Aralık ayının ikinci haftası Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da başlayacak olan iklim değişikliği zirvesi, gezegenin geleceği için kritik öneme sahip. Ya Kyoto’dan daha iyi bir anlaşma ortaya çıkacak ya da önemli kararlar bir sonraki toplantıya bırakılarak gezegenin geleceği daha fazla riske atılacak.
Özgür Gürbüz-Gazete Habertürk / 25 Kasım 2009
Küresel iklim değişikliğini önlemek için tüm dünya ülkeleri arasında yapılan müzakerelerin en önemlisi, “Taraflar Toplantısı” olarak da anılan “COP” toplantıları. Bu yıl 15. yapılacak toplantı Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da 7 ile 18 Aralık arasında gerçekleşecek. Kopenhag’daki COP-15, Kyoto’dan sonra küresel ısınmayı durdurmak için alınması gereken önlemleri belirlemek açısından kritik öneme sahip. Ancak taraf ülkeler henüz birçok konuda uzlaşmış değil. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekretaryası, Kopenhag toplantısının neden bu kadar önemli olduğunu sıkça sorulan10 soruyu yanıtlayarak özetliyor.
1. Kopenhag’da anlaşamaya varmak neden önemli?
İnsanlar halihazırda atmosfere dünyanın ortalama sıcaklığını tehlikeli seviyelere yükseltecek kadar seragazı salmış durumda. Seragazı artışı kuraklıktan, fırtınalara ve sıcak dalgalarına kadar birçok iklim olayının hem şiddetini hem de sıklığını artırıyor. Biran önce seragazı artışını önleyecek bir uluslararası anlaşma gerekiyor. Kopenhag bu anlamda mihenk taşı niteliğinde.
2. Anlaşmanın bu yıl sağlanmasının önemi nedir?
Sanayileşmiş ülkelerin atmosfere saldıkları seragazlarını 2012 yılına kadar 1990 seviyesinin yüzde 5,2 aşağısına çekmek için Kyoto Protokolü devrede ancak 2012 sonrası belirsiz. Bu yıl 2012 sonrası yürürlüğe girecek yeni bir metin üzerinde anlaşma sağlanması ülkelere hazırlık için fırsat tanıyacak.
3. Kopenhag’ın başarılı kabul edilmesi için ne olmalı?
Dört noktada net kararlar alınması gerekiyor. Orta vadedeki seragazı emisyonlarının kısıtlanması, gelişmekte olan ülkelerin yükümlülüklerinin ne olacağı, gelişmekte olan ülkelere hedeflerine ulaşması için nasıl ve ne oranda finansal destek sağlanacağı ve bunu organize edecek kuruluşun kim olacağı.
4. Kopenhag’dan çıkacak muhtemel yasal sonuç nedir?
Ana politik konuların halledilmesinden sonra Kopenhag’dan çıkacak kararların Kyoto Protokolü’nde yapılacak değişiklikler olarak hayata geçirilmesi, yeni bir anlaşma metninin ortaya çıkması ve 2013’ten itibaren yürürlüğe girecek ülkelerin bağımsız hedeflerini içeren anlaşmaların kabulü masadaki olası yasal öneriler.
5. Kopenhag, Kyoto’nun ilerisine nasıl geçebilir?
Kyoto, küresel ısınmayla mücadelede sorumluluğu ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelere yükleyen bir başlangıç metniydi. Kopenhag’dan ise yine aynı nitelikte fakat daha yüksek hedefli bir metin bekleniyor. 2020’ye gelindiğinde seragazı emisyonları 1990’ın yüzde 25-40, 2050’de ise yüzde 50 aşağısına çekecek bir anlaşma aranıyor.
6. Kopenhag’da gelişmiş ülkelerin hedefler konusunda anlaşması bekleniyor mu?
Hayır, sanayileşmiş ülkeler gelişmekte olan belli başlı ülkelerden kendilerine orta-vadede hedef belirlemelerini beklemiyor. Bali’de anlaşmaya varıldığı gibi, gelişmekte olan ülkelerden seragazı artışlarına finansal mekanizmalarla desteklenmeleri halinde sınır getirmeleri bekleniyor.
7. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ana kaygıları nelerdir?
Gelişmekte olan ülkeler katkı sağlamayı istemekle beraber, yükümlülük almaya zorlandıklarında ekonomik büyüme ve yoksullukla savaşta güç kaybedeceklerine inanıyor. Sanayileşmiş ülkeler aldıkları hedefler sonucu gelişmekte olan ülkelerde rekabeti sübvanse etmek zorunda olmaktan çekiniyor. Çıkacak sonuç iki taraf için de adil olmak zorunda.
8. Yeni anlaşmada gelişmekte olan ülkelerin rolü nedir?
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre 2030 yılında küresel enerji talebi yüzde 55 artacak. Enerji yatırımlarının toplam miktarı 22 trilyon doları bulacak ve bunun yarısı gelişmekte olan ülkelere ait. Sanayileşmiş ülkeler seragazı emisyonlarını bugün tamamen durdursalar bile gelişmekte olan ülkelerdeki artış, eşik değer olarak bakılan 2 derecelik ortalama sıcaklık artışının geçilmesini önlemeye yetmeyecek.
9. Küresel ısınmanın olası maliyeti nedir, bunu kim ödeyecek?
Maliyet rakamları oldukça farklı olsa da küresel ısınmanın sonuçları ve emisyon indirimi için biçilen miktar 2020 yılında yaklaşık 250 milyar doları bulacak. Asıl sorun bu büyük meblağın ne kadar olacağını bulmaktan çok kısa zamanda bu fonu oluşturacak finansal mekanizmaları sağlamak.
10. Küresel ekonomik kriz Kopenhag’dan yeni bir anlaşma çıkmasını zorlaştırıyor mu?
Birçok ekonomi uzmanı bu uyarıyı yapsa da başta Çin ve ABD olmak üzere belli başlı ülkeler, daha çok iş yaratma potansiyeli olan “yeşil ekonomi”ye yatırım yaparak hem krizden kurtulmaya hem de küresel ısınmaya çözüm bulmaya çalışıyor. ABD, önümüzdeki 10 yıl içinde 150 milyar dolarlık yatırımla 5 milyon “yeşil iş” yaratmayı hedefliyor. Çin ise yüzde 40’ı doğal kaynakların korunması ve yenilenebilir enerjiye ayrılacak olan 584 milyar dolarlık bir paket açıkladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder