Özgür Gürbüz-BirGün/15 Eylül 2014
Küresel iklim
değişikliğini durdurmak için liderler en sonunda harekete geçiyor. Altı gün
sonra, 20 Eylül’de Ankara’da, sayıları ve şiddeti giderek artan sel
felaketlerini durdurmak, kuraklığa çözüm bulmak, derinleşen gıda krizini önlemek
için bir araya gelecekler. Aralarında çevre kuruluşlarının gönüllüleri var.
Üniversitelerdeki çevre kulüplerinin üyeleri, işine bisikletle giden
bankacılar, parklarındaki ağaca sahip çıkan çocuklar, taş ocağının yok ettiği
ormanına yeniden fidan diken anneler. Hepsi Ankara’daki bu zirveye gidiyor. Bavulunuzu
toplamaya başlamadıysanız, o sizin sorununuz. Parıltılı davetiyeler yok ama hepimize
davet var.
Bir de
muhalifler ver. Her iyi işin karşısındalar. 23 Eylül’de New York’ta, Ankara’daki
buluşmaya alternatif bir iklim zirvesi düzenliyorlar. Bu zirve, Birleşmiş
Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un davetiyle yapılıyor. Yıllardır, iklim
değişikliğini durduracakmış gibi yapan, tehlikenin farkında olduklarını
söyleyip ciddi bir anlaşmaya imza atmadan masadan kalkan herkes orada olacak. Muhaliflerin
Kyoto’dan beri izlediği taktik bu.
Ankara’daki
liderler zirvesinin buluşma yeri Ankara Garı. Liderler buluşmaya makam
araçları, yani bisikletleriyle gelecek. Aralarında çift çamurluklu, dinamolu,
30 vitesli son model makam araçları da var. Oradan da, görüşmelerin yapılacağı
Güvenpark’a geçilecek. Kırmızı ışıklarda durulup, halka saygısızlık
edilmeyecek. Gazetelerde duyuruları olmayacak ama Facebook sayfaları var
New York’taki
zirve BM’in ana binasında. Katılımcıların çoğu uçaklarla New York’a gelip,
benzin içen makam araçlarıyla toplantı salonuna geçecek. Muhaliflerin devlet
başkanları, bakanlar iklim değişikliğini durdurmak için yapılması gerekenleri
açıklayacak. Yapılması gerekenleri söylerken politikacıların akıllarında hep
büyük şirketler olacak. Konuşmalarıyla petrol ve kömür lobilerini kızdırıp kızdırmadıklarını
düşünecekler. 2015’te Paris’te yapılacak zirvenin önemine değinecek, sonra da
topu birbirine atıp New York’ta çeşitli davetlere katılacaklar.
Güvenpark’taki
Liderler Zirvesi’nde ise
politikacıların almadığı kararlar alınacak. Kararlar alınırken, söz hakkı
olmayan ağaçlar, su baskınlarının mağdurları, enerji verimliliğiyle tüketimi
azaltmak yerine ucuz kömür üretmek için yerin altında hayatını kaybeden Soma
işçileri hep akıllarda olacak. İklim değişikliğini durdurmak için yapılması
gerekenler
New York’taki buluşmaya
‘herhalde’ Türkiye’den bir yetkili katılacak. Kürsüye çıkıp, o bildik, ‘ortak fakat farklılaştırılmış
sorumluluklardan’ bahsederek, belki de yüzüncü kez hiçbir şey yapmama sözü
verecek. Komik duruma düşmemek için Türkiye’de iklim değişikliğini durdurmaya
çalışanlara söyledikleri sözleri orada söylemeyecekler. Kürsüden, “İklim
değişikliğinin ilacı enerji tasarrufu, güneş ve rüzgar gibi yerli kaynaklar ama
biz vatanseverler, hem küresel ısınmaya yol açan hem de ithal edilen kömür,
petrol ve doğalgazı daha çok seviyoruz” demeyecekler. Türkiye’de iklim
değişikliğini dış güçlerin bir komplosu ilan ettiklerinden hiç bahsetmeyecekler.
Burada bağıra bağıra söyledikleri, “İklim değişikliğini durdurma çabaları, Türkiye’nin
büyümesini istemeyenlerin bir hamlesi” iddiasını kulislerde bile fısıldamayacaklar.
Sonuçta muhalefetin bile bir kalitesi var. Zirve bu, kahvehane değil.
Gerçek şu ki,
herkes umudunu Paris’e bıraktı. Orada Kyoto’nun yerine geçecek güçlü bir
anlaşma çıktı çıktı, çıkmazsa sevdiklerinizle vedalaşabilirsiniz. New York’ta
güzel sözler söylenecek ama sazı biz ele almazsak o güzel sözler anlaşma
metnine yansımayacak. Bu yüzden, Ankara Tren Garı’ndan bisiklete atlayıp
liderliği ele almakta fayda var.