UNESCO-IHP Forum’a geri döndü ama kriz bitmedi

Pazartesi günü İstanbul’da başlayacak olan Dünya Su Forumu’nda skandal önlendi ama hava hala gergin. Resmi forumdan çekilmesi gündeme gelen UNESCO-IHP, yerel grupların “farklı yaklaşımları” olmasına rağmen forumda yer alacaklarını açıkladı ancak tematik toplantıların organizasyonundan ismini çekti.

Özgür Gürbüz - Gazete habertürk / 13 Mart 2009 *

5. Dünya Su Forumu içerisinde yer alacak “Su ve Kültür” başlıklı oturumda yaşadığı sorunlar nedeniyle resmi foruma katılmama kararı alan ve yerine muhaliflerin düzenlediği alternatif foruma yönelen UNESCO-IHP (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu - Uluslararası Hidrolojik Programı) kararını değiştirdi. Gazete Habertürk’ün sorularını yanıtlayan IHP'nin ekohidroloji konusunda program uzman yardımcısı olarak görev yapan Lisa Hiwasaki, resmi foruma katılacaklarını ancak “Su ve Kültür” başlık altında düzenlenecek iki oturumun koordinatörlüklerinden çekildiklerini açıkladı. Hiwasaki, "6.5 numaralı konu (Su ve Kültür) hakkında, yerel çalışma arkadaşlarımızla (İSKİ ve TÜRKKAD) kıyaslandığında, farklı bir yaklaşımımız oldu. Bu nedenle, onların bu konuyu koordine etmeleri ve bu tema altındaki iki oturumu kendi başlarına organize etmeleri konusunda kendilerini yüreklendirdik" açıklamasını yaptı.

“Uzlaşmaz ve tehditkar bir tavır”
IHP yetkilisinin isim vermeden eleştirdiği kuruluşlar, resmi programda IHP ile birlikte tema koordinatörü olarak gözüken TÜRKKAD (Türk Kadınları Kültür Derneği) ve İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi). Konuyla ilgili Gazete Habertürk’e açıklama yapan 5. Dünya Su Forumu Program Komitesi Eş Başkanı Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu, 10 Mart’ta Gazete Habertürk’ün ortaya çıkardığı krizi doğruluyor. Ağıralioğlu, “Başlık koordinatörlerinden birinin süreç tamamlandıktan günler sonra içerik konusunda bir uzlaşmazlık iddiasıyla ortaya çıkmasını hayretle karşılıyoruz” diyor. UNESCO-IHP’nin toplantının içeriğini tek başına yapılandırmakla ve başlığı tek başına yönetmek için çalışmakla suçlayan Ağıralioğlu, IHP’nin TÜRKKAD ve İSKİ’nin ortak koordinatörlük yetkisini reddettiğini söylüyor. Konuyla ilgili şikayetlerinin Program Komitesi tarafından haklı bulunmasına rağmen IHP’nin başlığı tek başına yönetebilmek için 6.5 numaralı başlığın koordinatörler arasında ikiye bölünmesini önerdiğini ve önerisinin kabul edilmemesi durumunda başlıktan ismini çekeceğini belirttiğini söylüyor.

Ağıralioğlu, “UNESCO-IHP’nin forum ruhuyla bağdaşmayan bu yaklaşımı, 5. Dünya Sekreteryası tarafından uzlaşmaz ve tehditkar bir tavır olarak görülmüş, bu başlıktan ismini çektiğini bildirmesi de talihsiz bir tercih olarak değerlendirilmiştir” diyor. IHP ile iki kurum arasında görüş ayrılığı, su ile kültürel çeşitlilik konuları arasındaki karşılıklı ilişkinin toplantılarda tartışılmasının kabul edilmemesi nedeniyle çıkmıştı. UNESCO-IHP, su ve kültür arasında bilimsel bir ilişki olduğunu ve sürdürülebilir su yönetimi açısından konunun tartışılmasının önemli olduğunu düşündüğünü, bu nedenle de oturumun olası sonuçlarını paylaşmamak amacıyla çekilme kararı aldıklarını belirtmişti.

*Tam metin

1 saniye 5 salisede, 3 kez kıta değiştirdi (!)

