Özgür Gürbüz / 27 Mart 2009
Helikoptere biniyorsunuz düşüyor.
Günlerce nereye düştüğünü bulamıyorsunuz.
Uçağa biniyorsunuz çakılıyor, Avrupa’nın göbeğiyle iletişim kurup kaç kişi kaybettik öğrenemiyorsunuz.
Trene biniyorsunuz; hızlısı raydan çıkıyor, yavaşı vince tosluyor.
Otobüse, otomobile besmeleyle biniyorsunuz çünkü Türkiye trafik kazalarında dünya ikincisi. Yürüyecek kaldırım bulursanız, üzerinize ya kamyon çıkıyor ya kafanıza bir blok cam düşüyor. Feribota binseniz yanıyor, vapura ulaşamadan iskele batıyor.
Baraj yapıyorsunuz kapak tutmuyor.
Memleket sapır sapır dökülüyor deseniz adınız “köktenci muhalif” oluyor.
Beyoğlu’nun kaldırımlarını iki yılda yapamayanlar 5 yılda nükleer reaktör yapmaya hazırlanıyor.
Ya yaparlarsa?
Allah korusun!
Kriz hep “teğet geçiyor”.
Haklı Başbakan, krizler bile bize bulaşmaktan korkuyor.
Bir gelse sağlam çıkamaz bu ülkeden.
Kolunu bacağını bırakır gider.
Bir yerden bir yere gitmenin mümkün olmadığı bir memlekette yaşıyoruz. Tek güvenli ulaşım aracımız eşekler. Uçak uçuramayan, helikopter indiremeyen, otobüs süremeyen, baraj yapamayan bir memlekette yaşıyoruz ve birileri bana büyük düşün diyor.
Büyük düşün Türkiye, bin eşeğe sür Niğde’ye…
2 yorum:
Eline sağlık..Yazdıklarına katılmamak elde değil..Sadece tek bir noktada itirazım var. Türkiye'de eşek de güvenilir bir ulaşım aracı değil. Şimdi nerede çıktığını hatırlayamadım bir habere göre Türkiye'de eşek ve katır çiftesi nedeniyle ölen ve yaralananların sayısı hayli kabarık. Tabi bu kazazedelerin hepsi olmasa da bir kısmının neden o sırada eşeğin arkasında olduğu ve o çifteyi hak edip etmediği de ayrı bir mesele..))
sabah sabah güldürdün beni. son cümle de müthiş. anlayana tabii.
aydın
Yorum Gönder