Özgür Gürbüz-BirGün/21 Ağustos 2017
Türkiye’de kutuplaşma o kadar arttı ki bunun bedelini sadece insanlar değil doğa da ödüyor. Tunceli’de (Dersim) çıkan orman yangınlarından sonra medyada yaşanan sessizlik, sosyal medyadaki tartışmaların yangından çok nefret söylemlerine odaklanması, ciddi bir soruna işaret ediyor. Ana akım medya, ülkenin doğusunda çıkan yangınlara, batısındaki yangınlar gibi yaklaşmıyor. Gündemde aldıkları süreler farklı, canlı yayın yapan televizyon ekipleri görmüyorsunuz. Bodrum’da yangın çıksa birkaç saat içinde her yerde okuyorsunuz ama iş ülkenin diğer tarafına gelince bazen yangınların haber olması bile günler alıyor.
Gazetecilerin de işi zor. Ne zaman doğuda bir yangın çıksa “kim yaktı” üzerinden bir tartışma başlıyor. Kundaklama ve sabotaj iddialarını doğrulamaktan daha zor bir konu bu. Sosyal medya da konuyu özellikle bu açıdan ele alıyor. Kimi PKK’yi, kimi güvenlik kuvvetlerini suçluyor. Gazeteciler zaten bu konularla ilgili haber yapmaya çekiniyor. Yasaklar yüzünden istese de söz konusu alanlara gidemiyor. Nasıl araştıracak, gerçeği bulacak ve yazacak? Böyle olunca orman yangınına odaklanan da kalmıyor. Araştırılamayan iddialar, doğru bilginin eksikliği, nefret ve ayrıştırmayı daha da körüklüyor. Ağaçların yanmasını basının özgür olmamasına bağlarsam herhalde abartmış olmam.
Yangınlardan sonra Tunceli Valiliği bir açıklama yaptı. Eldeki tek resmi bilgi bu. Açıklamada, …İlimiz Hozat-Aliboğazı, Merkez-Kutuderesi ile Munzur Vadisi-Bali Deresi mevkilerinde son bir hafta içerisinde güvenlik kuvvetlerimizce terör örgütlerine yönelik yürütülen operasyonlar kapsamında şiddetli çatışmalar yaşanmış, çatışmalar sonucu meydana gelen orman yangınları örtü yangını şeklinde olup, orman alt tabakasında bulunan kurumuş otların yanması sonucu meydana gelmiştir” deniyor. Valilik net bir şekilde söylüyor, oradaki orman yangını çatışmalar yüzünden çıkmış. Çatışmalar sürdükçe yeni yangınların çıkacağını kestirmek zor değil.
Bize düşen bu yangını söndürmek. Her zaman ve her yerde koşulsuz bir şekilde şiddet karşıtlığını, barışı savunmak. Kin beslemekten vazgeçmezsek bizi buluşturan son ortak değerimizi, doğayı da kaybederiz. Biliyorum, birçok insan artık bu ülkede barışa ya da bir ortak değerimiz olduğuna inanmıyor. Kutuplaşma yüzünden her konuda taraf tutup, diğer tarafı hiçe saymaya devam ediyoruz. Yangında ileriyi görmek zordur ama artık şu gerçeği anlamalıyız. Kimsenin zorla başkasının istediği gibi yaşayacağı bir dönemde değiliz. Birlikte yaşamak istiyorsak özgürlüklerle zenginleşmiş bir uzlaşma kültürüne ihtiyaç duyuyoruz. İstemiyorsak da herkesin, özellikle de ülkeyi yönetenlerin bunu açık açık söylemesinde fayda var.
Doğa hepimizin ortak mirası ve geleceği. Taraf tutarak, karşı tarafı suçlayarak onu kaybetmekten başka bir şey yapmıyoruz. Bu toplum, nadiren de olsa bazı konularda sağduyulu davranabiliyor. Doğanın da böyle bir işlevi olabilir. Din, ırk ve mezhep temelli ortak kimlik arayışlarının her biri felaketle sonlandı. Doğa bizi bir araya getirebilir. Hatırlayın, Gezi’de bunu büyük ölçüde başarmıştı.
***
Ayvalık’ta yanan ormanın fidanlarını biz dikelim
Yangın haberleri arka arkaya geliyor. Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nda beş hektarlık alana yayılmış orman kül oldu. Sabotaj iddiaları var. Ormanın korunacağına dair kuşkular da… Türkiye’de adalete güven yerlerde süründüğü için kimse buranın yeniden ağaçlandırılacağına inanmıyor. Orman Bakanlığı, her zaman yaptığı gibi orada yapılaşmaya izin vermeyeceğini söyleyecektir ama benim bakanlığa başka bir teklifim var. Herhangi bir şüpheye fırsat vermemek için gelin şöyle yapalım.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Ayvalık’taki Tabiat Parkı’nın ağaçlandırılması işini, bu işi yıllardır hakkıyla yapan bir sivil toplum kuruluşuna devretsin. O kuruluş tam yetkili olsun, kimseyi alana sokmasın. Kampanya başlatsın, bağışlarla fidanlar toprağa kavuşsun. Kimsenin aklında soru kalmasın. Soğutma çalışmalarından sonra, toprak fidan dikmeye uygun olduğunda ilk fidanı da Bakan Eroğlu diksin. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu en çok açılış yapan bakanlardan biri, inanmayan bakanlığın internet sayfasına bakabilir. Bir açılış fotoğrafı da yanan yerlerin ağaçlandırılması çalışmalarında çekilsin. Kundakçıya, fırsatçıya bundan iyi mesaj olur mu?
Özgür Gürbüz tarafından kaleme alınan makale, analiz ve haberlere bu adresten ulaşabilirsiniz. Yazıları başka bir yerde yayımlamak için izin almalısınız. E-posta: ozgurgurbuzblog(at)gmail.com
Tunceli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tunceli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Orman yangınlarını barış söndürür
Özgür Gürbüz-BirGün/14 Ağustos 2015
Türkiye bir
yangın yeri dersek abartmış olmayız. Her yerden ölüm ve çatışma haberleri
geliyor. Nefret suçları diz boyu. Üniversite hocasından sosyal medya trolüne
kadar herkes her gün insanlık suçu işliyor. Doğa da bu şiddet ortamından payını
alıyor. Doğu’dan gelen yangın haberleri beraberinde birçok iddiayı da gündeme
taşıyor. Orman yangınların kasten, güvenlik güçleri tarafından çıkarıldığı ya
da çatışmalar nedeniyle başladığı öne sürülüyor. Hükümet tarafı da zaman zaman
benzer iddialarda bulunuyor. Yangın söndürme araçlarının PKK’liler tarafından
yakıldığı ve söndürme çalışmalarının engellendiği (Tunceli ve Nusaybin’de orman
yangınları, Hürriyet, 5 Ağustos 2015) gibi.
Gazetecilerin,
sivil toplum kuruluşlarının işi zor. Elde somut delil olmadan, “ormanları
falanca yakıyor” demek mümkün değil. Yapılabilecekler sınırlı. Görülen,
tanıklık edilen yangınlar, görgü tanıklarının beyanlarıyla kayda geçiriliyor. 19
ve 26 Temmuz tarihlerinde Lice’de çıkan yangınlarla ilgili haberlerde HDP
yetkilileri, milletvekilleri ve yöre halkının demeçlerine yer verilmiş. HDP
Diyarbakır milletvekili Edip Berk, BBC’ye verdiği demeçte, “yangının nasıl
başlamış olduğu ile ilgili bilgisinin olmadığını ama bunun doğal nedenlerle
çıkmış olabileceğinden şüphe duyduğunu” söylemiş. İddiaların sahibi bir
milletvekili, Meclis’te ettiği bir yemin var. Gazetecilerin somut delillere
ulaşamadığı durumlarda iddia sahibini belirterek bu iddialara yer vermesi doğru
bir yöntem. Okuduğunuz gazete, bu iddialara bile yer vermekten kaçınıyorsa
bilin ki işlerini iyi yapmıyorlar.
İddialar başlı
başlına yeterli değil. Gerçeğin izini sürerken yardım alacağınız bir başka
kaynak da rakamlar. Medyada ve okuyucular arasında fazla rakamın yazının keyfini
kaçırdığı yönünde batıl bir inanç var. Bakmayın siz onlara. Komplo teorileriyle
büyümüş bir ülkede böyle batıl inançlar olur. Ahkâm keserek yazı yazanların
işini bozduğu için bu tip yazılar küçümsenir. Halbuki veri gazeteciliği, rakamlar
sizi aydınlatır. Yangın meselesini anlamak için de gelin geçmiş yılların
verilerine bakalım.
