Oxfam ve Earthworks adlı kuruluşların hazırladığı madencilik raporuna göre 1 ton bakır elde edilirken 110, 31 gram altın çıkarılırken de geriye 79 ton atık bırakılıyor. Dünyada tüketilen enerjinin yüzde 10’una yakınını da madenler tüketiyor.
Özgür Gürbüz - Sabah / 19 Ekim 2007*
Kazdağları’ndaki maden arama çalışmalarıyla gündeme gelen madencilik tartışmaları sadece Türkiye’de değil tüm dünyada da çok tartışılan bir konu. Dünyaca ünlü kalkınma ve yardım organizasyonu Oxfam’ın ABD’deki şubesi ve ABD’nin en büyük çevre kuruluşlarından Earthworks’ün hazırladığı “Kirli Metaller” adlı rapor madencilik sektörünün çevre ve ekonomik boyutunu tartışmaya açıyor. Rapora göre, madencilik sektörünün atıkları, enerji tüketimi ve gelişmekte olan ülkelerdeki çevre felaketleri çok ciddi boyutlarda. Bugün değerli metallere ulaşmak için daha derinlere inmek ve birçok kimyasal madde kullanmak gerekiyor. Oxfam’ın raporuna göre 1 ons (31 gram) altın elde edilirken 79 ton madensel atık çıkıyor. 1 ton bakır içinse bu rakam 110 ton. Kazılan kaya ve topak da hesaba katıldığında bu rakam 200 tonu buluyor. Bir başka deyişle, 1 alyans üretmek için 18 ton altın cevheri çıkarıp, siyanürle ayrıştırarak işlemek gerekiyor.
Arsenik atıklarının yüzde 96’sı metal madenlerinden
Açık maden işletmelerinden çıkan en önemli atıklar ise birçoğu canlılar için ölümcül olabilecek toksik atıklar. 2001 yılındaki verilere göre ABD’de metal madenlerinden çıkan toksik atıkların miktarı 1300 ton. Bu rakam aynı yıl ABD’deki tüm endüstrilerden çıkan toksik atıkların yüzde 46’sına denk geliyor. Aynı zamanda tüm ABD’de çıkan arsenik atıklarının yüzde 96’sı, kurşun atıklarının da yüzde 76’sı metal madenlerinden kaynaklanıyor.
Madencilik sektörüne çevre dışında getirilen en büyük eleştirilerden biri de enerji tüketimiyle ilgili. Bugün dünyada tüketilen enerjinin yüzde 7 ile10’unu tüketiyor. Ağırlıklı olarak fosil yakıt kullanıldığı için küresel ısınmaya katkısının büyük olduğu öne sürülüyor. Yine aynı rapora göre, zengin maden rezervlerine sahip gelişmekte olan ülkelerin bu kaynakları kalkınmalarına yansıtmaları her zaman aynı oranda olmuyor. İhracat gelirlerinin yüzde 67’sini yakıt dışı madenlerden sağlayan Nijer’de halkın yüzde 63’ü hala ülkedeki yoksulluk sınırının altında yaşıyor. İhracat gelirinin yüzde 66’sını yine madenlerden sağlayan Zambia’da durum daha da kötü. Halkın yüzde 86’sı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Harward Üniversitesi ekonomistlerinden Jeffry Sachs ve Andrew Warner’ın hazırladığı bir başka rapor ise bir ülke ekonomisinin doğal kaynak ihracatına bağımlılığı ne kadar çoksa kişi başına düşen milli gelirdeki artış hızı o kadar yavaş olur diyor. Madenleri ekonomik kalkınmaya dönüştürme konusunda Şili diğerlerinin önünde geliyor. Toplam ihracatın yüzde 43’ü madenlerden gelirken yoksulluk sınırı altında yaşayanların oranı yüzde 21. Buna rağmen Şili’deki madenlerde yaşanan çevre sorunları gerçek ekonomik getirinin ne olduğu konusunda tartışmaları gündeme getirmeye devam ediyor.
* Gazetede yayınlanan metnin genişletilmiş hali
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder