Türkiye'nin temiz enerji kaynakları-2

ÇATILAR GÜNEŞE HASRET

Özgür Gürbüz-Gazete Habertürk / 16 Ağustos 2009

Yenilenebilir Enerji Yasası'nda değişiklik öngören tasarı, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'ın itirazları nedeniyle Temmuz'da Meclis Genel Kurulu'ndan geri çekildi ve güneş panellerinin evlerin çatılarına yerleşmesi gecikti. Temiz enerjiye desteği artırmayı amaçlayan tasarı, evlerde elektrik üretimine de olanak sağlayacaktı. Yasa tasarısında, evlerden üretilecek güneş kaynaklı elektriğin kilovatsaati (kWs) için ilk on beş yıl 35; santrallerden üretilecek olan elektriğin kWs’i için de ilk on yıl 25, ikinci on yıl ise 20 avro cent ödenmesi öneriliyor. Tasarı önümüzdeki dönemde yasalaşırsa, "fotovoltaik pazarı”nın hareketlenmesi bekleniyor.

Güneşten elektrik üretimi
Fotovoltaik panel ve termal sistemlerde üretilen elektrik enerjisi ana elektrik şebekesine verilebildiği gibi bağımsız sistemlerle bir ev ya da işletmenin ihtiyacını karşılamak için de kullanılabiliyor. Şebekenin ulaşamadığı adalar, çiftlik evleri ve sulama sistemlerinde akülü sistemler öncelikli seçenek. Yenilenebilir enerjinin desteklendiği ülkelerde ise evlerin çatılarına konan panellerden üretilen elektrik şebekeye satılabiliyor. Evdeki tüketimin üretimden fazla olduğu anlarda ise şebekeden elektrik alımı yapılıyor. Alınan ve satılan elektriği kaydeden sayaçlar sayesinde alınan ve satılan elektrik hesaplanıyor. Avrupa'da evlerde üretilen güneş enerjisine kilovatsaat başına 30-40 avro cent civarı bedeller ödeniyor. Bu sayede panellere yaptığınız ilk yatırım bedeli karşılanıyor. Güneş enerjisinin en büyük avantajı da zaten bu. İlk yatırım dışında, bakım giderleri çok büyük bütçeler gerektirmiyor.

Kendin üret kendin tüket
Elektrik üretmek isterseniz ilk yatırım bedeli daha yüksek. Antalya civarında 100 metrekarelik, günde 8 kWs elektrik tüketen bir ev için 2 kWp gücünde bir fotovoltaik sistem yeterli olabiliyor. Bu sistem için çatıda, yan cephe ya da bahçede 16 metrekarelik bir alana ihtiyaç duyuluyor. Böyle bir sistemle bir ev, yılda 2 bin 920 kWs elektrik üretebiliyor. Bu da yıllık tüketim olan 2 bin 920 kWs (8x365) karşılıyor. Maliyeti 8 ila 11 bin avro civarında. Önemli olan evin şebeke bağlantısının bulunması. Sistem, gündüz üretim fazlasının şebekeye verilmesini, akşam paneller üretmediğinde elektriğin şebekeden alınmasını öngörüyor. Aksi halde aküye ihtiyaç duyuluyor ve maliyet artıyor.

DALGA GEÇİLEN KAYNAK UMUT VAAT EDİYOR

Birkaç yıl önce enerji dünyasının duayenlerine "dalga enerjisi" sorulduğunda, "dalga geçme" yanıtını verirlerdi. Artık durum değişti. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli için hazırlanan raporda, dünyadaki dalga enerjisi potansiyeli yılda 80 bin teravat saat (TWs) olarak gösteriliyor. Dünyanın enerji talebinin 16 bin TWs olduğu hatırlandığında rakamın büyüklüğü de ortaya çıkıyor. Gel-git, osmotik, okyanus termal enerji potansiyelleriyle bu rakam 92 bin TWs'i geçiyor. Tüm potansiyelin kullanılması şimdilik zor olsa da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. M. Sedat Kabdaşlı, birkaç kuşak sonra üretilecek santrallerin potansiyeli daha iyi değerlendireceğini söylüyor.

