Dev güneş santraline Güney Kıbrıs vetosu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Dikmen bölgesinde, Avrupa Birliği (AB) fonlarıyla yapılacak 1 megavatlık güneş enerjisi santralinin ihalesi, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin itiraz sonucu iptal edildi. Rum Kesimi, santralin güneş panellerinin kendi limanlarından Kıbrıs’a girmesinin şart koşulmasını isteyince AB geri adım attı. Proje, Ortadoğu’nun en büyük güneş santrali olacaktı.

Özgür Gürbüz-Gazete Habertürk / 3 Mart 2009

Kuzey Kıbrıs’ta jeneratörlerle ayakta kalmaya çalışan esnafın dört gözle beklediği, Ortadoğu’nun en büyük güneş enerjisi santrali ihalesi iptal oldu. Güney Kıbrıs’taki Conergy firmasının temsilcisinin Avrupa Birliği’ne (AB) yaptığı itiraz sonucu ihale yapılamadı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Dikmen (Digomo) bölgesinde (Lefkoşa’nın kuzeyinde) yapılması öngörülen santral AB fonlarıyla yapılacaktı. Yunanistan, Türkiye ve hatta Güney Kıbrıs’tan firmaların katılmaya hazırlandığı ihale, ihale şartnamesinde kullanılacak malzemelerin, “yasal hava ve deniz limanlarından” yani Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nden geçeceğinin belirtilmemesi nedeniyle Brüksel’e takıldı. İhaleye itiraz eden Rumlar, ayrıca söz konusu santralin Dikmen bölgesinde, Rumlara ait taşınmazlar üzerine yapılacak olmasına da karşı çıktılar. Rum tarafı, mal sahiplerinden izin alınmadığını ve KKTC tarafının verilen iznin geçerli olmadığını öne sürüyor. Bu iki itiraz yüzünden sorun yaşayacağını anlayan ve projeye finansman sağlayan AB, çözümü 4,5 milyon avro değerindeki projeyi iptal etmekte buldu.

Vergi, stopaj geliri toplanamayabilir
Olayı kamuoyuna taşıyan Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ata Atun, sorunun temelinde 1 Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğe giren “Mali Yardım Tüzüğü”nün olduğunu söylüyor. Söz konusu tüzüğün, 1 Mayıs 2004’ten sonra Güney Kıbrıs’ın AB’ye üye olması ile bloke edildiğini, yaklaşık iki yıl sonra ise yürürlüğe konduğunu belirtiyor. AB taraftarlarının bunu olumlu bir gelişme olarak karşıladıklarını ancak kendisini aksini iddia ettiğini belirten Atun, “AB’nin Mali Yardım Tüzüğü, KKTC’yi tamamen kontrol altına alabilmek için hayata geçirildi” diyor. Atun, söz konusu düzenlemenin, güneş panellerinde olduğu gibi Avrupa’dan gelen tüm ithal ürünlerin Güney’den girmesi, tüm vergi ve harç işlemlerinin oradan yapılmasına neden olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda eski bir KKTC milletvekili olan Prof. Dr. Atun’a göre, Kuzey’de yatırım yapan AB şirketlerinin, KKTC Hükümeti tarafından istenecek olan kazanç vergisi ve stopaj gibi ödemeleri, “Mali Yardım Tüzüğü” sayesinde reddedeceklerini aksi takdirde KKTC’yi tanımış olacaklarını da sözlerine ekliyor. Atun amacın, 1974 öncesi Rumlara ait olan toprakların Kıbrıslı Türkler tarafından kullanılmasına mani olmak olduğunu öne sürüyor.

5 milyon avroluk proje
Uluslararası Conergy firmasının Türkiye Distribütörlüğünü yapan Norm Enerji’nin Şirket Müdürü Erkan Yenen ise iptal kararına oldukça tepkili. İtirazın Conergy şirketi adına yapılmadığını ve bireysel olduğunu belirten Yenen, Kıbrıs Rum Kesimi’ni olaya politik bakmakla suçluyor. Kuzey Kıbrıs’ta elektrik sıkıntısının had safhaya ulaştığını, jeneratörlerle elektrik üreten esnafın, Türkiye’ye oranla daha fazla elektrik parası ödediğini belirten Yenen, “Güneş enerjisi Kıbrıs’ta çok popüler. Yaklaşık 700 konutun elektrik ihtiyacını karşılayabilecek olması ve güneş enerjisinin şebekeye bağlı olmadan bağımsız çalışabilmesi projeyi daha da önemli kılıyordu” diyor. Conergy firmasının Yunanistan Ofisi Satış Müdürü Vasilis Kontis ise projenin hayata geçirilmemesinden üzüntü duyduğunu, politika ve ticaretin birbirine karıştırılmaması gerektiğini söylüyor.

Moda Oteli'ne ikinci dava

İstanbul 2. İdare Mahkemesi, Kadıköy’ün Moda semtinde inşası süren 250 odalı, 12 katlı otel inşaatının ruhsatının iptali ve yürütmenin durdurulmasını isteyen bölge halkının dava talebini kabul etti.

