Özgür Gürbüz - Sabah / 21 Şubat 2008 Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından açıklanan 2007 verilerine göre Türkiye’de işkence ve kötü muamele gördüğü gerekçesiyle Vakf’a başvuranların sayısında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 30 artış görüldü. Vakfın, Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir’deki merkezlerine 2007 yılında 452 kişi rehabilitasyon ve tedavi amaçlı başvurdu. Bunlardan 320’si 2007 yılı diğerleri ise daha önce gördüğü işkence vakalarını rapor etti. 2006 yılı içerisinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesiyle TİHV’na başvuranların sayısı 252 idi.
1999 yılında Ecevit Hükümeti ve AKP’nin ilk dönemlerinde yaşanan yasal değişikliklerin işkencenin önlenmesinde yararlı olduğunu belirten TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, “Ne yazık ki atmosfer çok değişti. 2005’ten itibaren bazı şeylerin değişmeye başladığını görebiliyoruz” diyor. Yasal değişikliklerin birkaç yıl sonra etkisini göstermeye başladığını belirten Bakkalcı’nın gözlemlerini rakamlar doğruluyor. 2004 yılında yaşanan açlık grevlerine rağmen TİHV’na 922 başvuru yapılmış; bunların 348’i o yıl içerisinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını belirtmiş. 2005’te başvuru sayısı 692’ye o yıl içerisinde işkence görenlerin sayısı ise 193’e düşmüş. Daha sonra yükseliş eğilim başlamış ve o yıl içerisinde işkence görenlerin sayısı 2006’da 252’ye 2007’de ise 320’ye çıkmış.
Sorun sitemin genlerinde
Bakkalcı, bu yükselişi yasal değişikliklere bağlı olduğunu belirtiyor. 2005 yılında yürürlüğe giren Ceza İnfaz Yasası, 2006 yılında kabul edilen Terörle Mücadele Yasası ve 2007’de Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda yapılan değişikliklerin bu sonuçları doğurduğunu belirten Bakkalcı, ‘Elimizi kolumuzu bağlıyorlar’ demeçleriyle başladı, 2007’de Hrant’ın vurulmasıyla iyice görülür hale geldi. Bir ülkede ihtiyaç duyulduğunda işkence uygulamasına olanak verecek fiziki ortam, zihniyet varsa bu önemlidir. Yarın sayılar azalabilir ama bu sistemin genetik şifresinde saklı bir mesele” yorumunu yapıyor. Bakkalcı, işkencenin sadece sayısal olarak artmadığına şiddetlendiğine de dikkat çekiyor. “Bir kol kolay kolay kırılmaz” diyen bakkalcı, dalak yırtılması, kol kırılması gibi vakalardan işkencenin pervasızlaştığı ve kabalaştığını görebildiklerini belirtiyor. TİHV’nın raporunun bir alarm olarak algılanmasını istediklerini belirtiyor.
Rapor hakkında düşüncelerini sorduğumuz İnsan Hakları Komisyonu üyesi milletvekili Ahmet Koca, sayının artmasını insan hakları muamelesinden yoksun kalmış insanların başvurma yetisinin gelişmesine bağlıyor. Koca, “Bundan 10-15 yıl önce karakollarda bazı dosyalar kapatılıyordu. Sivil Toplum Örgütleri değişik çatılar kurdular ve insanlar artık gerekli yerlere başvurabiliyorlar. Sayı bu yüzden artıyor bundan korkmamak lazım” diyor. Eskiden siyasi cinayetlerden sonra devletle vurulan kimsenin yakınları karşı karşıya gelirdi diyen Koca, “Artık öyle bir hükümet var ki, devlet içinde devlet olmaz mantığıyla sadece hukuk devleti adı altında bir devletin olması gerektiğine inanıyor. Uygulamalardan kaynaklanan bir takım noksanlıklar var. Bu noksanlıkları gidermek içinse biraz daha zamana ihtiyacımız var” açıklamasını yapıyor.
Metin Bakkalcı
TİHV Genel Sekreteri
“Bundan sonra sizler göreceksiniz”
İşkence gören kişilerin birçoğundan kendilerine “Bundan sonra sizler göreceksiniz” cümlesinin söylendiğini duyduk. Kaba işkence ve gözaltı süreleri ve uygulamalarda pervasızlıklar arttı. İnsan haklarına riayet edilmeyen, işkencecileri koruyan bir döneme doğru gittik. Örneğin Terörle Mücadele Yasası işkence mağdurlarının birden fazla avukat tutmasını engelliyor. İşkence mağduru ile avukatının görüşmelerine üçüncü kişi girebilir deniyor. Halbuki işkence görmüş birinin avukatıyla özel görüşme yapabilmesi lazım. İşkence iddiasıyla yargılanan güvenlik görevlileri ise 3 avukat tutabiliyor. Geçen ay yapılan yeni bir değişiklikle bu avukatlar için devlet tarafından 35 bin yani toplamda 105 bin YTL’ye varan ödeme yapılabiliyor. İşkence gören bir kişinin avukatı için verilen ücret ise 135 ile 420 YTL arasında. Aslında işkence yaptığı iddialarıyla yargılananların görevden el çektirilmesi ve avukat ücretinin devlet tarafından karşılanmaması gerekiyor.
Yıllara göre işkence başvuruları
YIL / TİHV’na yapılan toplam başvuru / Başvuru yılı içerisinde işkence görenler
2004 922 348
2005 692 193
2006 337 252
2007 452 320