ndan duyulmuş. Ortalığı buz kesmiş. Ankara'da Enerji Bakanlığı'nda bu
yemin kulaktan kulağa konuşulur olmuş. Bakan 'Gerze' kelimesinin bakanlıkta
konuşulmasını yasak etmiş.
Gökten üç yeşil elma düşmüş.
Biri Yaykıl Köyü'ne, biri Gerze'ye diğeri de memleketin tüm yayla, ova, dere ve
akarsularına.
3 yorum:
anlatılan bu cenneti tanıyor olmanın mutluluğuyla helal olsun köyünüze kentinize vatanınıza sahip çıktığınız için.hepinizi çok seviyoruzzzzzzzzzz...
Köylüler elektrik kullanmadan mum yakarak otursunlar. Herkese örnek olsunlar ondan sonra köylüleri örnek alan 1 milyon kişide evlerinde elektrik kullanmadan yaşasınlar o zaman o santrali yapmaya gerek kalmaz. Haydi hep beraber indirelim şalterleri. Böylece kavga etmeyede gerek kalmaz çünkü santrali yapacak olanlar üretecekleri elektriği satacakları yer bulamazlar...
Adını yazamayan arkadaş. Yaşadığın yeri söylede oraya yapsınlar çok sevdiğin santralı.
Ahmet Tekneoğlu
Yorum Gönder