2013 yılında
Diyarbakır’da 15 yangın çıkmış, 89 hektarlık orman yanmış. 2014’te ise 13
yangın çıkmış ve 56 hektarlık ormanı kül etmiş. Temmuz sonunda çatışmalar
sonucunda Lice’de çıkan yangında 200 hektarlık ormanlık alanın yandığını Anadolu
Ajansı (AA) kaynaklı haberlerden biliyoruz. Demek ki Diyarbakır’da şimdiden son
iki yılın toplamından daha fazla orman yanmış.
Tunceli’de son
iki yılda 2 hektar orman yanmıştı. Temmuz sonu, Ağustos başında çıkan iki yangında
kaybedilen ormanlık alan 57 hektar. Bir ayda Tunceli’de yanan alan son iki
yılın 30 katı. Orman Bakanlığı’nın resmi açıklama yapmayışı, yanan alanlar
hakkında net bilgi vermemesi de sorunlu. Halbuki, ortada bir suçlama varsa
şeffaflık en büyük savunmanızdır.
İl il
baktığınızda özellikle çatışmaların olduğu bölgelerden gelen yangın
haberlerinin sayısı ve yanan alan miktarlarında artış görülüyor. AA kaynaklı
haberlerin bazılarında yangınların çıkış sebebinin çatışmalar olduğu açık açık
yazılmış. Veriler de net bir şekilde, geçmişe kıyasla daha fazla orman kaybı
yaşadığımızı gösteriyor. Yangını çıkaranın kim olduğu, bilerek söndürülmediği
veya söndürme çalışmalarının engellenip engellenmediği ayrı bir tartışma
konusu. Net olan, bu şiddet sarmalının insanlarla birlikte doğaya da ciddi
zarar verdiği. Dünyanın en büyük ekolojik felaketlerinin arkasında savaş ve
çatışmaların olduğu gerçeği bir kez daha yüzümüze bir tokat gibi iniyor. 2015
yılı resmi verileri açıklandığında korkarım daha kötü bir tabloyla karşı
karşıya kalacağız.
Suçluyu bulmak,
yalanları ortaya çıkarmak elbette önemli ama yangında ilk yapılacak şeyin bu
ateşi söndürmek olduğunu unutmayalım. Savaşlar zaten gerçeklerin kaybedildiği,
yalanların gündeme egemen olduğu ülkelerde çıkar. Gerçeği görebilmek için yanan
ağaçların ve yüreklerin üzerine barış suyunu dökmemiz gerekiyor. Helikopterleri
beklemeden, avuçlarımızla taşıyarak.
***
Türkiye’nin doğu illerindeki orman yangınları
2013
|
2014
|
|||
Adet
|
Hektar
|
Adet
|
Hektar
|
|
Erzurum
|
7
|
8,10
|
3
|
3,50
|
Erzincan
|
3
|
5,70
|
-
|
-
|
Bayburt
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Ağrı
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Kars
|
6
|
8,10
|
55
|
19,04
|
Iğdır
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Ardahan
|
5
|
33,50
|
-
|
-
|
Malatya
|
15
|
9,70
|
124
|
155,84
|
Elazığ
|
13
|
10,90
|
15
|
24,00
|
Bingöl
|
29
|
24,90
|
43
|
25,65
|
Tunceli
|
4
|
1,00
|
2
|
1,00
|
Van
|
-
|
-
|
-
|
-
|
Muş
|
1
|
0,30
|
1
|
1,00
|
Bitlis
|
3
|
2,20
|
2
|
1,00
|
Hakkari
|
6
|
2,90
|
4
|
1,00
|
Gaziantep
|
36
|
21,61
|
18
|
13,61
|
Adıyaman
|
36
|
123,02
|
18
|
34,90
|
Kilis
|
6
|
2,00
|
9
|
5,98
|
Şanlıurfa
|
16
|
30,50
|
7
|
9,70
|
Diyarbakır
|
15
|
89,90
|
13
|
56,00
|
Mardin
|
19
|
72,10
|
91
|
78,86
|
Batman
|
2
|
11,00
|
2
|
25,00
|
Şırnak
|
7
|
31,50
|
13
|
111,95
|
Siirt
|
7
|
30,37
|
-
|
-
|
Kaynak: Orman ve Su İşleri
Bakanlığı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)