Dalgakıranlara santral önerisi
Türkiye'de yıllık 15-20 TWs potansiyele ulaştıklarını belirten Kabdaşlı, bunun jeotermal enerjiden daha yüksek bir potansiyel olduğuna dikkat çekiyor. Kabdaşlı, maliyetlerin de kilovatsaat başına 5-7 dolar cent civarında olduğunu belirtiyor. Dalga enerjisi santrallerinin kıyıya, kıyıya yakın bölgelere ve 100 metre açığa kurulabildiğini söyleyen Kabdaşlı, "Türkiye'de çok sayıda dalgakıran, elektrik santrali olarak inşa edilebilir. Hazır bir yapı olduğu için maliyet de düşüyor. Dalga santralleri yapmaya dalgakıranlardan başlanmalı" diyor.

***
Güneş enerjisi sistemleri 2

Fotovoltaik paneller
Güneş panelini oluşturan fotovoltaik hücreler sayesinde güneşten gelen ışınları elektriğe çeviren sistemlerdir. Birkaç panelin çatılara, binaların yan cephelerine monte edilmesiyle elektrik elde edilebileceği gibi, onlarca panelin “güneş tarlaları” şeklinde yanyana konulmasıyla elektrik santrali vazifesi de görebilirler.

Termal Güneş Enerjisi
Bu sistemler güneş enerjisini belli bir noktada yoğunlaştırarak havayı ya da sıvıyı yüksek derecelerde ısıtır ve bu sayede buhar elde ederek elektrik üretirler. İspanya'nın Sevilla kenti yakınlarındaki 11 MW’lık santral bu türün Avrupa'daki en büyük örneği. 115 metre yükseklikteki bir kule etrafına yerleştirilen 600 ayna (heliostat), güneş enerjisini kuledeki sıvıyı ısıtmak için yönlendiriyor. Üretilen elektrik 6 bin evin ihtiyacını karşılamaya yetiyor.

Güneş ocakları
Özellikle kent dışındaki alanlarda ve güneşin yılın büyük bölümünde kuvvetli olduğu bölgelerde çanak anten benzeri bir ocak, güneş ışınlarını merkezine yerleştirilen tencereye yansıtıp tenceredeki yemeği pişiriyor. Uygun malzemeyle kaplanan eski bir çanak anten de bu iş için kullanılabiliyor.

***
Uzman Gözüyle

"Konya'nın yüzde 2,5'u Türkiye'ye yeter"
Ecofys Türkiye Müdürü Haluk Sayar

- Türkiye'nin güneşlenme potansiyeli nedir?
Türkiye'nin güneşlenme şiddeti metrekare başına 1500 kWs civarında. Önemli bir kısmı Güneydoğu'da. Almanya'da bu rakam ortalama 1000 kWs. Buna rağmen fotovoltaik kurulu gücümüz yok denecek kadar az. İspanya'da güneş elektrik santrali kurulu gücü 15-20 MW'lara (megavat) ulaştı.

- Çatılarda fotovoltaik panel görecek miyiz?
Yasa olmadığı için bu paneller şebeke bağlantısı olmayan yerlerde kullanılıyor. Çatılara kurulabilmesi için yasal düzenleme şart. Elektrik santralleri için verilen teşvik de 25 avro cent'e çekildi. 28 olması daha uygundu. 1 MW gücünde bir güneş elektrik santrali kurmanın bedeli 4 milyon avro civarında. Buna rağmen iki girişimci, güneş hücresi üretimi için fabrika kurmak üzereler. TÜBİTAK'tan fon aldılar. Yasa çıkarsa üretim hızlanacak. Pazar olmadan üretim mümkün değil. Biran önce tarım dışı alanların büyük güneş santralleri için kullanılmasına yönelik envanter çalışması yapılmalı.

- Hava karardığında ne olacak?
Güneş enerjisi, rüzgar veya hidroelektrik santrallerle hibrid sistemler şeklinde kullanılabilir. (Güneş olmadığında barajlar çalışır, güneş enerji üretirken barajlarda su depolanır.) Ayrıca suyu güneş enerjisiyle gündüz barajlara pompalayıp gece barajlardan elektrik de üretebilirsiniz. Konya'nın yüzde 2.5'i fotovoltaik panellerle kaplansa Türkiye'nin ihtiyacını karşılayacak elektrik üretilebilir. 1000 kilometrekarelik bir alandan bahsediyoruz.

***
"Yanlış Bilgi"

Büyük dalga değil süreklisi makbul
Sanılanın aksine dalga enerjisi santralleri için yüksek dalgaların olduğu yerler değil yıl boyunca süreklilik gösteren, 1-1.5 metre boyunda dalgaların bulunduğu bölgeler uygun. Türkiye'de Çeşme, Çanakkale kıyıları ve Karadeniz avantajlı.

