Özgür Gürbüz-BirGün/6 Ocak 2017
Foto: Georg Mayer/Greenpeace |
Mikro
plastikler büyüklüğü 5 milimetreden küçük plastik parçacıklara verilen ad. Bu
küçük plastik parçalara özellikle kozmetik ürünlerinde rastlıyoruz; örneğin diş
macunlarında. İçinde küçük plastik tanecikler barındıran ve çok güzel
göründüğünü düşündüğünüz bu macunları kullanarak belki de plastik yutuyorsunuz. Renkli taneciklerle dolu duş jelleri ve yüz kremleriyle
temizlendiğinizi düşünüyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Aslında yaptığınız
vücudunuza plastik sürmek. Bir plastik torbayı elinize alıp vücudunuza sürer
miydiniz? Herhalde hayır ama o küçük renkli taneciklere sahip ürünleri
kullanarak yaptığınız aslında tam da bu.
Mikro
plastiklerin tek kaynağı kozmetik malzemeleri değil. Endüstriyel
aşındırıcılardan, büyük plastiklerin (naylon torbalar, araç lastikleri gibi)
parçalanmasıyla oluşan küçük parçacıklara kadar birçok yerde mikro plastik var.
Boyutlarının küçük olması arıtma sistemleri tarafından yakalanmalarını
zorlaştırıyor ve çoğu nehir ve denizlere karışıyor. Buradan da denizlerdeki
canlılara ulaşıyor. Mikro plastikler şimdilik büyük plastikler gibi deniz
canlıların ölümüne neden olmuyor ancak ticari balıkların hemen hepsinde az
miktarda olsa da görülüyor. Koli bantlarından ağ parçalarına kadar daha büyük
boydaki plastik atıkların, deniz canlılarının yaşamını tehdit ettiği biliniyor.
Ağlara takılan, plastik atıklarına dolananlar arasında kutup ayısı, martı ve
balina gibi canlıların olduğunu hatırlatalım. Büyük plastik parçaları özellikle
de naylon torbaları yanlışlıkla yiyen canlılar da var. Deniz kaplumbağaları
onları deniz anası sanıyor ve bu yüzden boğulup ölebiliyor örneğin. Büyük
plastiklerin etkisi biliniyor ve ölçülebiliyor. Mikro plastikler ise görünmez
bir tehlike gibi, balıklara, midyelere, yani besin zincirine ulaşıyor ve
bizleri de tehdit ediyor. Birikim sürerse etkilerini daha net göreceğimiz
kesin.
İyi haber de
verelim. ABD mikro plastikleri bu yılın yarısından itibaren yasaklıyor.
Birleşik Krallık (İngiltere) ve Kanada ise yıl sonuna kadar zaman tanıdı.
Birçok kozmetik devi de yeni ürünlerinde mikro plastik kullanmamayı ve eski
ürünlerini yasaklamayı kararlaştırdı. Karar almayanları uyarmak ve o ürünleri
hem denizlerimiz hem de sağlığınız için kullanmamak ise size düşüyor. Süsten başka
bir işe yaramayan bu kozmetik ürünlerini almayarak, Türkiye’de Greenpeace’in
başlattığı kampanyaya destek vererek, Türkiye’de de bu ürünlerin yasaklanması
için yetkililere çağrıda bulunarak veya sosyal medyadan mesajlarınızı ileterek
işin bir ucundan tutabilirsiniz. Erken tedbir alırsak diğer ülkelerde
kullanılması yasaklanan bu ürünlerin Türkiye’ye gelmesini de önleriz. Bir duş
aldığınızda 100 bin plastik tanesini okyanusa gönderdiğinizi unutmayın.
Gazetecilik Suç Değildir
Gazetecilik Suç Değildir
Yaklaşık altı
yıldır bu köşeden, haftada bir kez de olsa çevre sorunlarına dikkat çekmeye ve beraberinde
çözüm yollarını da dile getirmeye çalışıyorum. Köşenin amacı ve sorumluluğu
gereği, gündem ne olursa olsun çevre ve enerji başlıklarının dışına taşmamaya
özen gösteriyorum. Zaten, BirGün’de diğer konuları dile getiren çok sayıda
yazarımız var. Ne var ki, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum bu konuda birkaç
kelime etmemi gerektiriyor. Çok sevdiğim dostlarım, örnek aldığım
meslektaşlarım sadece fikirlerini söyledikleri, gazeteciliğin gerektirdiklerini
yaptıkları için hapse atılıyor. Türkiye’yi kan gölüne çevirenler, hedef
göstererek, nefret tohumları ekerek onlara yol gösterenler serbest dolaşırken
bu tehlikelere karşı bizi uyaranların hapse atılması kabul edilemez. Arkadaşlarımız
serbest bırakılana, Türkiye’de düşünce özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılıncaya
kadar haykırmaya ve yazmaya devam edeceğiz. Çünkü #GazetecilikSuçDeğildir.