Ekoloji değil, ekonomi önemli

Kopenhag’daki iklim zirvesinde pazarlık masasına oturan Türkiye’nin stratejisi ortaya çıktı. Türkiye, ekonomisine yük getireceği düşüncesiyle 2012 sonrası yükümlülük almamaya yönelik her türlü çabayı gösterecek.

Özgür Gürbüz-Gazete Haberturk /9 Aralık 2009

Türkiye, Kopenhag'daki İklim Zirvesi'ne cebinde bir strateji belgesiyle gidecek. Kyoto’ya taraf olan ancak EK-B adı verilen ve yükümlülük alan ülkelerin yer aldığı listede bulunmadığı için seragazı indirim hedefi almayan Türkiye’nin ana stratejisi bu konumunu korumak. Ulusla tutumumuz başlıklı bölümde, “2012 yılı sonrasında herhangi bir sera gazı emisyonu sayısal azaltım yükümlülüğünün alınmasının ülkemiz ekonomisine getireceği ilave yük ve sorumluluklar dikkate alınarak, Protokol’ün Ek-B listesinde ülkemizin isminin bulunmaması yönünde her türlü girişimde bulunulacaktır” maddesi dikkat çekiyor.

Türkiye’nin özel konumuna dikkat çekilen strateji belgesinde, 1990’dan bu yana yapılan rekor yüzde 119’luk artışa rağmen kişi başına düşen yıllık emisyon değerinin 5,3 ton CO2 eşdeğeriyle OECD ve Avrupa ülkelerinden düşük olduğuna dikkat çekiliyor. OECD ülkeleri ortalaması 15, Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkede ise bu rakam 10,2 ton. Belgede yine kişi başına enerji tüketiminin gelişmiş ülkelere göre azlığına dikkat çekiliyor ve Türkiye’nin 2001 yılında Marakeş toplantısında kabul edilen özel durumunun korunmasının isteneceği anlaşılıyor.

Strateji belgesine göre Kopenhag’da mevcut durumu korumak için mücadele edecek olan Türkiye’nin bir yandan da finansal desteklere ulaşarak beş ana sektörde seragazı salımlarını azaltmaya yönelik kısa (1 yıl), orta (1-3 yıl) ve uzun (3-10) vadeli planlar yaptığı da görülüyor. Enerji, Ulaştırma, Sanayi, Atık ve Arazi kullanımı ile Tarım ve Ormancılık başlığı altındaki beş ana sektörde göze çarpan maddeler şunlar:

  • Yeni binalarda enerji verimliliği ve merkezi ısıtma ön plana çıkacak. Sıcak su, elektrik üretimi ve tüketimi bölgeselleştirilecek. (Kısa)
  • Yenilenebilir ve nükleer enerji kullanımı teşvik edilecek (Orta)
  • Termik santrallerde rehabilitasyon, alternatif yakıt için Ar-Ge. (Orta)
  • Enerji yoğunluğu 2020’de 2004’e göre daha düşük seviyeye çekilecek (Uzun)
  • 2020 yılında toplam elektrik üretiminin yüzde 25’i yenilenebilir enerjiden sağlanacak.(Uzun)
  • Enerji sektöründe 2020 yılına kadar referans senaryoya göre yüzde 7 karbondioksit emisyon sınırlaması hedeflenecek. (Uzun)
  • Yük ve yolcu taşımacılığında demiryolunun payı artacak. (Kısa)
  • Büyük kentlerde metro ve hafif raylı sistem. (Orta)
  • Gönüllü karbon piyasaları oluşturulacak. Seragazı indirimi yapan gelir elde edecek. (Orta)
  • Kojenerasyon ve ısı kazanım sistemleri teşvik edilecek. (Orta)
  • Belediye atıklarının yüzde 70’i 2012 itibariyle düzenli depolamaya geçecek. (Orta)
  • Kompost, geri dönüşüm ve atıklardan enerji üretimi yaygınlaşacak. (Uzun)
  • Gübre ve ilaçlamada modern tekniklerle karbon salımı azaltılacak.(Kısa)
  • Ormansızlaşmanın önlenmesi için strateji belirlenecek. (Kısa)
  • 2008–2012 yılları arası 2,3 milyon hektar alan ağaçlandırılacak ve rehabilite edilecek. Bu sayede 2020 yılına kadar toplam 181,4 milyon ton karbon ormanlar tarafından tutulacak. (Uzun)
  • Kentsel alanlarda açık ve yeşil alan sistemlerinin artırılması teşvik edilecek. (Uzun)

Hiç yorum yok: