Talan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Talan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Madde 80 dünya düzdür diyor

Özgür Gürbüz-BirGün/9 Eylül 2016

Etiyopya Anayasası, madde 44: Herkesin sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakkı vardır (1994).

Portekiz Anayasası, madde 66: Herkesin, sağlıklı, dengeli bir beşeri çevrede yaşama hakkı vardır (1976).

Güney Afrika Anayasası, madde 24: Herkes sağlığa zarar vermeyen bir çevrede yaşama hakkına sahiptir (1997).

İspanya Anayasası, madde 45: Herkes çevreyi kişisel gelişimleri için kullanma hakkına sahiptir (1978).

Türkiye  Cumhuriyeti Anayasası, madde 56: Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir (1982).

Dünyanın hemen hemen her ülkesinde çevre hakkı Anayasa’da böyle tanımlanmıştır. İnsanın en yaşamsal hakları içerisinde yer alır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesinde, bu hakka sahip çıkma görevinin devlet kadar vatandaşa da ait olduğuna vurgu yapılır. Yani, Gezi Parkı yıkılmaya çalışıldığında onu korumaya çalışmak, yanlış yere yapılan rüzgar santraline karşı çıkmak, derelerin üzerine halkın olurunu almadan HES yapıldığında o şirketi mahkemeye vermek hepimizin Anayasal ödevidir. Bu, Türkiye’ye mahsus bir durum da değil, başka anayasalarda da benzer maddeler var.

Güney Kore Anayasası, madde 35: Çevreyi korumak devlet ve bütün vatandaşlarının görevidir (1948).

Kenya Anayasası, madde 30: Çevreyi bugünkü ve gelecek kuşaklar için korumak herkesin görevidir (2005).

Bazı anayasalarda çevrenin nasıl korunacağı da yazar. Örneğin Arjantin Anayasası madde 41’de, çevre hakkının korunması için yetkililerin doğal kaynakların akla uygun kullanılması, doğal ve kültürel mirasla, biyolojik çeşitliliğin korunmasıyla, çevre konusunda bilgi ve eğitim verilmesi konusunda sorumlu tutulur. Bu madde 1853 yılında yazılan ilk Arjantin Anayasası’ndan beri değişmemiştir.

Ekvador Anayasası ise adeta geleceğin yasal altyapısına işaret eder. 14. maddesinde çevrenin ve ekosistemin korunması kamu yararı olarak tanımlanır. 12. maddesinde suyun vazgeçilmez bir insan hakkı olduğu belirtilir, toplumsal kullanıma ait, devredilemez stratejik bir miras olduğunun altı çizilir. Bu kadarla kalsa iyi, sıkı durun. Madde 71’de doğanın haklarından bahsedilir. 72’de doğanın yenilenme hakkına vurgu yapılır. Madde 73 ise, “devlet, canlı türlerinin yok olmasına, ekosistemin tahrip olmasına ve doğal döngünün zarar görmesine yol açacak faaliyetlere karşı önlem almak veya sınırlama getirmekle yükümlüdür” der. Diğer anayasalar daha çok insanın yaşamı için çevreyi korumaya çalışırken ve bu amaçla devlet ve vatandaşları sorumlu tutarken, Ekvador Anayasası, doğanın yaşam hakkını korumak için devleti sorumlu tutar[1].

Türkiye’de, 7 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 6745 sayılı kanunun 80. maddesi ise özetle şunları söylüyor. Bakanlar Kurulu’nun onay verdiği projeler bir dizi teşvikten yararlanabilecek. Kamu malları ve araziler bu projeleri yürüten şirketlere bedelsiz devredilebilecek. Projeler çevreye zarar verecek nitelikte bile olsa, istenirse, kredi faizleri 10 yıl boyunca devlet tarafından karşılanabilecek, kurumlar vergisinden muaf tutulabilecek. Yüzde 50 indirimli fiyattan elektrik kullanabilecek.

Günlerdir kamuoyunu meşgul eden madde 80 (tasarıda madde 75’ti) işte bu. Doğru yere hastane, kreş vs. yapılacağını bilseniz, belki de ne güzel dersiniz. Ancak hepimiz biliyoruz ki bu teşvikler madenler, barajlar, termik santraller, üstünden araç geçmeyen, bedelini bizim ödediğimiz köprüler ve yollar için kullanılacak. Stratejik kabul edilen projeler denetimden uzak tutulacak.

Arjantin’in 1853 tarihli yasasına, 1980 darbesinin ürünü Anayasa’nın 56. maddesine bir bakın. Bir de, 2016 yılında çıkarılan 6745 sayılı kanunun 80. Maddesine... Bu yüzyılda böyle kanunlar çıkarmak, dünya düzdür demeye benziyor.



[1] http://www.karasaban.net/ekvador-anayasasi/