***
Dünyada kim en çok kullanıyor?
Dalga enerjisinin ilk ticari örneği Portekiz'de hayata geçti. 2.5 MW kurulu güce sahip bu santral, ürettiği elektriği şebekeye satan (kWs başına 23 avro cent) ilk ticari örnek. 1500 kişiye elektrik sağlayan proje 10 milyon dolara mal oldu. Portekiz dışında Fransa, İngiltere, ABD, Danimarka ve Norveç de dalga enerjisi üzerinde çalışan ülkeler.

***
Fotovoltaik güçte lider ülkeler ve kurulu güçlerinin gelişimi

ÜLKE - KURULU GÜÇ (MW) 2007 2008
İspanya 560 2511
ABD 207 342
Japonya 210 230
Almanya 1100 1500

Kaynak: Avrupa Fotovoltaik Endüstrisi Birliği

YARIN (GÜN 3): Avrupa'nın en rüzgarlı ülkesi / Bu fabrikanın kanatları var / Yeşil yakalı işçiler geliyor.

Türkiye'nin temiz enerji kaynakları-1

Yazı dizisi

Başlarken
...

Her insan hayatta kalmak için enerjiye ihtiyaç duyar ve enerji ihtiyacını güneşin büyüttüğü bitkilerden ve bitkileri yiyerek beslenen hayvanlardan sağlar. İnsanların kurduğu yeni yaşam modelleri ise besinlerden sağlanan enerjiden fazlasına ihtiyaç duyuyor. Isınmadan elektriğe, makinalardan ulaşım araçlarına kadar birçok noktada petrol, doğalgaz, kömür ve nükleer gibi sınırlı kaynakları kullanıyoruz. Kaynakların sınırlı olması, belli bölgelerde yoğunlaşması ve neden oldukları küresel ısınma gibi çevre sorunları insanları başka enerji kaynakları arayışına itiyor. Umut, güneş ve rüzgar, jeotermal, dalga, biyokütle gibi çevreci enerji kaynaklarında. Sınırlı kaynaklar açısından "enerji fakiri" olarak nitelenen ve dışa bağımlı olan Türkiye, temiz enerji kaynakları açısındansa oldukça şanslı.

Özgür Gürbüz-Gazete Habertürk / 15 Ağustos 2009

GÜNEŞ YENİDEN DOĞUYOR

Türkiye güneş enerjisiyle güneydeki yazlıkların çatılarına konan panellerle tanıştı. Su ısıtmakta kullanılan bu paneller kısa sürede yaygınlaştı. Öyle ki Türkiye, Çin'in ardından güneş enerjisini su ısıtmakta kullanan ikinci ülke konumuna geldi. Türkiye'deki toplam kurulu güç kapasitesi 2007 sonunda 7.8 gigavat termale (GWt) ulaştı. Aynı yıl Avrupa Birliği'nin toplam kapasitesi 17 GWt'ye ulaşıyordu. Türkiye sadece AB'nin yarısı kadar bir kapasiteye sahip olmakla öne çıkmıyor aynı zamanda Avrupa'nın kullandığı panellerin birçoğunun üretimini de yapıyor. Güneş enerjisi sadece su ısıtma için kullanılmıyor. Trafik ışıklarından uzay araçlarına kadar onlarca alanda enerji ihtiyacı güneşten karşılanıyor. Maliyetler de giderek düşüyor.

Doğalgaz giren kente güneş girmiyor
Türkiye’de faaliyet gösteren güneş kollektörü üreticileri Türkiye ve dünya pazarlarında boy gösteriyor. Ezinç Metal A.Ş, 2003'ten beri dünyadaki en büyük üç üretici arasında. Avrupa ülkelerinin hemen hepsine, toplamda 59 ülkeye ihracat yapıyor. Firmanın kurucusu Nurullah Ezinç, 1978'te Kıbrıs'ta su ısıtmak için güneş panelleri kullanıldığını görüyor ve Türkiye'ye döner dönmez üretime başlıyor. Bugün fabrikada 285 işçi, yılda tamamı yerli, 400 bin metrekare panel üretiyor. Satış Denetleme Şefi Oğuz Öztürk, iç pazarın yaklaşık yüzde 40'ını, ihraç edilen panellerin yüzde 45'ini ürettiklerini söylüyor. Merdiven altı üretimden ve doğalgazın yaygınlaşmasından yakınan Öztürk'e göre, kalitesiz ürünler hem güneş enerjisinin imajını zedeliyor hem de kaliteli üretimi sekteye uğratıyor. "Yenilenebilir enerjide KDV hâlâ düşmedi. Güneş enerjisi desteklense kalitesiz ürünler piyasadan kalkar" diyen Öztürk, "Doğalgazın yaygınlaştığı yerlerde güneş enerjisi satışı düşüyor. Dünyada güneş yükseliyor, burada doğalgaz. Avrupa güneşe destek verirken, Türkiye'nin desteklememesi üzücü. Halbuki ciddi potansiyel var" sözleriyle sıkıntılarını aktarıyor. Güneş enerjisinin etkisi her mahalle, her apartmanda farklı. Bu nedenle farklı tarz ve modellerde paneller üretiliyor. Örneğin Karadeniz'de selektif yüzeyli panel seçmekte fayda var. Dört kişilik bir aile için su ısıtan konforlu bir sistemin maliyeti, ortalama 3 bin 500 TL.

***
Güneş enerjisi sistemleri

Güneş kolektörleri
Genelde suyla çalışan, güneş enerjisini ısı enerjisine dönüştüren sistemler. Çatılardaki sistemler örnek gösterilebilir. Paneller sayesinde ısıtılan su, borularla musluklara aktarılabildiği gibi gelişmiş sistemlerde pompa aracılığıyla ortam ısıtmasında dahi kullanılabiliyor.

Güneşle soğutma
Almanya'daki Solitem firmasında çalışmalarını sürdüren Dr. Ahmet Lokurlu'nun mucitleri arasında olduğu bu yöntem, güneş enerjisiyle suyu yüksek derecelerde ısıtıyor, Basınç uygulanarak buhar üretiliyor. Buhar iki kademeli bir makinede soğuk havaya dönüşüyor. Antalya Metro, Sarıgerme İber Otel Türkiye'deki örneklerinden. Evler için de benzer modeller geliştirilebiliyor: Böylece terleten güneş, klimanın yerine geçiyor. (FOTO var)

Güneşle aydınlatma
En büyük aydınlanma aracı olan güneş ışınları, uygun bir mimari planlamayla yapılarınızın en dip noktalarına kadar ulaştırılıp ampul vazifesi görüyor. TESCO-Kipa'nın Salihli'deki deposu ve satış alanı, güneş ışığını toplayıp yansıtan ve sıfır enerji tüketen bu lambalar sayesinde aydınlatılıyor.

***
Uzman Gözüyle

“Elektrik ihtiyacının iki katı güneşten sağlanabilir”
Prof. Dr. Şener Oktik Muğla Üniversitesi Rektörü

- Enerji talebinin ne kadarı temiz enerjyle karşılanabilir?
Yenilenebilir enerjilerin teknik potansiyeli dünyanın toplam enerji ihtiyacının yaklaşık altı katını karşılayabilir. Ancak bu dönüşümlerin büyükçe bir bölümü henüz ekonomik değil.

- Güneşten elektrik üretme potansiyelimiz nedir?
Bugünkü teknolojilerle, konvansiyonel yolla üretilen elektrik enerjisi maliyetlerine yakın elektrik enerjisi üretilebilecek bölgeleri dikkate alsak bile ülkemizin toplam potansiyeli 380 milyar kilovatsaatin (kWs) üzerinde. 2008 elektrik enerjisi tüketimi ise 200 milyar kWs civarında. Dolayısıyla ülkemiz elektrik ihtiyacının yaklaşık iki katı bugünkü teknoloji ile karşılanabilir.

- Türkiye'nin hedefiyle ilgili çalışmanız var mı?
Avrupa Birliği ülkeleri, 2020 yılına kadar en düşük senaryoda elektrik enerjisinin yüzde 3'ünü orta iyimser senaryoda yüzde 6'sını ve iyimser senaryoda yüzde 12'sini fotovoltaik (PV) yolla yani güneş enerjisinden elektrik enerjisini doğrudan sağlamayı öngörmekte. 2020’de ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacının 400 milyar kWs olacağını varsayıp, AB'nin en düşük senaryosundan yola çıkarak 12 milyar kWs fotovoltaik elektrik enerjisi hedeflemeliyiz. Bunun kurulu güç için anlamı 2020 yılına kadar yaklaşık 1000 megavat (MW) fotovoltaik güç santralinin kurulmasıdır. Bu ise, 3 ila 3,5 milyar dolarlık bir yatırımı gerektiriyor.

