Doğa dostu kumaşa ilgi Yeşim Tekstil'i organik ürüne yöneltti

Özgür Gürbüz-Referans Gazetesi / 14 Ekim 2006

Doğa dostu ürünlere olan talebin giderek artması Yeşim Tekstil'i de organik ürün üretimine yöneltti. Toplam üretimi içinde organik ürünlerin oranını yüzde 5'e getiren Yeşim Tekstil, ilk organik üretimine 2001 yılında Nike için başlamıştı. Soya ve bambu gibi ürünlerden de kumaş üreten firma, Control Union adlı firma tarafından yapılan inceleme sonucunda Sürdürülebilir Tekstil Sertifikası'nı (Sustainable Textile Certificate) almaya da hak kazandı.
Yeşim İşletme Müdürü Mustafa Demiralay, tarımdan sonra tekstil sektöründe de organik üretimin önem kazandığını ve Yeşim Tekstil’in bu tarz kumaş üretebilmek için gerekli olan bilgi ve teknolojiye sahip olduğunu söylüyor.

Organik pamuk üretimi artıyor
Demiralay, son yıllarda müşterilerin talepleri doğrultusunda organik pamuktan yapılmış ipliklerden kumaş üretimi yaptıklarını belirterek “Organik pamuk üretimi her geçen gün daha fazla artıyor ve Türkiye şu an dünyanın en büyük üreticisi durumunda. Organik pamuk elyafı, doğal ortamda, hiçbir kimyasal kullanılmadan yetiştirilen pamuklardan üretiliyor" dedi.

Organik pamukta Türkiye en büyük üretici olurken bambu ve soya elyafı Asya’da yetişiyor, Türkiye'de iplik haline getiriliyor. Demiralay, "Bambu ağacından çekilen liflerden oluşan iplik, pamuktan daha parlak, dökümlü, su emiciliği yüksek ve doğal anti-bakteriyel özelliğe sahip kumaşa dönüşüyor. Soya da bitkinin liflerinden elde ediliyor. Bu bitkiden oluşan iplikle örülen kumaş, kaşmire ve yünlü kumaşa benzeyen, yumuşak, dökümlü, ultraviyole ışınlarına karşı dayanıklı, vücut ısısını regüle eden ve doğal anti-bakteriyel özellik taşıyor” açıklamasını yapıyor.

Yeşim Tekstil'de bu ürünler birbirine karıştırılarak yeni kumaşlar da üretiliyor. Bambu ve soya bitkileri Türkiye'de yetişmediği için bu kumaşların yüzde 30 ile 50 oranlarında daha pahalıya mal olduğunu belirten Demiralay, "Talep artarsa üretim de artar ve fiyatlar düşer" diyor. Firma yetkilileri, başta Nike ve GAP olmak üzere birçok müşterilerinin doğa dostu kumaşları tercih ettiğini belirtiyor.

Sinop'a yer lisansı için uluslararası heyet gidiyor

Sinop'a yer lisansı için uluslararası heyet gidiyor

Sinop'a kurulması düşünülen nükleer santral için alınması zorunlu olan yer lisansının ön araştırmalarını yapmak için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan bir heyet önümüzdeki hafta Sinop'a gidecek.

Özgür Gürbüz - Referans Gazetesi / Ekim 2006

AKP Hükümeti'nin tekrar gündeme getirdiği nükleer santral projesi için adı ön plana çıkan Sinop'a yer lisansı alınması için çalışmalar başlatılıyor. Önümüzdeki hafta içinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (UAEA) bağlı bir heyet Sinop'a giderek ön çalışmalara başlayacak. Ankara'da Türkiye Atom Enerjisi Ajansı (TAEK) ve ilgili kuruluşlarla da temaslarda bulunacağı beliritlen heyet, öncelikle Sinop'a yer lisansı verilmesi konusundaki kriterleri değerlendirecek.

Sinop'a nükleer santral kurulması için en temel kriterlerden biri Birleşmiş Milletler'e bağlı olarak çalışan UAEA'nın onayladığı yer lisansına sahip olmak. Türkiye adına başvuruyu TAEK yapmakla yükümlü. UAEA, başvuruya olumlu yanıt verirse Sinop'a nükleer santral kurulması yönündeki çalışmalar daha da netlik kazanacak. Mersin il sınırları içerisinde yer alan Gülnar ilçesine bağlı Akkuyu beldesi, şu an için Türkiye'de nükleer santral kurmak için yer lisansına sahip olan tek alana sahip. Buna rağmen AKP hükümeti, Akkuyu'nun Akdeniz gibi önemli bir turizm bölgesinde olması, soğutma suyu olarak kullanılacak deniz suyunun Karadeniz'e göre daha sıcak olması ve stratejik kaygılar nedeniyle lisans işlemleri tamamlanmış Akkuyu'dan vazgeçip nükleer santral için Sinop'a yöneldi. Son zamanlarda Enerji Bakanı Hilmi Güler'in açıklamalarında Akkuyu'nun tekrar gözden geçirildiği ima edilse de yer lisansı çalışmalarının başlaması, Sinop için çalışmaların devam ettiğini gösteriyor.

Öte yandan nükleer karşıtları, 1976'da Akkuyu için alınan yer lisansının eski olduğunu öne sürerek geçerli sayılamayacağını öne sürüyor. 1976'da Çevre ve Orman Bakanlığı'nın dahi olmaması ve santrale 25 kilometre öteden geçtiği öne sürülen Ecemiş fayı ile ilgili tartışmalar bu konudaki temel argümanlar olarak göze çarpıyor.

Çevreciler Cargill'in kapısına dayanacak

Özgür Gürbüz- Referans Gazetesi / 10 Ekim 2006

Çevreciler ve bazı siyasi parti temsilcileri Bursa'daki Cargill fabrikası ile ilgili kapatma kararının uygulanıp uygulanmayacağını yerinde görmek için yarın fabrikanın önünde toplanacak. Bilindiği gibi nişasta bazlı şeker üreticisi Cargill Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin faaliyet gösterdiği Orhangazi ilçesi sınırlarındaki Karapınar bölgesi, Bakanlar Kurulu tarafından Özel Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmiş, Danıştay'ın bu kararı bozmasıyla da fabrikanın kapanması gündeme gelmişti. Orhangazi Kaymakamlığı'nın Bursa Valiliği'ne gönderdiği yazıda fabrikanın yarın sabah saat 10.00'da kapatılacağı belirtildi. Konu hakkında görüşlerini sorduğumuz Bursa Valiliği ise "Yasal süreç devam ediyor" açıklamasını yaptı.

Kapatma kararının uygulanmasını isteyen ve aralarında Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) gibi kuruluşların bulunduğu bir grup da "temsili mühürleme" için yarın saat 10.00'da fabrika önünde toplanacak. Bursa'dan iki otobüsle Cargill'in yolunu tutacaklarını söyleyen ÖDP Bursa Yönetim Kurulu Üyesi İkbal Polat, "Yargı kararlarının gereğinin yapılmasını ve kamu idaresinin görevini yerine getirmesini bekliyoruz" açıklamasını yapıyor.