Türkiye'de 35 yıldır hemen hemen her hükümet tarafından gündeme getirilen nükleer enerji tartışması, Ukrayna'daki doğalgaz kriziyle yeniden alevlendi. TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Dr. Soner Aksoy, nükleer atık sorunun henüz çözülmediğine dikkat çekiyor.
Özgür Gürbüz - Referans Gazetesi / 4 Ocak 2006
Elektriğinin yüzde 42'sini doğalgazdan üreten Türkiye'de de enerjide dışa bağımlılık korkutuyor. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı, Kütahya Milletvekili Dr. Y. Müh. Soner Aksoy, Türkiye için nükleer santralin erken olduğunu söylüyor ancak nükleer enerjinin bir ülkeye girmesinin bilim ve teknolojinin girmesi olduğunun da altını çiziyor. Nükleer atık sorunun üzerinde duran Aksoy, "Atıkların üzerinde araştırmalar yapılıyor, sürekli gelişmeler var. Bu atıkları azaltıcı çalışmalar var. O bakımdan üçüncü nesil, dördüncü nesil neyse onu almak lazım. Bir de nükleer santralin devamlı atıkları var. Her sene ortaya çıkan atıklar var ki, o atıkları şimdi almak isteyenler de var. Bir de santrali kapatmak gerektiği zaman, o santral nasıl kapatılacak, toplumda nasıl bir çöplük halinde kalacak. Henüz bunun ciddi bir çözümü yok" diyor.
Nükleer santral araştırmaların hangi safhada olduğunu bilmediğini söyleyen Aksoy, "Bu araştırmalar yapılmış, bitmişse mesele yok. Bizim bu noktada birtakım çalışmalar yapmamız lazım. Bu bakımdan nükleer enerjiye girmekte fayda var fakat en son teknolojiyi almak bakımından, dünyadaki son gelişmelere dikkat edip ona göre bir düzenleme yapmak lazım. Bir de yerli kaynaklara ağırlık verip, onların da biran evvel devreye girmesini sağlamak lazım. Gerek kömür santralleri olsun, gerek yenilenebilir enerji kaynakları olsun. Bunların mutlaka, öncelikle ele alınması gerekli" yorumunu yapıyor.
Yerli kaynakları öncelikli olarak değerlendirmemiz gerektiği konusundaki sorumuzu ise Dr. Soner Aksoy şöyle yanıtlıyor: "Yerli kaynaklar ucuz. Kömür olsun, jeotermal enerji olsun, rüzgar olsun; bunlar ucuz. Çevreye zararı daha az. Nükleere oranla daha az, nükleerin de çevreye çok büyük bir tesiri yok ama daha sonra, 40-50 sene sonra onun kapatılmasında meydana gelen atıklar var."
Hidroelektrik potansiyelimiz henüz kullanmadık
Türkiye'nin 160 milyar kilovatsaate eşdeğer teknik hidrolik potansiyeli olduğunu ve bunun bizim 2006'da kullanacağımız toplam elektrik tüketimine eşit olduğunu söyleyen Enerji Komisyonu Başkanı, tereddütünün kendi kaynaklarımızı henüz bitirmemiş olmamıza bağlıyor. Aksoy, "Enerji de taban enerji, hidrolik enerjidir. Hidrolik enerjiyi bir bitirmemiz lazım. Avrupa hidroliği bitirmiş onun üzerine nükleer santrale girmişler. Türkiye potansiyelinin üçte birini bile kullanmıyor" diyor. Nükleer enerji konusunun çok iyi tetkik edilerek sonuçlandırılması gerektiğinin söyleyen Aksoy, Enerji Bakanlığı'nın da böyle davranacağına inandığını söylüyor. Yerli kaynakların önünü açtıklarını ama hala engeller olduğunu söyleyen Aksoy, yenilenebilir enerjinin önünde finansman ve bürokratik engeller olduğunu söyledi. Aksoy, "Bunları biran evvel aşmalı ve özel sektörün bu sahaya girmelerini sağlamalıyız. Özel sektörün yaptığı büyük bir santral, bir kaç tane hidrolik santral olmalı, bunları bir görmeliyiz. Nükleer için prensip olarak karar vermeli ama araştırmayı devam ettirmeliyiz" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder