Korkunç şeyler gördüm

Ahlakın bittiği, vicdanın tükendiği, para hırsının insanı kör ettiği gündeyiz dostlar. Bilin ki, cehennem gibi bir yerdeyiz. 

Özgür Gürbüz-BirGün / 11 Eylül 2011

Bu hafta korkunç şeyler gördüm. Yerlerde sürüklenen köylü kadınlar gördüm; ellerinde ağaç dalları, sopalarla. Hacı dedeler gördüm, namazdan kalkıp eyleme gelmişler sanki, ellerinde sımsıkı sarıldıkları bastonları vardı. “Vurun beni” diye bağıran bir erkek gördüm, tüylerim diken diken oldu. Yarı çıplak, ben diyeyim 20, siz deyin 50 jandarmanın önünde duruyordu. Gırtlağını yırtarcasına bağırıyor, “vurun beni” diyordu. Vurun!

Foto: Yeşil Gerze Çevre Platformu
O insanların üstlerine yürüyen jandarmalar, onlara biber gazı sıkan polisler de gördüm. Gözlerim gördüklerine inanamadı. Gözlerim yaşlarla doldu. Hiç umurumda değil ne düşündüğünüz, ağladım işte. Benim iki katım yaşında insanları yerlerde coplanırken gördüm. Köylüler, tüm olan bitene karşın, belki de yaşadıklarına inanamadıkları için, “en büyük asker bizim asker” diye bağırıyorlardı. Bir umut işte. Onca dayağa, biber gazına rağmen. Ama 'büyük asker' ve 'büyük polis' daha çok vuruyordu sanki. Bir kadın gördüm, “Benim oğlum da asker” diyordu. Götürdüler yaka paça...

Ben bu hafta, yıllardır mücadelesini verdiğimiz yaşam mücadelesi filminin sonunu gördüm. Yaşamı için, köyü için, ağacı için yolu kapayan Yaykıl köylülerini gördüm. Onlara desteğe gelen Gerzelileri, yanlarında Sinopluları gördüm. Kentliler köylüler birlikteydi. Üzerlerine panzer yürüyordu. Ve anladım ki yolun sonuna geldik. Kendisinden dört kat daha az ömür tüketmiş polis ve jandarmadan dayak yemeyi göze alan insanları görünce anladım ki, zurnanın zırt dediği yerdeyiz. Ahlakın bittiği, vicdanın tükendiği, para hırsının insanı kör ettiği gündeyiz dostlar. Bilin ki, cehennem gibi bir yerdeyiz. 

Ben bu hafta bir panzer gördüm. Daha önce de panzer görmüştüm, tank görmüştüm ama ben orada ‘düşman’ görmedim dostlar. Ufukta ağaç gördüm, deniz gördüm, çalı gördüm onlar için direnen insanlar gördüm. Direnmek ayıp mı? Ağacını, çalını, denizini, doğduğun köyü, aşık olduğun tepeyi savunmak ayıp mı? Bunun için direnmek suç mu? Cehennem gibi bir yerdeyiz dostlar, yaşamı savunmanın suç olduğu bir memleketteyiz. Zebanilere direnmekteyiz dostlar.

Gece yarısı yeri göğe çıkaracak sondaj makinalarını köye gizlice getirmek suç değil. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına rağmen termik santral inşasında ısrar etmek hiç değil. Yürütmeyi durdurma kararına edilen itirazın reddedilmesine aldırış etmeden, köye iş makinaları göndermek de yasal. Dünyanın iklimini değiştirecek dev bir kömür santralini kurmak haşa! Denizi, ovayı kömür tozuna bulamak övgüye değer davranış. Hayat pahasına para kazanmak hiç suç değil. Suç toprağına, derene sahip çıkmakta. Azla yetinmekte. Panzerin karşısına elde ağaç dalı dikilmekte. Öyle olmasa gözaltına alınıp tutuklananlar Yaykıl köylüleri değil de Anadolu Grubu’nun personeli olmaz mıydı?  

Merak ediyorum Gazze'yi, Mavi Marmara'yı aratmayan bu görüntüleri Başbakan gördü mü? Merak ediyorum Gerze'ye termik santral kurmak isteyen Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan bu olan biteni gördü mü? Benim gördüklerimi görmüş olup da bir insanın bu işten vazgeçmemesi mümkün mü? Bu kadar mı muhtaçsınız paraya? Size cebimdeki beş on kuruşu vermeye hazırım. Yeter ki vurmayın o insanlara, vurdurtmayın. Bütün samimiyetim ve iyi niyetimle soruyorum Sayın Özilhan, ninem yaşında kadınların dayak yemesi pahasına bu santrali kuracak mısınız? Annenizi, babanızı bir kez olsun coplanırken gördünüz mü? Çok merak ediyorum, Gerze’de olanları gördünüz mü? Bir insan neden vurulmak, ölmek ister, ölüm pahasına direnir hiç düşündünüz mü? İzninizle soruyorum Sayın Özilhan, siz hiç dövülen anneanneler, biber gazı yiyen dedeler gördünüz mü?  Bu kadar mı Sayın Özilhan, bu kadar mı?

Ya biz kentliler? Bütün bunları görecek ve hala elektrikli diş fırçamız, 40 yılda bir kullandığınız elektrikli aletleriniz için elektrik istemeye devam mı edeceğiz? Kadınlar, gençler dayak yemesin, ben gerekirse elektriksiz de kalırım demek bu kadar mı zor?

Sinop'ta olan biteni gören çocuklara da bir şeyler söylemek istiyorum. Yapmayın çocuklar, siz siz olun, para için her şeyi yapmayın. Kuşu, ağacı, denizi para için satmayın. İnsanları sevin çocuklar,  cehennem zebanilerini kendinize örnek almayın. Kendinize cehennem gibi bir dünya yaratmayın.

