Özgür Gürbüz-BirGün/24 Ağustos 2014
Bizim Mahmut
Amca iyidir, hoştur ama biraz dediğim dediktir. Kumru Teyze olmasa Gezi’de
sokağa bile çıkmayacaktı. “Hükümet yanlış yapıyor ama devlete de karşı gelinmez
oğul” diye tutturduydu. Sonra sokaktaki gençleri görünce o da tava elinde
camdan inmedi. Dün bize geldi, İzmir’e kızlarını ziyarete gideceklermiş, bana
nasıl gidelim diye sordu. Önce anlamadım, meğer Kumru Teyze göndermiş. Kumru
Teyze iyi bir Yeşil BirGün okuru. “Sor bakalım Özgür’e, İzmir’e arabayla mı, uçakla
mı gitmek daha çevreci” diye Mahmut Amca’yı bize yollamış. Mahmut Amca’nın
otomobilsiz seyahat ettiğini pek hatırlamam. Son hortumdan bu yana Kumru Teyze
iklim değişikliğine fena taktı, otomobili de hiç sevmez. İklimi bahane edip
İzmir’e uçakla gidecek ama Mahmut Amca’yı arabasından vazgeçemiyor olsa gerek.
Niyeti anladım ama tarafsızlığı elden bırakmamak lazım.
Mahmut Amca’yı
buyur ettim, açtım bilgisayara baktım. İstanbul-İzmir 560 km. “Uçakla olmaz Mahmut
Amca” dedim, “Çok seragazı çıkar, küresel ısınmaya neden olursunuz. Sonra
söylemedi deme, torunlarını zorda bırakırsın”. “Avrupa Çevre Ajansı’na (AÇA) göre
700 km’den kısa mesafelerde uçak yerine trene binmek daha çevreci” diye de
ekledim. Vitesi beşe takmış bir şoför gibi gülümsedi. “İzmir’den de Antalya’ya
geçecektik, oraya da mı uçak yasak” diye sordu. Yaşlarını da düşünerek, “En
iyisi” dedim, “siz İstanbul’dan uçakla Antalya’ya gidin, kızınızı da arayın o
İzmir’den Antalya’ya otobüsle gelsin”. Mahmut Amca’nın otomobil hayalleri suya
düştü, radara yakalanmış gibi oldu.
Sonra kağıdı
kalemi alıp Kumru Teyze’ye AÇA’nın verilerine bakarak bir not yazdım:
Bir kilometrelik yolu bir kişi otomobille giderse,
kilometre başına iklim değişikliğine neden olan yaklaşık 160 gram seragazı
çıkarır. Aynı yolu uçakla alırsa100 ila 250 gram, trenle giderse 40 ila 160
gram ve otobüsle giderse 40 ila 80 gram seragazına neden olur. Binilen aracın
dolu olması, aynı yakıtla daha çok kişi yol aldığı için kişi başı emisyonları
düşürüyor. Tam dolu otobüste kişi başı emisyon 40 grama kadar düşüyor. En
çevrecisi otobüs, zaten İzmir’e İstanbul’dan tren yok.
Ulaşım hesabı
karışık gibi görünüyor ama değil. İklim değişikliğine daha az katkıda bulunmak
için uzun yolda yapılacaklar tablosu yukarıdaki gibi. AÇA, 700 kilometreden az
bir yola gidiyorsanız tren veya otobüsü tercih edin diyor. Kısacası, İstanbul-Ankara
arası uçağı unutun. Gidilen mesafe 700 km’den fazlaysa uçağı ya da otomobili
düşünebilirsiniz. Yalnız, otomobilde tek değilseniz iş değişiyor. Beş koltuk
dolduğunda otobüs ve trene yakın sayılara erişmek mümkün.
Kentte ise ilk
tercihimiz yürümek ve bisiklete binmek olmalı. Bisiklet ve yürümeyi, tüm
koltuklar dolu olmak şartıyla minübüs, metro, hafif metro ve otobüs izliyor. Bizde
toplu taşıma araçlarını boş görmek zaten zor. Pestilimiz
çıkıyor ama çevreyi koruyoruz; anlayacağınız metrobüs bir melek. Tek kişinin
olduğu otomobiller ise tam bir çevre düşmanı.
Mahmut Amca
nota uzunca baktı, bizim tavandaki Örümcek Selim’e bakarak (Evet, bizim evde
örümceklerin adı var) bir şeyler mırıldandı. “O zaman biz Kumru’yla arabayı
alalım. Yoldan da iki otostopçu aldık mı, otobüsle aynı hesap” dedi ve kalktı,
gitti. Giderken de, “Otobüs en iyisi tabi de, ya dolmazsa” diye bir daha
seslendi. Merdivenlerden inerken birkaç kez daha “ya dolmazsa” dediğini duydum.