Özgür Gürbüz-BirGün/16 Nisan 2018
Hattat
Holding’e ait Hema Elektrik’in Amasra yakınlarına kurmak istediği kömürlü
termik santral projesi aslında tüm ilin, Bartın’ın havasına, suyuna ve
toprağına hücum eden bir proje. 1320 megavatlık dev kömür santralının ardında,
kömür karası kıyafetleriyle hazırda bekleyen bürokratlar, politikacılar var.
Bugün saldırıya geçtiler.
Kömür ordusu hücumda.
Hücumdalar hücumda olmasına da termik santralın ÇED iptal davasının görüleceği
Zonguldak İdare Mahkemesi’nde onları 2019 Bartınlı bekliyor. Kömürlü santralın
ÇED raporunun iptali için dava açan bu 2019 kişi, ellerinde bir hafta önce
zeytinlerle buluşturdukları memleket toprağı, yüreklerinde temiz hava ve
arkalarında binlerce Bartınlıyla mahkeme salonunu dolduracak. Elektrik için
yaşamın kaynağı suyu bile feda etmeye hazır Hema şirketini durdurmaya
çalışacak. 300 Ispartalı gibi filmi çekilir mi bilmem ama bu mücadele de tarihe
yazılacak.
Bakmayın siz
politikacıların, bürokratların arkasında olduğuna. Halkı karşısına alan kömür
ordusu Bartın’da zor durumda. Termik santral su olmazsa çalışmaz. Kömürü
yakacaklar, suyu ısıtıp buharından elektrik üretecekler. O yüzden de her gün
100 bin Bartınlının su ihtiyacını karşılayan “Kavşak Suyu”nu kullanmak istiyorlar.
Şirket, bu suyun arsenik içerdiğini, herhangi bir arıtmadan geçirilmediğini ve
Bartın Belediyesi’nin su ihtiyacının sadece yüzde 3’ünü karşıladığını iddia
ediyor. Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın ise bu iddiaları yalanlıyor. Suyun
hem belediye hem de İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından düzenli analiz edildiğini,
olumsuz bir sonuca rastlanmadığını söylüyor. Cemal Akın, toplam suyun içinde
Kavşak Suyu’nun payı yüzde 3 olsa da, 100 bin kişiye sebiller aracılığıyla
ulaştırılan ücretsiz bir içme suyu olduğuna dikkat çekiyor. Anlaşılan o ki,
gözlerini kapatan isten dolayı yaşamı göremeyenler, Bartınlıların içme suyuna
da el koymak istiyor. Bugün görülen davada 2019 Bartınlı sadece zeytinlerini,
toprağı, havayı değil, suyunu da savunacak.
Su ile
elektrik karşı karşıya geldiğine göre termik sevdalılarına hodri meydan deyip
en kritik soruyu soralım: Başka hiçbir yerde bulamayacağınız suyu mu
koruyacaksınız yoksa biraz tasarruf ederek, enerjiyi akıllı kullanarak ihtiyaç
duymayacağınız şu termik santralı mı? Susuz yaşanmayacağı için elbette her aklı
başında insan suyu seçer ama biz yine de şu bilgileri hatırlatalım. Türkiye su
fakiri olmaya aday bir ülke. Orman ve Su İşleri Bakanlığı ülkedeki
kullanılabilir su miktarının 112 milyar m3 olduğunu söylüyor. 80
milyon olduğumuzu düşünürsek kişi başına düşen yıllık su miktarı 1400 m3.
Bu da bizi su stresi yaşayan ülkeler arasına koyuyor. 2030’da nüfus 90 milyon
olursa kişi başına düşen su miktarı yılda 1200 m3’lere gerileyecek
ve bizi iyiden iyiye su fakiri sınırı kabul edilen 1000 m3’e yaklaştıracak.
Bakanlık da bu bilgiyi teyit ediyor. Durum bu kadar ciddi. İklim değişikliği ve suyun kötü kullanımı nedeniyle daha da ciddi olabilir.
Elektrikte ise
arz fazlası var. Dağ taş santral doldu, talep sanıldığı gibi “delice” artmıyor.
Ülkedeki santralların kurulu gücü 86 bin megavat, en yüksek talep 47 binlerde
kaldı. Hedeflenen, lisans almış santralları yapmaya kalksanız 10 yıl sonra
kurulu güç iki katına çıkacak ama TEİAŞ’ın 2026 yılı için yaptığı tahminler, o
tarihler için en yüksek talebin 68 binlerde kalacağını gösteriyor. Güneş ve
rüzgar gibi kömürden daha ucuza elektrik üreten kaynakları yazmıyorum bile.
Şimdi siz
karar verin. 2019 Bartınlı gibi suyu korumak için mi mücadele edeceksiniz yoksa
ülkenin geleceğini tehdit eden kömür santrallarına karşı dur mu diyeceksiniz? Protestonuzla,
sosyal medyadaki mesajınızla, sandıktaki oyunuzla bu kararı sizler vereceksiniz.
Ve karar verme günü bugün, yarın çeşmelerden akacak temiz su bulamayabilirsiniz.