Yaşı iki katıma ermiş nine ve dedelerim, ellerinizden öpüyorum. Bilin ki bu cehennem ateşini siz yakmadınız ama söndürmek için kocaman bir adım attınız.

Gerze'de olan biteni izleyin!

Anadolu Grubu, yöre halkının tüm itirazlarına rağmen Sinop Gerze'nin Yaykıl köyüne 1200 MW gücünde kömür santrali kurmak istiyor. Gerzeliler Sondaj ekibini köylerine sokmamak için bir aydır dieniyor. Hem de polis ve jandarma şiddetine rağmen. Bu görüntülerin üzerine söylenecek bir söz de yok zaten.

Gerze halkı yalnız değil!

Gerze'nin Yaykıl köyünde Anadolu Grubu tarafından kurulması planlanan termik santrale karşı Ağustos ayının başından beri yöre halkı direniyor. Köylüler sondaj yapılması öngörülen alanda gece gündüz nöbet bekliyor. 24 Ağustos’ta sondaj yapmak isteyen şirket temsilcileri alana sokulmadı. Son bir hafta içerisinde ise Yaykıl'da adeta çevrecilerle güvenlik kuvvetleri arasında bir meydan muharebesi yaşanıyor. Gerginlik köylüler ve onlarla dayanışmaya gelenlerin, polis ve jandarmayla karşı karşıya gelmesiyle iyice arttı. Güvenlik kuvvetleri, şirkete ait sondaj ekipleri ve iş makinelerinin köye girişini sağlamak için zor kullanmayı denediler ama başarılı olamadılar. Köylülerden yaralananlar oldu, küçük çaplı yangınlar çıktı. Yaşadıkları bölgeye sahip çıkmak isteyen köylülere karşı biber gazı kullanıldı, tazyikli su sıkıldı ve plastik mermiler havada uçtu. Tüm bu olaylara Türkiye'nin dört bir yanından tepkiler geliyor.

Yaykıl köyünün ormanlık bölgelerinde yaşanan çatışmalar esnasında silah sesleri duyuldu, çok sayıda köylü yaralandı, atılan biber gazlarının etkisiyle bölgede ağaçlar alev aldı ve yaralanan köylülerin hastaneye ulaştırılmasında pek çok güçlük yaşandı. Köylüler gözaltına alındı ve gözaltıların devam etmesi bekleniyor. Gerze halkına yaşatılan tüm bu fütursuz şiddete, tehdide rağmen termik santral kurmak isteyen şirket sondaj çalışmasını tamamlayamadı.

Sivil toplum örgütleri arka arkaya basın açıklamaları yapıyor ve protesto yürüyüşlerine hazılanıyor. İlki 9 Eylül Cuma akşamı İstanbul'da. Yürüyüş, Taksim meydanındaki tramvay durağından saat 19:30'da başlayacak. Aşağıda şu ana kadar yapılan ortak basın açıklamalarının altına imza atan sivil toplum örgütlerinin bir listesi var.


Akkuyu Nükleer Karşıtı Kolektif
Ankara Divriği Kültür Derneği
Bayrampaşa Sinoplular Derneği
Bolkar Dağları Koruma Platformu
Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi
Çevre İçin Hekimler Derneği
Derelerin Kardeşliği Platformu
Divriği Kültür Derneği
Doğayı Ve Çevreyi Koruma Derneği (Doğader)
Ege Çevre Ve Kültür Platformu (Egeçep)
Ege Su Platformu
Ekoloji Kolektifi
Ekolojik Yaşam Derneği (Ekoder)
Gdo’ya Hayır Platformu
Gemlik Yaşam Atölyesi Derneği
Gördesliler Derneği Çevre Komisyonu
Greenpeace
Gülsuyu Gülensu Yaşam Ve Dayanışma Merkezi (güldam)
Hasangazi, Porsuk Köy Meclisleri
İmece – Toplumun Şehircilik Hareketi
K. Çekmece Sinoplular KYD Derneği
Karadeniz İsyandadır Platformu
Kazdağları Koruma Girişimi
Loç Vadisi
Maden Köyü Çevre Platformu
Munzur Koruma Kurulu
Nilüfer Kent Konseyi
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ankara Şubesi
Tarım Orkam-Sen Mersin Şubesi
Tmmob Çevre Mühendisleri Odası
Tmmob Kimya Mühendisleri Odası
Tmmob Peyzaj Mimarları Odası
Tozkoparan Derneği (Tozder)
Yalova Çevre Platformu (Yaçep)
Yalova Eğitim-Sen
Yeryüzü Derneği

Volkswagen'den yenilenebilire 1 milyar avro

Alman otomobil üreticisi Volkswagen, yenilenebilir enerji kaynaklarına iki yıl içerisinde 1 milyar avro yatırmayı planlıyor. Financial Times kaynaklı habere göre, Avrupa'nın en büyük otomobil üreticisi bu bütçenin bir kısmını iki açık deniz rüzgar santraline yatırmayı planlıyor. Bu Volkswagen'in ilk yenilenebilir enerji yatırımı olmayacak. Firma halihazırda Emden'deki rüzgar santralinden yılda 20 milyon kilovatsaat elektrik üretiyor. 2013 yılından itibaren de 12 üretim tesisinin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu hidroelektrikten karşılamak için Avusturya'nın Verbund şirketiyle bir anlaşma imzalandı. Tüm bu girişimlerin arkasında, firmanın seragazı emisyonlarını 2020'ye kadar, 2010 yılı değerlerinin yüzde 40 altına çekme hedefi yatıyor.