Çözüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çözüm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yol yapmazsanız trafik sorunu çözülür

Özgür Gürbüz-BirGün/21 Şubat 2019

Geçen hafta sonu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin düzenlediği, Yerel Yönetimler ve Çevre Politikaları panelindeydik. Panelde konuşulanların hepsini özetlemek zor ama önümüz yerel seçim olduğu için Prof. Dr. Haluk Gerçek’in ulaşım sorunuyla ilgili verdiği bir örneği anlatmak istiyorum. Belki müstakbel belediye başkanlarının kulağına küpe olur.

Mucize, Güney Kore’nin başkenti Seul’ün göbeğinde gerçekleşiyor. Seul Belediyesi trafik sıkışıklığını azaltmak için günde 170 bin aracın geçtiği Cheonggye Caddesi ve üstünden geçen çevre yolunu yıkmaya karar veriyor. Evet, yanlış duymadınız. Trafik sıkışıklığını azaltmak için yol yapmıyor, olanları yıkıyorlar. Yolu yıkarsanız trafik artar diyenler haksız çıkıyor. Trafik rahatladığı gibi alttaki yolun yıkılmasıyla nehir ortaya çıkıyor ve tüm bölge bir cazibe merkezi haline geliyor.

Merak edip araştırınca detayları da öğrendim. İstanbul’daki Mecidiyeköy’e benzeyen bir yer Cheonggye Caddesi. Üstten çevre yolu, alttan ise araçlarla dolu havasız yolların geçtiği, uzunluğu 5,4 kilometreyi bulan bir koridor. Basit bir iş değil. Hem önyargıları hem de beş kilometrelik dev viyadükleri yıkmak kolay olmuyor. Önce iyi bir planlama sonra ciddi bir iletişim faaliyeti yürütülüyor. Belediye, trafik sıkışıklığı nedeniyle zaten bölgeyi terk etmeye başlamış ticaret merkezlerinin ekonomik kayba uğramaması için her adım öncesi iş yeri sahipleriyle konuşuyor. Yıkım ve inşaat sırasında onlara ucuz otopark, düşük faizli kredi gibi çeşitli avantajlar sağlıyor. Nehrin üstündeki viyadüklerin yerine yenisi yapılmıyor ama yan taraftaki yollara otobüs şeritleri açılıyor. Merkeze özel otomobille gelinmesi caydırılıyor ama metro ve otobüs teşvik ediliyor. Proje 2,5 yıldan kısa bir sürede tamamlanıyor.

Daralan yollara, azalan şerit sayısına rağmen trafik tıkanmıyor. Daha önce ortalama 15,5 kilometre olan trafik hızı sadece 13,6’ya düşüyor. Bölgeye araç girişi yüzde 19 oranında azalıyor. Metro ve otobüs kullanımıysa yüzde 6 ila 10 arasında artıyor.

Çevre açısından da olumlu sonuçlar elde ediliyor. Hava kalitesi iyileşiyor. Azotoksit oranı yüzde 34, partikül madde (PM10) seviyesi ise yüzde 20 oranında azalıyor. Bir rüzgar koridoru oluşuyor, hava temizleniyor. Viyadüklerin sökülmesiyle gürültü kirliliği de azalıyor. Yol boyunca ortalama sıcaklık da düşüyor. Yaz aylarında yakındaki caddelere göre 4 derece daha serin bir yol oraya çıkıyor. Kentlerin başına bela olan ısı adalarına yolları azaltarak çözüm buluyorlar. Darısı Mecidiyeköy’ün başına.

Seul’deki örneğin benzerleri çok. Londra merkezine girişin paralı yapılmasıyla trafik sıkışıklığının azaldığını herkes biliyor. Plan ilk açıklandığında orada da itirazlar olmuş, yolların araçlara kapatılmasıyla trafiğin sıkışacağı iddia edilmişti. Tersi oldu. Şimdi Londra Belediyesi ücretleri artırmaya devam ediyor, motoru çevreci olmayan araçlara da ek ücret getiriyor. İngilizler artık kent merkezine gidecekleri zaman toplu taşımayı tercih ediyor. Alışma süresi birkaç ay…

Sanılanın aksine, trafik sorunu yol yaparak, kavşak açarak, kentin merkezine otoparklar kurarak çözülmüyor. İnsanlara kentin merkezine gitmeleri için otobüs, tramvay ve metro gibi toplu taşımayla alternatifler sunacaksınız. Otomobillerini kentin dışında park etmelerini ya da yürüyerek, bisikletle istedikleri yere ulaşmalarını sağlayacaksınız. Taşıtlara kapalı alanları artıracaksınız. Yol yaparsanız trafik de peşinden geliyor. İkinci köprüyü hatırlayın, ilk açıldığında hem köprü hem çevresi bomboştu. Size anlatılan hikayeleri unutun. Bu seçimde yola değil, akla oy verin.