Yunan mitolojisinde Tartarus yerin yedi kat altındaki çukurun adıdır. Bu çukura ağır bir demir parçasının yeryüzünden düşmesi dokuz gün sürer; o kadar derindedir. Mitolojideki ölüler diyarının bir parçası kabul edilse de farklıdır, buraya tanrıların yeryüzünde görmek istemedikleri kişileri kapattıkları söylenir.
Tartarus’a gitmek için Hades’ten, Yunan mitolojisindeki ölüler diyarından geçmek gerekir. Buna cesaret edebilenlerin sayısı çok azdır. Orfe bunlardan biridir. Sevgilisi Evridiki’yi Hades’ten çıkarabilmek için bütün bu tehlikeleri göze alır. İnsanı “en cesur insan” yapan onun bir başkasına duyduğu aşktır. Orfe’nin tek silahı elindeki çalgısı “lir”dir. Orfe’nin direnci tanrıları dize getirir. Ona, yeryüzüne çıkana kadar Evridiki’ye bakmama şartıyla sevgilisini alabileceği söylenir. Çukurun tam ucuna geldiklerinde Orfe daha fazla dayanamaz ve sevgilisine bakar. Evridiki ölüler diyarına geri döner, Orfe ise bu acı yüzünden kısa sürede ölür.
Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarını engellemek için bahane edilen çukur aslında Tartarus’tur. Hükümetin kaygısı elbette “işçiler Tartarus’a düşmesin” kaygısı değildir. Çünkü bizim memlekette işçiler zaten her gün Tartarus’u aratmayan şantiyelerde çalışır. AVM inşaatlarında yanarak can verenlerin ülkesinde cehennem ateşi nedir ki? İşçiler her gün zaten ölüler diyarının bir santim ötesinde çivi çakar, kaynak yapar, moloz taşır.
Türkiye’de sadece 2012 yılında 878 işçi öldü, hükümetin bir kez olsun kaygılandığını gördünüz mü? Tersanelerden peşi sıra ölüm haberleri gelirken ciddi önlemler alındı mı? AVM ve HES inşaatlarında iş kazalarından sonra ne değişti? Tersine sendikalaşmanın önüne geçen kanunlar çıkarıldı. Taşeronlaşmaya yeşil ışık yakıldı. Hükümetin derdi işçilerin canı, sağlığı değil. Hükümetin tek derdi, 1977’de tanrılara başkaldırdıkları için Taksim’deki o çukura hapsedilen işçilerin ruhunun özgür kalmasıdır. Korku, Taksim alanını dolduran işçilerin Orfe gibi sevdiklerini karanlığın elinden kurtarmasıdır. O ruhu, emekçi arkadaşları kentin dört bir yanında biber gazı yerken meydanda davul zurnalı kutlama yapan sözde sendikacılar anlayamaz. Taksim’i alışveriş merkezi yapmaya niyetlenenler, 17 yaşındaki Dilan’a yapılanı “örgüt üyesi” deyip iftirayla geçiştirmeye çalışanlar hiç anlayamaz. Tanrıların hissettiği ise sadece korkudur. Tanrılar korkar çünkü insanlar onlara inanmazsa, güvenmezse yok olurlar. İnsanların onlara itaat etmeleri için de zaman zaman ölüler diyarının tanrısı Hades’in yeryüzüne çıkmasına izin verirler. Hades bugün Türkiye’dedir. İşçileri örgüt üyesi, ona başkaldıranları marjinal ilan eder. Gazetecileri hapseder, üniversite öğrencilerini hapse atar. Yeraltından getirdiği gaz bombalarını sağa sola fırlatır. Taksim’de gördüğünüz cehenneme giden değil, cehennemden Hades’in çıkışına izin veren bir çukurdur. Hades evine giden yolun yanında park, ağaç, başkaldıran işçiler ve daha da önemlisi umut görmek istemez.