|
Foto: Elif Sezginer Verün |
TEMA Vakfı Konya’nın Karapınar ilçesine kurulmak istenen
termik santrale karşı çıktı. Termik santral yapılırsa yılda 350 bin ton buğday
üreten bölgede su sıkıntısı başlayacak.
Özgür Gürbüz-Birgün/5 Aralık 2013
TEMA Vakfı, Konya’nın Karapınar ilçesindeki düşük
kaliteli linyit rezervlerinin elektrik üretiminde kullanılması için termik
santral kurulmasına karşı çıkıyor. Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) ise
bölgede 5 bin 870 megavat gücünde termik santral kurulmasını planlıyor. Farklı
alanlarda çalışan dokuz uzmanın hazırladığı ‘Konya Karapınar Kapalı Havzası
Termik Santral Etkileri Uzman Raporu’nu bir basın toplantısıyla açıklayan TEMA
Vakfı, bölgeye termik santral yapılırsa 60 bin kişinin tarımsal ve içme suyu
ihtiyacının riske gireceğine dikkat çekiyor. 30 yıl çalışacak termik
santrallerden çıkacak küller de 5 bin 220 futbol sahası büyüklüğünde bir alanı
10 metre yüksekliğe kadar dolduracak.
KONYA HAVZASI SUSUZ KALABİLİR
Basın toplantısında konuşan Adıyaman Üniversitesi Ziraat
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Akça, bölgede yıllık yağış
ortalamasının metrekare başına 250 mm, çölleşme sınırının da 200 mm olduğuna
dikkat çekti. “Akarsu olmayan bir yerde yeraltı sularını kullanıyoruz. Bu
yüzden de kuraklık ve obruklar oluşuyor” diyen Akça, yer altı sularıyla
oynamanın çok tehlikeli olduğunu söyledi.
İTÜ Kimya Metalürji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Duman ise
konuşmasında su kıtlığı ve açık madencilik tehlikesine değindi. Duman santralde
kullanılacak soğutma suyu için yer altı sularının kullanılmasının ciddi
sorunlara yol açacağına dikkat çekti. Duman, “Karapınar’dan yer altı suyunu
çekeyim derseniz tüm Konya Havzası’nın suyunu çekersiniz. Bu bile soğutma
kulelerinin su ihtiyacını karşılamıyor. Buğday ambarını ateşe vermeyin” dedi.
Kömür rezervinin yer altı sularının altında bulunması da bir başka sorun.
Raporda, bölgede çıkarılacak kömürün ortalama 138 metre derinlikte bulunduğu,
kömür sahasının olduğu bölgede ise yeraltı su düzeyinin en çok 20 metre
derinlikte olduğu yazılı. Bu da yeraltı suyunun pompalarla boşaltılmasını
gerektirebilir. Böyle bir uygulamanın yeraltı suyundaki düşüşü hızlandıracağı
ve bölgedeki obrukların sayı ve büyüklüğünü arttıracağı öne sürülüyor.
HER YIL 13,5 MİLYON TON KÜL ÇIKACAK
Toplantıda dikkat çekilen bir diğer konu ise açık ocak
madenciliğiydi. Bölgede 1 milyar 830 milyon ton linyit rezervi tespit
edildiğini belirten Duman, EÜAŞ’ın bu rezervin 1 milyar 580 milyon tonunu açık
ocak madenciliğiyle çıkartılmasını planladığını, bu kararın nasıl alındığını bilmediklerini
söylüyor. Açık ocak işletmeciliği
tonlarca toprağın kazılması anlamına geliyor.
Duman, “1 m3 kömür çıkartmak için 9,4 m3’lük kazı
yapılması, kalan 8,4 m3 toprağın da bir başka yere nakledilmesi gerekiyor”
diyor. Bu da, tüm kömür rezervinin çıkarılması için 22 milyar tonluk bir
hafriyata denk düşüyor. Bu hafriyatın binde birinin tozlaşarak havaya kalkması
30 yılda 22 milyon ton tozun bölgeye uçuşması anlamına geliyor. Yılda 700 bin
ton tozdan bahsediyoruz. Tüm kapasiteyi değerlendirecek termik santrallerin
kurulması halinde yakılan kömürlerden çıkacak kül miktarı da yılda 13,5 milyon
tonu bulacak.
DEMİR ÇELİK YENMEZ
Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise toplantıda termik santrallerin
yaratacağı sağlık sorunlarını anlattı. “Bu bir cinayettir, bunun başka bir
anlamı yok” diyen Karababa, kömür santrallerin başta solunum yolu hastalıkları
olmak üzere çok çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını belirterek, ABD’de
termik santral kaynaklı hava kirliliğinin çocukların yüzde 9’undan fazlasında
görülen astım ataklarını tetiklediğini söyledi. Karababa, “Endüstriyel hiçbir
ürünü yiyemezsiniz. Tarımsal kaynakları koruyabildiğiniz sürece Anadolu’da
yaşam devam edecek. Madenden altın çıkarırısınız, demir çelik üretirsiniz ama
bunları yiyemezsiniz” dedi.
Tema Vakfı, kömür madeni ve termik santral projesinden
vazgeçilmesini, bölgenin kalkınması için sürdürülebilir tarım uygulamalarının
desteklenmesini istiyor.
***
“350 bin ton buğday ürettik”
Muttalip Yıldırım
TEMA Vakfı Karaman Temsilcisi
Rüzgar erozyonu en büyük sorunumuz, toprağımız az,
suyumuz yok ama ekonomimiz tarıma dayalı. Karaman bölgesinde üretilen buğday,
kuru fasulye ve bakliyat üretimi yeterli. İhracat bile yapıyoruz. 500 bin ton
civarı elma üretiyoruz. Geçen yıl 350 bin ton buğday
35 bin ton kuru fasulye ürettik. İşsizlik sorunumuz yok.
Çorak alanda zoru başarmışız. Buradaki sanayi de tarıma dayalı. Termik santral
yapıldığında tarım zarar görecek, dolayısıyla sanayi de zarar görecek. İşimiz
iyi, para kazanıyoruz. Bölgede kişi başına düşen gelir 15 bin doların üzerinde.
Bu sistemi neden bozalım? Karaman’da 250 bin kişi yaşıyor.