-Türkiye fotovoltaik hücre üretiminde geç mi kaldı?
Fotovoltaik göze (hücre) üretimi sürekli gelişen bir teknoloji, bütün ülkeler bu alanda yerini alma çabasında. Henüz geç kalınmış sayılmaz ancak yarışta yerimizi almalıyız.

***

Yerleşkenin elektriği güneşten
Muğla Üniversitesi adeta güneş panelleriyle inşa edilmiş. Merkez Yerleşkesi'nin 2008 yılında tükettiği elektriğin yüzde 4'üne yakını yerleşke içerisinde kurulmuş olan fotovoltaik panellerden sağlanmış. Öğrenci kafeteryasının ve araç parkının çatısı panellerle kaplanmış. Yerleşke içerisindeki aydınlatma lambaları güneş enerjisiyle çalışıyor. Daha da görkemlisi, rektörlük binasını kaplayan paneller. Bu bina Türkiye'de entegre şebekeye bağlı en büyük sistem. Tek başına yılda 48 bin kWs elektrik üretebiliyor. Bu rakamın ne kadar büyük olduğunu elektrik faturalarınıza bakıp anlayabilirsiniz.

***
Dünyada en çok kim kullanıyor?
1998 yılında hiç fotovoltaik paneli olmayan İspanya, 10 yıl içinde kurduğu 2511 MW'lık güçle dünya lideri konumuna geldi. Onu 1500 MW'la Almanya ve 342 MW ile ABD izliyor.

***
"Yanlış Bilgi"
Güneş enerjisinden ısı veya elektrik elde etmek için sanıldığı gibi oldukça sıcak bir hava ya da bol güneşli bir gün gerekmiyor. Her ne kadar bol güneş daha çok üretim anlamına gelse de bulutlu, güneşsiz bir havada da üretim gerçekleşebiliyor. Paneller, aşırı sıcaklarda verim kaybına bile uğrayabiliyor.

Türkiye, güneş enerjisiyle su ısıtma / ısınma kapasitesinde Çin’den sonra ikinci. Ülkeler ve kurulu güç oranları şöyle:

ÜLKE ORAN (%)
Çin 66,7
AB 12,3
Türkiye 5,8
Japonya 4,1
İsrail 2,8
Brezilya 2
ABD 1,3
Avustralya 1
Hindistan 1,2
Ürdün 0,5
Diğer 2,4

Kaynak: REN 21

YARIN: Çatılar güneşe hasret / Konya'nın yüzde 2,5'u Türkiye'ye yeter / Dalga geçilen kaynak umut vaat ediyor.

67 yaşındaki emekli Greenpeace eylemcisi

Önceki gün Ankara'ya gelen Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in, Başbakan Erdoğan ile yaptığı nükleer enerji anlaşmasını protesto ederken gözaltına alınan ve polisin sert müdahalesine maruz kalan Greenpeace eylemcisi Perihan Pulat HABERTÜRK'e konuştu.

Özgür Gürbüz - Gazete Habertürk / 8 Ağustos 2009
Fotoğraf: Greenpeace

Ankara’da Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in Başbakan Erdoğan ile yaptığı nükleer enerji konusundaki görüşmeyi protesto ederken dün gözaltına alınan ve polisin sert müdahalesine maruz kalan Perihan Pulat, eylemlere devam etmekte kararlı. Gözaltına alındıktan birkaç saat sonra serbest bırakılan 67 yaşında, Sayıştay’dan emekli... Perihan Pulat, “Düşündüklerimi ufak bir eylemle de olsa kamuoyuna duyurabiliyorsam ne mutlu. Bugün çok mutluyum. Bana destek olan, bugün (dün) burada olan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum” dedi.

Yüreği de genç
Perihan Pulat’ın boyu 1 metre 55 santim. Kilosu ise 45. Başabakan Tayyip Erdoğan’ın 2 metrelik özel korumaları tarafından içerisinde makinalı tüfek bulunan cipe taşınırken çekilen fotoğrafları uzun yıllar hatırlanacağa benziyor. On yıldır Greenpeace (YeşilBarış) çevre kuruluşunu takip ettiğini ve daha önce birçok eylemde yer aldığını konuşmamız sırasında öğreniyoruz. Meclis kapısındaki nükleer karşıtı eylemde, Japonya’nın balina katliamını protesto eden eylemde hep yer almış. Irak savaşından önce de sokaklardaymış. Greenpeace’le birlikten olmayı tercih etmesini, onların dirençli olmalarına ve hiçbir şirketten maddi destek almıyor olmalarıyla açıklıyor.

