Fransa’daki Marcoule nükleer atık tesisinde bugün (12 Eylül 2011) bir patlama meydana geldi. Alınan ilk bilgilere göre patlama sonucu bir işçi hayatını kaybetti, dört kişiyse yaralandı.
Marcoule atık tesisi eskiden küçük çaplı reaktörüyle Fransa’nın nükleer silah üretiminde önemli bir rol oynuyordu. Fransa’nın ilk nükleer denemeleri için gerekli plutonyum burada üretildi. Sonraki yıllarda ise termonükleer silah üretimi için trityum üretme amaçlı bir reaktör daha inşa edildi. Hızlı üretken reaktör Phenix’e yine burası ev sahipliği yaptı. MOX adıyla bilinen (uranyum dioksit ve plütonyum dioksit karışımı) yakıtın üretilmesi için de kullanılan tesiste, nükleer reaktörlerden gelen kullanılmış yakıt çubuklarının içerisindeki plutonyum ayrıştırılıyor.
Fransız polisi, Avignon kentine 30 km uzaktaki sahanın dışında bir radyasyon sızıntısı yaşanmadığını belirtmiş. Tercümeden kaynaklanan bir hata yoksa bu cümle bir garip. Tesis dışında sızıntı yok da, içeride var mı? Fransız kaynaklarında da benzer ifadeler kullanılıyor. Kazanın uranyum ve plutonyumun yüksek ısıya tabi tutulduğu fırınlarda olduğu söyleniyor. Bütün bu bilgiler doğruysa, benim tahminim en azından tesis içinde bir sızıntının olduğu yönünde. Patlama ve yangından bahsediliyor, demek ki kontrolden çıkmış bir nükleer atık var elinizde.
Fransız hükümeti yıllardır nükleer enerji konusunda büyük bir gizlilik politikası uyguluyor. Nükleer reaktörlerden üretilen elektriğin maliyeti bile açıkça söylenmiyor, zaten sübvansiyonlar yüzünden hesaplamak da kolay değil. Petrolden kaçmak için nükleere sarılan ve bu teknolojiyi ihraç ederek sanayisini ayakta tutmaya çalışan Fransa’da nükleer enerjiyi eleştirmek de adeta bir tabu. Marcoule tesisi de bu gizlilik oyununun önemli bir parçası olan Fransız nükleer devi Areva’nın kontrolünde. Areva’nın hisselerinin yüzde 80’e yakını CEA’nın (Nükleer ve Yenilenebilir Enerji Komisyonu). CEA da hükümet kontrolünde.
Fransa’daki bu kaza, nükleer enerjiden çıkış için insanlığa yapılan son uyarı gibi. Dünyanın nükleer enerji konusunda örnek gösterilen ülkeleri (Japonya, Fransa) birer birer havlu atıyor. Türkiye ise nükleeri tüp gazla eş tutarak, nükleer santral kurmayı akıl, mantık ve sürdürülebilir bir ekonomi kapsamında değerlendirmeyi henüz başaramadı. Bakalım, Avrupa’nın yenilenebilir enerjide en şanslı ülkesi Türkiye, adını nükleer felaketler yaşanan ülkeler listesine mi yazdıracak yoksa nükleer beladan kaçan akıllı ülkeler listesine mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder