Sizce Türkiye'nin “en yaşanabilir kenti” hangisi?
İstanbul'da yaşadığım için yedi TOKİ üzerine kurulu bu diyarın en
yaşanabilir kent olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Aklıma Eskişehir,
İzmir, Gaziantep veya Antalya geliyor. Belki de daha küçük bir kent bu ödülü
hak eder. Mesela Çanakkale, Bozcaada, Seferihisar veya Datça.
Kısa adı LivCom olan İngiltere'deki bir kuruluşa
göre Ankara Büyükşehir Belediyesi en yaşanabilir kentler arasında yer alıyor.
Başkan Melih Gökçek'in idaresindeki Ankara'nın “susuz ve ağaçsız” yaşama
gayretlerini takdir etmekle birlikte, bu ödülün itibarı hakkındaki iddialar
ister istemez dikkat çekiyor. Haftalık haber dergisi Bağımsız'dan İrfan
Taştemur'un haberine göre Melih Gökçek bu ödülü para karşılığı satın almış.
Habere göre LivCom bu ödülleri, kentlerin kredi almalarını kolaylaştırmak için
ihtiyaç duyan belediyelere para karşılığı dağıtıyormuş. Gökçek bu haberi,
beklenildiği üzere, pek hoş karşılamadı. Haberi yapanlar hakkında söylemediğini
bırakmamış. Gökçek, jürinin kimlerden oluştuğu konusunda bir bilgi vermese de,
ödülün yapılan sunumlar sonucunda alındığını söyledi. Ankara Büyükşehir
Belediyesi Dubai'nin Al Ain kentinde üç günde dört sunum yapmış ve ödülü
kapmış. Gökçek açıklamasında, “Gerçekten çok ciddi bir gurur tablosu
yaşadık. Özellikle 400 katılımcının devamlı olarak bizim masanın fotoğrafını
çekmesi Ankara olarak Türkiye olarak gerçekten bizlere gurur verdi” demiş.
400 kişinin fotoğrafını çektiği masayı merak ettim, evet.
Hikayenin bir kısmı bu. LivCom'un internet sitesinde kim
olduklarını anlatan en ufak bir bilgiye rastlamadım. Neyse, kentler konusunda
araştırma yapan başka ve daha saygın kuruluşlar var; biz onlara bakalım. Belediye
Başkanları Derneği (The City Mayors Foundation) onlardan
biri. 2012 yılında dünyanın en iyi belediye başkanlarını seçtiler. Seçimi bir
jüri yapmıyor, iki üç günlük bir iş de değil. Haksız rekabeti önlemek için önce
bölge seçimleri yapılıyor. Asya, Avrupa, Kuzey Amerika ve Afrika kentlerinin
belediye başkanları kendi aralarında yarışıyor. Gökçek 2012'de ilk 25'e girmiş ama Asya'dan aday
gösterildiği için Avrupa kentleriyle yarışmak zorunda kalmamış. 2012'de en iyi
10 kent arasına girememiş. Asya kategorisinde beşinci sırada yer almış. Asya'da
birinci sırada Endonezya'dan Surukarta, üçüncü sırada Filipinler'den Angeles
City var.
MODERN SANAT KENTİ ZENGİN ETTİ
2012 seçimlerinin ilk turu ocak ile mayıs ayları arasında
yapılmış. 205 binden fazla kişi/kuruluş 912 belediye başkanını aday göstermiş.
İkinci turda ise 463 bin kişi oy kullanmış. Oy kullananların üçte biri Asya'dan
olmasına rağmen birincilik İspanya'dan Bilbao'ya gitmiş. Bask bölgesinin
başkenti Bilbao Belediye Başkanı Inaki Azkuna'ya ödülü kazandıran ise endüstri
kentini sanat şehrine dönüştüren projesi. Bu projenin merkezinde ise 230
milyon dolar harcandığı için zamanında büyük tepki toplayan Guggenheim
Modern Sanat Müzesi var. Müze açılmadan önce Bilbao'ya 100 bin
ziyaretçi geliyormuş şimdi ise bu sayı 700 bin. Müzenin 1997'den bu yana
Bask Eyaletine getirdiği gelir 3 milyar 100 milyon dolar! Gel de tükür
bakalım böyle sanatın içine! Şimdi düşünme sırası Ankaralılarda. Sanatın içine
tüküren başkanı seçmek yerine, sanattan yana olanını seçselerdi belki bugün daha
zengin bir kentte yaşıyor olacaklardı.
BAŞKAN YEMİNİ
İşin bir başka ilginç yanı ise bu yarışmaya katılan
belediye başkanlarının imzalamak zorunda oldukları etik kurallarla
ilgili. Gökçek'in de imza attığı 11 kuraldan bir tanesi şöyle diyor: “Başkanlar,
ırkları, dinleri, fiziksel engelleri, cinsiyetleri ve cinsel tercihlerinden
ötürü bireylere veya gruplara karşı ayrımcılık uygulayamaz”. Ankara'nın
travestilerine, Alevilerine sormalı ya da birileri Belediye Başkanları
Derneği'ne esaslı bir mektup yazmalı. Etik kurallar gereğince Gökçek'in o
listede hiç olmaması gerekiyordu.
TÜRKİYE'DEN SADECE ALTI
BELEDİYE
Ankara iyi bir örnek olmayabilir ama Türkiye'de dünyaya
ayak uydurmaya çalışan kentler de yok değil. Belediye Başkanları Sözleşmesi'ne
(Covenant of Mayors) imza atarak iklim değişikliğiyle mücadele etme,
sakinlerini daha iyi çevre koşullarında yaşatma sözü veren altı “kahraman”
belediyeyi de unutmamalı. İzmir'den Bornova, Seferihisar ve Karşıyaka,
İstanbul'dan Kadıköy, Balıkesir-Erdek'ten Karşıyaka ve Eskişehir belediyelerini
sırası gelmişken tebrik etmeyi de unutmayalım. Asfalt döşemenin icraat
sayıldığı bu devirde küresel ısınmaya yol açan seragazlarını azaltmayı hem de
hiç bir zorunlulukları yokken taahhüt etmek, o yola girmek kuvvetli bir alkışı
hak ediyor.