Dünyayı kirletenlerin listesi

Geleceğinizi fosil imparatorluğunun askerlerine teslim etmeyin.

Özgür Gürbüz-Birgün / 11 Aralık 2011

Bilmek giderek zorlaşıyor. Medyanın büyük bir bölümünün iş dünyası tarafından dolaylı ve doğrudan kontrol edilmesiyle kim suçlu, kim güçlü bilmek zorlaşıyor. Şirketler bazen reklam veren olmanın gücü, bazen de bizzat medyada sahip oldukları pay sayesinde kirli işlerini halktan saklamayı başarıyor. Birazdan yazacaklarımı okumak için BirGün gibi bağımsız bir gazeteyi almanız veya internette ne aradığını bilmeniz şart. Sadece Türkiye’de değil dünyada da durum böyle.  

Kömür karası bankalar
İklim değişikliği kendi kendine gerçekleşmiyor. Kullandığımız fosil yakıtlar (kömür, petrol ve doğalgaz) küresel ısınmayı giderek hızlandırıyor. Buna rağmen neden daha temiz enerji kaynaklarına yönelmiyor ya da enerji tasarrufu yapmıyoruz? Yapmıyoruz çünkü dünyada kurulu ‘fosil yakıt imparatorluğu’ sistemin her noktasını kontrol ediyor. Dört sivil toplum örgütü (Urgewald, Groundwork, Earthlife Africa ve Bank Track) geçtiğimiz hafta Durban’daki iklim konferansı sırasında kömüre en çok kredi veren 93 bankayı açıkladı. Çalışma kömür madeni işleten dünyanın en büyük 31şirketiyle, kömür santrali çalıştıran yine dünyanın en büyük 40 şirketini ve onlara finansman sağlayan bankaları kapsıyor. 31 Maden şirketi dünyadaki kömürün yüzde 44’ünü çıkarıyor. 40 elektrik üretim şirketi ise dünyada kömür santrallerinden elde edilen elektriğin yüzde 50,8’ini üretiyor. Araştırmanın yapıldığı süre ise 2005 ile 2010 yılları arası. 2005 yılı Kyoto’nun hayata geçtiği ve tüm dünyaya artık kömür kullanmayın dendiği zaman. Bakalım bu bankalar Kyoto’dan etkilenmiş mi?

Türkiye’den dört banka listede
2005 yılından beri bu 93 banka tarafından kömüre verilen kredilerin toplamı 232 milyar avro. Bu kredilerin yüzde 77’si 20 banka tarafından verilmiş. Kömüre en çok kredi veren banka JP Morgan. Onu Citi Bank, Bank of America ve Morgan Stanley izliyor. İlk dörtte Amerikan bankaları var. Beşinci sırada ise İngiltere’den Barclays yer alıyor. Türkiye’de sokakta şubesini görebileceğiniz bankalardan Citibank ikinci, BNP Paribas (TEB) sekizinci, HSBC yirminci, ING ise yirmi ikinci sırada yer alıyor. Bu listede yer alan birçok bankanın belki şubesi yok ama Türkiye’de kömürle ilgili projelere finans desteği sağlıyor.

Neden kömür? Çünkü iklim değişikliğinin bir numaralı sorumlusu kömür. Ormanlara ve tarlalardaki ürünlere zarar veriyor, suyun asitleşmesine neden oluyor. ABD’de her yıl 30 bin kişinin ülkedeki termik santrallere bağlı olarak hayatını kaybettiği belirtiliyor.

İklim düşmanı 12
İklim değişikliğini körükleyerek kuyunuzu kazan sadece bankalar değil. Greenpeace’in Durban’da açıkladığı listede ise küresel ısınmayı durdurma çabalarına karşı girişimlerde bulunan altı şirket ve altı kuruluşun adları var. Liste Shell ve Shell Kanada ile başlıyor. Çelik üreticisi Arcelor Mittal, Exxon Mobil, Koch ve Basf ile devam ediyor. Altı kuruluşun adları ise şöyle: Uluslararası Ticaret Odası, Kanada Petrol Üreticileri Birliği, Avrupa İşveren Örgütü Business Europe, ABD Ticaret Odası, Amerika Petrol Enstitüsü ve Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya İş Konseyi. Bu kuruluş ve şirketlerin kara listeye alınma nedenleri birbirinden harika. Örneğin Mobil’in günahları arasında iklim değişikliğini inkar eden bilim dışı çalışmaları desteklemek var. “Küresel ısınma yok” ya da “iyi bir şey” diyen raporların nereden geldiğini anlamak açısından bu bilgiler önemli.

Pazar günü size bütün bu listeyi yazmamın nedenleri var elbette. Birincisi, çocuklarınızın ve sizin geleceğinizi çalanları tanımanız. İkincisi, bu şirketlerle ilişkinizi kesmeniz. Almanya ve ABD’de adı geçen bankalardan paralarını çeken binlerce insan var. Üçüncüsü ise, küresel ısınmayla ilgili duyduğunuz, bilimi inkâr eden bilgilere kaynağını araştırmadan, kimin tarafından finanse edildiğini bilmeden inanmamanız. Geleceğinizi fosil imparatorluğunun askerlerine teslim etmeyin.

