Özgür Gürbüz-Birgün/1 Temmuz 2012
James Hansen, ‘NASA Goddard Yerbilimleri
Enstitüsü’ Başkanı iken, 1984-1988 yılları arasında tam üç kez ABD Senatosu'nda
iklim değişikliğine ilişkin tanıklık yapmış. Amerika'daki sistem gereği, Beyaz
Saray İdare ve Bütçe Ofisi'nin (White House Office of Management and Budget) bu
tanıklıklara onay vermesi gerekiyormuş. Hansen'ın anlattığına göre NASA Hukuk
Bürosu, Bütçe Ofisi ve tanıklık yapan bilim insanı arasında arabuluculuk görevini
üstleniyormuş. Yaptıkları sadece arabuluculuk değil tabi, aslında tanığın ne
söyleyeceğine de müdahale ediyorlar. Hansen bir defasında Bütçe Ofisi'nin
konuşma metninde yaptığı değişikliklere itiraz ettiğini yazıyor. Nedeni çok
ilginç. Bütçe Ofisi Hansen'dan
araştırmasının sonuçlarını büyük oranda değiştirmesini ve insan kaynaklı iklim
değişikliğinden duyulan kaygının azaltılmasına hizmet etmesini istemiş.
Ünlü bilim adamı aksi halde tanıklık yapamayacağını anlayınca ısrar edilen üç
noktada değişiklik yapmayı kabul etmiş ama pes etmemiş. Daha sonra ABD Başkan
Yardımcılığı görevini de yapan dönemin senatörü Al Gore'dan değişiklik yapılan
üç konuda kendisine soru sormasını istemiş. Böylece yazılı metinde olmayanları
sözlü anlatarak sansürü delmeyi başarmış.
Kolombiya Üniversitesi öğretim üyesi Dr. James
Hansen, küresel iklim değişikliğinin durdurulması için kolay okunur bir reçete
de sunuyor[1]. Özeti şu:
Başta kömür olmak üzere fosil yakıtların (petrol, doğalgaz, katran kumları vb.)
kullanımını en aza indirmek.
Kitap hem dönen dolapları hem de işin bilimsel
yönünü anlama konusunda bir başucu kitabı. Benim bu kitaptan bahsetmemin nedeni
ise başka. Exxon Mobil'in başındaki Rex Tillerson birkaç gün önce iklim
değişikliği konusunda çözüm önerilerini açıkladı. Mobil, Fortune dergisinin
dünyanın en büyük firmaları listesinde üçüncü sırada yer alıyor. Yılda 354
milyar doları bulan geliri ve 30 milyar dolarlık kârıyla Shell'in hemen
arkasında, BP'nin ise önünde yer alıyor. Dünyanın en büyük şirketleri listesi
görüldüğü gibi petrolcülerle dolu. Mobil’in ticari faaliyetleri de başta petrol
ve gaz olmak üzere enerji alanına odaklanmış. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı
Tillerson'a göre fosil yakıtların kullanımını azaltarak iklim değişikliğini
durdurmaya çalışmak yerine, değişen hava modellerine uyum sağlamalı ve yükselen
deniz seviyesine karşı dev barikatlar kurmakla uğraşmalıymışız. “Hava modellerinin değişimi sonucu tarım
ürünlerinin üretim yerlerinin değişmesine uyum sağlayabiliriz” diyen Tillerson,
bunun bir mühendislik sorunu olduğunu ve öyle de çözüleceğini buyurmuş.
Mobil'in Yönetim Kurulu Başkanı, küresel yoksulluğun iklim değişikliğinden daha
önemli bir sorun olduğunu söyleyerek, elektriğe erişimi olmayan milyonlarca
insanın fosil yakıt kullanarak hayat kalitesini arttırabileceğini de sözlerine
eklemiş.
Tillerson Exxon Mobil’in eski başkanlarına
göre farklı bir yol izliyor. Ondan öncekiler iklim değişikliğinin insan
kaynaklı olduğunu tümden reddediyorlardı. İklim değişikliğini inkâr
politikasını destekliyorlardı. Tillerson ise, durdurmaya çalışmayın,
kurtarabildiğinizi kurtarın diyor. Yeter ki petrol, kömür ve doğalgaz tüketimi
azalmasın; tüm derdi bu. Durumu o kadar hafife alıyor ki, kızmamak elde değil.
Bangladeş'te, tarım ve yaşam arazileri sular altında kalacak milyonlarca
insanın nereye ve nasıl göçeceği sizce bir mühendislik sorunu mu? Sular altında
kalacak ada devletlerini suyun üstünde tutacak bir mühendislik mucizesi var da
ben mi duymadım? Milyonlarca insanın temiz su ihtiyacını karşılayan dağ
buzullarının 50 yıl içinde erimesini hangi mühendislik harikası araç
durdurabilecek? Mobil'in otomobil yarışlarındaki mankenlere tanıtım amaçlı verdiği
şemsiyeleri birleştirsek acaba tüm buzulları gölgede bırakacak dev bir şemsiye
yapmamız mümkün olur mu?
Bir de yoksul insanlar üzerinden söylenen
sözlerle yapılan çarpıtmalar var tabi. Elektriği olmayan insanlara elektrik
götürmek onları mutlu edebilir ama bunu yaparken onları zehirlemek zorunda
değilsiniz. Termik santrallerin kömür dağları, küresel ısınma sonucu ortaya
çıkacak sel ve kuraklık felaketleri elektrikle gelen mutluluğu alıp
götürecektir. Elektrik üretmenin temiz yolları da var ve herkese yeter. Yeter
ki tüketim denen canavarı dizginleyebilelim.
Bu yazıya James Hansen ile başladık yine
onunla bitirelim. Hansen diyor ki; “Fosil şirketlerinin üst düzey yöneticileri
ne yaptıklarını biliyorlar ve işlerin şimdiki gibi sürmesinin uzun dönemli sonuçlarının
da bilincindeler. Bana göre, bu yöneticiler insanlığa ve doğaya karşı ağır
suçlar işlemekten yargılanabilirler”[2].
Bakalım o günleri görebilecek miyiz?