Fotoğraflarda oldukça genç göründüğünü söylediğimzde, yanıtı, “Yüreğim de çok gençtir” oluyor. Kötü bir şey yapmadıklarını ve emekten, doğadan yana tüm canlılar için mücadele ettiklerini belirtiyor.

“Elim ayağım tutarsa devam ederim”
Dün yapılan eylemde yanlış hiç bir şey yapmadığını, eylemin barışçıl olduğunu anlatan Pulat, “Üstümdeki gömleği çıkartmıştım. Elimdeki pankartı açmak üzereydim kendimi yerde buldum. Biri kolumu kıvırdı, biri de, 80-85 kilo ağırlığında olabilir, üzerime çullandı” sözleriyle yaşadıklarını anlatıyor. Duygusal olarak bu sert müdahalenin kendisini etkilemediğini belirten Greenpeace’in en genç eylemcisi, “İnandığım bir konuda fikirlerimi beyan ettim. Yazıları biraz daha uzun bir süre gösterebilseydim daha mutlu olurdum” diyor.

Yeşiller’den Kürt sorunun çözümü için 6 adım

Kürt sorunu hakkında görüşlerini açıklayan ve çözüm için bir rapor hazırlayan Yeşiller Partisi, PKK’nin silahlarını bırakması için gerekli ortamın sağlanmasını istedi.

Özgür Gürbüz / 8 Ağustos 2009

Geçtiğimiz yıl kurulan Yeşiller Partisi, Kürt sorununun çözümü için öneriler içeren bir raporu kamuoyuna açıkladı. Parti Eş Sözcüsü Bilge Contepe ve Merkez Yürütme Kurulu üyesi Ümit Şahin tarafından sunulan raporda, barışın sağlanması için altı somut adım önerildi. Sorunun çözümünde Kürt halkının muhatap alınmasını isteyen Yeşiller, bölge milletvekilleri ve belediye başkanlarının görüşlerine öncelik verilmesini istedi. İkinci adım olarak PKK’nin en kısa zamanda silahlı mücadeleyi reddettiğini açıklaması ve bunun için gerekli ortamın devlet tarafından hazırlanması talep edildi. Önerilerden biri ise, taş attıkları gerekçesiyle tutuklu bulanan çocukların serbest bırakılması için yasaların Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle tam uyumlu hale getirilmesi.

Yeşiller, mayınlı arazilerin organik tarıma uygun hale getirilmesini ve yöre halkına eşit olarak dağıtılmasının barış sürecine yardım edeceğini belirtirken, boşaltılan köy ve mezralara geri dönüş yolunun da açılmasını istedi. Yeşiller Partisi’nin önerdiği son adım ise Kürtçe eğitim, akademik çalışma ve yayın hakkı önündeki engellerin kaldırılması oldu.

Hakkari’ye barış ağacı
Raporun açıklanmasının ardından soruları yanıtlayan Parti Eş Sözcüsü Bilge Contepe, “Binlerce kişinin akan kanı hepimizi boğdu. Kürt sorununa şiddetsiz ve demokratik bir çözüm istiyoruz” dedi. Kadınlar olarak da “Barış Nöbeti” adında bir başka girişim başlattıklarını belirten Contepe, bugün (8 Ağustos 2009) Hakkari’nin Berçelan Yaylası’nda Kadınların Barış Girişimi adlı grup olarak barış çadırları kurup 24 saat nöbet tutacaklarını söyledi. Saat 10’da başlayacak nöbete Ankara, İzmir ve İstanbul’dan da destek verilecek ve kent merkezlerinde benzer nöbetler tutulacak. Contepe, Hakkari Özgürlük Parkı’na, kökleri doğa, gövdesi insanlık, dalları kültürler, meyveleri ise farklılıkları ve barışı simgeleyen bir fidan dikeceklerini açıkladı. Yeşiller, partileşmeden önce de, 1994 yılında benzer bir girişimde bulunmuş ve o defa da Tunceli’ye bir barış ağacı dikilmişti.