Bir saniye beş salise içerisinde İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nden iki kez kaçak geçiş yaptığı öne sürülen eczacı isyanlarda.

Özgür Gürbüz - Gazete Habertürk / 13 Mart 2009

Köprüden ücretsiz geçtiği iddiasıyla Eczacı Oktay Yüksel'e gelen trafik cezası akıllara durgunluk veriyor. Yüksel’e gelen ceza tebliğinde ilk kaçak geçişin 27 Şubat 2000 tarihinde, akşam saat beşi 17 dakika ve 26 saniye geçe olduğu yazılı. OGS gişesinden Yüksel’in yaptığı ikinci kaçak geçiş ise ilkinden tam 1 saniye 5 salise sonra yapılmış. Bu durumda Avrupa'dan Asya'ya kaçak geçen Yüksel'in, 1 saniye 5 salise içinde Asya'dan Avrupa'ya dönmesi ve tekrar Asya'ya geçmesi gerekiyor. İşin ilginç yanı, Oktay Yüksel’e 2000 yılındaki iki cezanın yanısıra 2003 ve 2008 yıllarında da yine kaçak geçiş nedeniyle cezalar kesilmiş.

Yüksel, 2000 yılında aracını elden çıkardığını söyleyerek diğer cezalarında kendisiyle bir ilgisi olmadığını söylüyor. Tebligatta belirtilen telefon numaralarının devamlı meşgul olması nedeniyle yetkililere ulaşamadığını belirten Oktay Yüksel, “Bu kadar sürede ancak bir ‘UFO’ böyle bir geçiş yapabilir. Verilen telefonlar devamlı meşgul çalıyor. 2000 yılında aracı zaten satmıştım. Araç bana ait olmadığı gibi, kesilen ceza da akla ve mantığa aykırı. İşlerimin yoğunluğu ve telefon numaralarının cevap vermemesi nedeniyle, mağdur olmaktan korkuyorum” diyor.

Dünya Su Forumu’nda skandal!

Birleşmiş Milletler’e bağlı çalışan UNESCO-IHP, resmi forumdan çekilip, muhalifler tarafından hazırlanan alternatif foruma girmek için başvuruda bulundu.

Özgür Gürbüz- Gazete Habertürk / 11 Mart 2009 *

Beş gün sonra İstanbul’da yapılacak olan Dünya Su Forumu’nda dün büyük bir skandal yaşandı. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) – Uluslararası Hidrolojik Programı (IHP), Dünya Su Forumu içerisinde, İSKİ ve TÜRKKAD (Türk Kadınları Kültür Derneği) ile organize ettikleri oturumdan çekilip, Alternatif Su Forumu’na katılmak için başvuruda bulundu.’nin Su ve Kültür başlıklı oturumdan çekilme nedeni ise, su ile kültürel çeşitlilik konuları arasındaki karşılıklı ilişkinin tartışılmasını, İSKİ ve TÜRKKAD’ın kabul etmemesi. Gazete Habertürk’ün ele geçirdiği yazışmalarda, UNESCO-IHP sorumlusunun, bu itirazlara, “Tam tersine, su ve kültür arasında bilimsel bir ilişki olduğu ve sürdürülebilir su yönetimi açısından önemli olduğu” yanıtı veriliyor. Yetkili, itirazların kabul edilmesinin, IHP’ni temel değerleriyle çeliştiğini, bu nedenle de oturumun olası sonuçlarını paylaşmamak amacıyla çekilme kararı aldıklarını belirtiyor. TÜRKKAD yetkilisi Ümit Ceylan konuyla ilgili bugün (11 Mart 2009) açıklama yapacaklarını söylerken, konuştuğumuz UNESCO-IHP yetkilisi bir açıklama yapamayacağını belirtti.

“Resmi forum” olarak da adlandırılan, Dünya Su Forumu’nun düzenleyicileri arasında Dünya Su Konseyi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi bulunuyor. Kulislerde, özellikle DSİ’nin tartışmalı projeler arasında yer alan Allianoi ve Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilısu Barajı projelerinde karşısına çıkan suyla ilişkili kültürel konuları, uluslararası konferansta gündeme getirmekten kaçındığı konuşuluyor.

* Haber, teknik bir arızadan ötürü gazetede isimsiz yayımlanmıştır.

Resmi makamlar ilk celsede yok

İstanbul’da düzenlenecek 5. Dünya Su Forumu öncesi, tartışmalı su projelerini masaya yatıran ve uluslararası uzmanlardan oluşan mahkeme heyeti davaları görmeye başladı. İlk gün, Munzur Nehri ve Amazonlardaki Maderia Nehri üzerindeki barajların duruşması yapıldı, davalı konumundaki resmi makamlardan katılım olmadı.

Özgür Gürbüz - Gazete Habertürk / 11 Mart 2009 *

David Barkin, daha önce 5 ayrı ülkede kurulan su mahkemelerinin amacını, gezegen ve insanlar için sivil toplumun soru sorma ve inceleme hakkını, bir insan hakkı olarak kabul edilmesini sağlamak olarak tanımlıyor. Barkin, İstanbul'da kurulan mahkemenin jüri heyetine başkan yardımcılığı yapıyor. Yale Üniversitesi'nde doktorasını yapmış bir profesör. Kendisiyle birlikte yedi kişiden oluşan jüriyle diğer 4 davayı da dinleyip kimin haklı olduğuna karar verecek. Jüri, dün görüşülen ilk celsede, Tuncelilerin Munzur Nehri üzerine yapılan sekiz barajla ilgili şikayetlerini dinledi, notlarını aldı. Uluslararası hukuk, çevre ve ekoloji,su hakkı, kültürel değerler, zorunlu göç gibi onlarca konu değerlendirme kapsamında.

"Söyleyecek bir şeyleri yok"
İlk gün duruşma salonu olarak düzenlenen İstanbul Tophane'deki eski Tütün deposu'nda görünmeyen davalılar arasında Başbakan Tayyip Erdoğan, Enerji balanı Hilmi Güler ve Çevre Bakanı Veysel Eroğlu da var. Eğer gelirlerse, davalılara da söz hakkı var. Resmi makamlardan temsilci olmamasını değerlendiren Jüri Heyeti'nin Başkanı Pelin Batu, diğer ülkelerde yapılan mahkemelerin birçoğunda da hükümetlerin olmadığını söyleyerek, bu durumun sürpriz olmadığını söyledi. Batu, "Burada olmamaları onlar için daha kötü. Bu hükümetin sorumluluk alamadığı ve kendisini savunma gereği duymadığını gösteriyor. Bu da söyleyecek bir şey olmadığının kanıtı" dedi.

Mahkeme ile forum arasında gidip gelen ilk duruşmada, Munzur Nehri üzerindeki barajlara karşı dava açan avukatlar Meral Hanbayat ile Öznur Bayol, neden şikayetçi olduklarını anlattılar. Politik ve akademik çevrelerden tanıkların dinlenmesinden sonra jüri, davacılara sorular sordular. Davacıların, bazı sorular karşısında oldukça zorlandığı görüldü. Duruşmadan sonra aralarında toplanan jüri heyeti, kararlarını 14 Mart'ta açıklayacak. Su Mahkemesi'nde Türkiye'den Yusufeli, Ilısu ile Brezilya ve Meksika'dan da birer dava konusu masaya yatırılacak.

***
Sanıklar
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, T.C. Başbakanlık, DSİ Genel Müdürlüğü, Çevre Ve Orman Bakanlığı, İsviçre Başbakanı Micheline Calmy-Rey, Avusturya Başbakanı / Werner Faymann.

Jüri
Pelin Batu- Oyuncu; Dilek Kurban- uluslararası hukuk uzmanı (TESEV); Emel Kurma- uluslararası hukuk uzmanı- (Helsinki Yurttaşlar Derneği); David Barkin- (Fransa) Meksika ve kalkınma uzmanı; Maurits Groen- (Hollanda) su uzmanı ve 1983 yılında Rotterdam'daki ilk su mahkemesinin düzenleyicilerinden; Silke Helfrich- (Almanya) su uzmanı ve 2006 yılında Mexico'da yapılan Su Mahkemesi'nin düzenleyicilerinden; Alexandro Comanho- (Brezilya) savcı.

* Kısaltılmamış hali