Özgür Gürbüz-BirGün/19 Haziran 2017
Geçtiğimiz iki
hafta boyunca, çitçisinden sivil toplumuna, yurttaşından politikacısına el ele
verdi ve zeytinliklerle meraların ‘tesislere’
kurban edilmesini önledi. Tesisten ne kastettiklerini bilmemekle beraber,
niyetin yeni maden ve taş ocakları açmak, organize sanayi bölgeleriyle, termik
santraller kurmak olduğunu tahmin ediyoruz. İktidar partisi AKP, tek tek tesislerin
neler olduklarını ve nereye hangi tesisi planladıklarını hiç açıklamadığı için
akla hep aynı sorular geldi. Herkes, bu ne oldukları meçhul tesislerin
gerçekten gerekli olup olmadıklarını ve Türkiye’de bu tesisleri kurmak için
gıda ihtiyacımızı karşıladığımız zeytinlikler ve meralar gibi kritik öneme
sahip alanlar dışında başka bir yer olup olmadığını sordu. İktidardan bir
açıklama gelmedi.
Tehlike
şimdilik geçti ama önümüzdeki günlerde benzer bir taleple karşı karşıya kalma
olasılığı sürüyor. Boş durmayalım. Türkiye’nin gıda konusunda
sürdürülebilirliğini gösteren bir araştırmaya dikkat çekerek, hükümeti aynı
hatayı tekrarlamaması için uyaralım. Araştırmayı Economist dergisinin
İstihbarat Birimi ile bir gıda şirketi Barilla’nın Gıda ve Beslenme Merkezi hazırlamış.
Araştırmada 25 ülke incelenmiş. Dünya gayri safi hasılasının yüzde 85’ini ve
nüfusun üçte ikisini temsil eden 20 ülkeyle, bölgelerini temsil etmeleri
amacıyla bu listeye eklenen Nijerya, Etiyopya, Kolombiya, İsrail ve Birleşik
Arap Emirlikleri. Üç ana başlıkta 58 değişken esas alınmış. Ana başlıklar, Gıda İsrafı ve Gıda Atığı, Sürdürülebilir Tarım ve Beslenmeyle İlgili Zorluklar.
Türkiye genel
değerlendirmede 100 üzerinden 52 puan alarak 19. sırada yer almış. Listenin
başında 67,5 puanla Fransa var; Japonya ikinci, Kanada ise üçüncü. Geride
bıraktığımız ülkeler sırasıyla Brezilya, Endonezya, BAE, Mısır, Suudi Arabistan
ve Hindistan. Bizden daha iyi bir gıda sistemine sahip ülkeler arasında ise İsrail,
Etiyopya, Çin, Güney Afrika ve Nijerya da var. Bizden daha iyi durumdaki
ülkeleri tahmin edin deseydim bu ülkeleri tahmin edebilir miydiniz, açıkçası
merak ediyorum.
Üç ana başlık
içinde Türkiye en iyi notu Sürdürülebilir Tarım’dan almış. Bu başlıkta 14.
sırada. Zeytincilik ve meracılıkla ilgili tasarılar geçseydi belki de en iyi
olduğumuz alanda bile listenin sonlarına doğru gidecektik. Türkiye’nin en zayıf
olduğu konu ise Gıda İsrafı ve Gıda Atığı. 25 ülke arasında 20. sırada yer alan
Türkiye’nin puanı da 100 üzerinden 43’e kadar geriliyor.
Veriler ortada.
Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten ülkeler arasında yer alan Türkiye’nin
tek sorunu artık kendine yetip yetememek değil. Tarımın sürdürülebilirliği,
gıdanın doğru değerlendirilmesi, atıkların azaltılması ve herkesin iyi
beslenebilmesiyle ilgili sorunlar da artık çözülmek için bizden icraat bekliyor.
Bizi yönetenler ise adeta tarımı küçümseyerek, “tesis mi zeytin mi” sorusunu sorup, “elbette tesis” bile diyebiliyor.
Tarımın,
gıdanın ne kadar hayati olduğunu hatırlamaları için daha ne yapmalı acaba?
Sürdürülebilir gıda konusunda önde giden ülkelerin Fransa, Japonya, Kanada,
Almanya ve İngiltere gibi ülkeler olması yeterli bir işaret değil mi? Bu
ülkeler tesis yapmasını bilmiyor mu? Onlar da ağır sanayi yok mu? Buna rağmen
nasıl oluyor da gıda konusunda bizden daha ilerideler? Yanıt ortada. Tesis
dediğiniz sanayi adımları, tarımdan vazgeçerek, gıda üretimini küçümseyerek
atmak zorunda olduğumuz adımlar değil. Aksine, işin temelinde gıda ve sürdürülebilir
tarım var. Önceliğiniz ülkede yaşayanların sağlıklı beslenmesini sağlayacak,
doğayı koruyacak bir ekonomi yaratmak olmalı. Ekonomik büyüme için sağlıktan,
sürdürülebilir tarımdan ödün verilir mi? Çimento fabrikasını meralara tercih
edenler hangi yüzyılda yaşıyor acaba?