İklim eylemcilerinden madenci şarkısı: Shosholoza

Durban'daki iklim konferansının son gününe eylemcilerin konferans merkezinin içinde yaptığı eylem damgasını vurdu. Eylemin en can alıcı kısmı ise herkesin tüylerini diken diken eden Shosholoza şarkısıydı. "Afrika sağlam dur" veya "dayan Afrika" şeklinde çevirebileceğimiz bu şarkı iklim eylemcileri tarafından uzun yıllar söyleneceğe benziyor. Güney Afrika'da bu şarkıyı daha önce maden işçileri söylüyormuş. İşte şarkının konferans merkezinin salonlarında yankılandığı anlardan bir video.

Shosholoza şarkısının sözleri şöyle:
Shosoloza, ku lezontaba (Afrika için güçlü, güçlü dur) Wen u ya baleka, ku lezontaba (Güçlü dur, seni destekliyoruz Afrika)

Durban'da büyük protesto

Özgür Gürbüz-Durban Postası / 9 Aralık 2011
Fotoğraflar: Özgür Gürbüz

Şu satırları yazdığım sırada Durban'da bakanların katıldığı "Indaba" toplantısı başlamıştı. Toplantı merkezinde (ICC) adeta güne yeniden başlıyor gibiyiz çünkü öğleden sonra görüşmelere uzun bir ara verilmek zorunda kaldı. Nedeni ise müzakerelerin gidişatından mutlu olmayan eylemcilerin konferans merkezinde düzenledikleri eylemdi.

Eylem, saat 15'de başlaması planlanan Uzun Dönemli İşbirliği Geçici Çalışma Grubu'nun toplantısını hedef almıştı. Toplantı salonu Baobab'a yaklaşık 100 metre uzaklıktaki giriş kapısında yavaş yavaş toplanan eylemciler, yerel dil Zuluca şarkılar söyleyerek Baobab'a yürümeye başladılar.
Kısa bir süre sonra eylemcilerin önü BM polisi tarafından kesildi. Göstericiler buna rağmen şarkı ve sloganlarına ara vermediler. "Afrika'yla omuz omuz", "Halkı değil kirletenleri cezalandır", "İklim katilleri" sloganları toplantı merkezinde yankılandı. Polis bu sırada göstericileri arkadan da çevirdi ve çembere aldı.

Göstericiler hem slogan hem de şarkılarla tam iki saat, bir saniye bile nefes almadan sloganlarına devam ettiler. Zaman zaman eylemcilerin bazıları, ülkelerinde iklim değişikliğinin etkilerini sloganlarla anlattılar. Ada Devletleri delegasyonundan temsilciler de eylemcilere destek verdi. Maldivler delegasyonundan bir kişi söz aldı ve slogan attırdı. 

Eylemciler iki saat sonra polisin kontrolünde konferans alanını terk etti ve giriş kartlarına el konuldu. Dışarı çıkartılan 50 kişi arasında Türkiye'den Mehveş Evin ve Ömer Madra da vardı. 

Durban'da masadaki seçenekler

Durban’da toplantının son günü oldukça hareketli başladı. Görüşmelerin bugün geç saatlere kadar süreceği hatta 10 Aralık 2011 tarihine sarkabileceği konuşuluyor. Dün (8 Aralık) yapılan üst düzey toplantıda bakanların konuşmaları akşam saatlerinde tamamlandı. Akşam 9 sularında buraya, Güney Afrika’ya özgü bir toplantı yapıldı; Indaba. Indaba, sorunun muhatabı herkesin bir araya gelip açıkça konuştuğu bir toplantı. Durban’da dün akşam yapılan Indaba toplantısı bakanlar içindi. Resmi dili bir kenera bırakıp, üzerinde anlaşılması umut edilen metinleri tek tek ele aldılar. Sonuçta beş seçenek ortaya çıktı. Bu seçeneklere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Aşağıda, bu seçenekleri sizler için kısaca özetlemeye çalıştım.

Seçenek 1:
Amaç: Kyoto veya İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında yeni bir anlaşma.
Araç: Yeni bir Uzun Dönemli İşbirliği Geçici Çalışma Grubu’nun burada ya da bir başka COP toplantısında kabulü.
Zaman: Yeni veya devam niteliğindeki protokolün 2012 veya en geç 2015'te kabulü.

Seçenek 2a:
Amaç: Kyoto veya İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında yeni bir anlaşma.
Araç: Yenilenmiş bir amaçla/emirle yapılandırılan Uzun Dönemli İşbirliği Geçici Çalışma Grubu
Zaman: Yeni veya devam niteliğindeki protokolün 2012 veya en geç 20152te kabulü.

Seçenek 2b:
Amaç: Yasal bir çıktı (Bali temelli)
Araç: Uzun Dönemli İşbirliği Geçici Çalışma Grubu
Zaman: Yasal çıktının 2012,2013 veya 2015’te kabulü.

Seçenek 2c:
Amaç: Bali temelli bir dizi karar alınması.
Araç: Uzun Dönemli İşbirliği Geçici Çalışma Grubu
Zaman: Kararların 2012,2013 veya 2015’te kabulü.

Seçenek 3:
Amaç: Bali’de elde edilen çıktıları COP’larda (Taraflar Toplantısı) alınacak bir dizi kararla hayata geçirmek ve 2020 sonrası süreci başlatmak.
Araç: Bali kararları Uzun Dönemli İşbirliği Geçici Çalışma Grubu’yla tamamlanacak ve 2020 sonrası yeni bir Uzun Dönemli İşbirliği Geçici Çalışma Grubu kurulacak.
Zaman: Yok.