Özgür Gürbüz -Gazete Habertürk / 2 Mart 2009

İstanbul'un Kadıköy İlçesi'nde inşaatı süren Corner (Köşe) Otel'e karşı açılan ruhsatın iptali ve yürütmeyi durdurma davası mahkemece esastan görüşülecek. Moda sahilinde inşa edilen 250 yataklı, 50 metre yüksekliğindeki otel, hem bölgede oturanlar hem de Mimarlar Odası gibi sivil toplum örgütleri tarafından Kadıköy'ün siluetini bozmakla suçlanıyor. “Corner Otel” inşaatı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan imar değişikliğiyle, daha önceden ikisi konut alanı, birisi yol olan üç parselin birleştirilmesiyle oluşturulan 2 bin 632 metrekarelik alan üzerine yapılıyor. İmar değişikliğinde konut bölgesi olarak belirlenen parseller, Turizm ve Ticaret Bölgesi’ne çevrildi. Eski üç parselin, imar yüksekliği 18,50 metre (yaklaşık 6 kat) ve emsal değeri 2,07 olmasına rağmen, Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan imar değişikliğiyle imar yüksekliği 45 metreye, emsal değeri ise 21 bin 233 metrekareye çıkarıldı. Modalıların itiraz ettiği bu değişiklik, Kadıköy Belediyesi tarafından da onaylandı ve inşaat başladı. Dev Otele Hayır Platformu sözcüsü Kerem Ateş, Kadıköy Belediyesi’nin projeyi en azından bir yıl geciktirme şansı olduğunu ve bu şansı kullanmadığından şikayetçi.

“Tünelin ucunda ışık göründü”
Davanın kabulüyle inşaatla ilgili davaların sayısı ikiye çıktı. İstanbul Mimarlar Odası Anadolu Yakası Şubesi’nin açtığı ruhsat iptaliyle ilgili dava ise yaklaşık iki yıldır sürüyor. Oda’nın imar değişikliğine yaptığı itiraz ise, hukuk biriminin başvuruyu bir gün geç kalması nedeniyle kabul edilmemişti. Sivil toplum örgütlerinin dava talebinin kabul edilmesiyle inşaata izin veren imar değişikliğini ve inşaat ruhsatının ikisinin birden iptal edilmesi gündeme geldi. Ateş, bu kararı “Tünelin ucunda ışık göründü” sözleriyle yorumluyor. Ateş, “Bilirkişi sürecine bu kadar çabuk gelinmesi sevindirici. İnşaat çok hızlı ilerliyor, davanın hızlı yürümesi çok önemli. Corner Otel davası artık kamuoyuna mal olmuş bir dava” sözleriyle değerlendiriyor.

Açılış protesto edildi, elde kalan pastalar çocukları zehirledi

Kahramanmaraş’ın Narlı Beldesi’nde yaptırılan ilköğretim okulunun temel atma törenine protestolar yüzünden ilgi olmayınca, kalan kuru pasta ve meyve suları iki gün sonra çocuklara dağıtıldı. Gıda zehirlenmesi sonucu hastaneye kaldırılan 70’e yakın çocuk taburcu oldu.

Özgür Gürbüz / 28 Şubat 2009

Kahramanmaraş’ın Narlı Beldesi’nde Sanko Holding’e bağlı Çimko Çimento A.Ş., eski Narlı İlköğretim Okulu’nun yerine, “Çimko İlköğretimn Okulu” adında bir okul yaptırmaya başladı. Aynı firmanın bölgede iki büyük çimento fabrikası yapmasını protesto eden yerel halk, 25 Şubat tarihindeki açılışı protesto etti. Katılım az olunca elde kalan kuru pasta ve meyce suları 27 Şubat’ta Narlı İlköğretim Okulu’ndaki çocuklara dağıtıldı. Aynı gün rahatsızlanan 70’e yakın çocuk Pazarcık Devlet Hastanesi’nde tedavi edildi.

Narlı Ovası’nda yapımı süren iki büyük çimento fabrikasına karşı çıkan ve “Ovama ve Onuruma Dokunma Çevre Hareketi” adıyla fabrikalara karşı kampanya yapan yöre halkı, çimento fabrikasını yaptıran firmanın okul yaparak göz yapamaya çalıştığını öne sürüyor. “Eğitime değil çimentoya karşıyız” diyen Pazarcıklılar, bozuk yiyecekler konusunda yetkililerden bir açıklama beklediklerini söylüyor.

Allionoi ve Hasankeyf için tarihi karar

Danıştay 6. Dairesi, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, “Hasankeyf’i taşıyarak, Allianoi’yi de çamurla kaplayarak koruma” kararlarına dayanak olan maddeleri iptal etti. Danıştay aldığı son kararla sular altında kalacak tarihi Allianoi ve Hasankeyf için kurtulma umudu doğdu.

Özgür Gürbüz / 26 Şubat 2009

Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği son karar, Hasankeyf ve İzmir’in Bergama İlçesi sınırları içerisindeki tarihi Allianoi kentlerinin korunması için yıllardır mücadele veren çevreci ve arkeologları sevindirdi. Danıştay, aldığı kararla, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 717 sayılı Baraj Alanlarından Etkilenen Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunması ile ilgili ilke kararının 2. ve 3. maddelerini iptal etti. Bu kararlar, planlanan alanın dışında başka bir yerde yapılmasının mümkün olmadığının DSİ tarafından tespit edildiği baraj projelerinde, barajın yapılmasının zorunlu olduğu durumlarda, taşınmaz kültür varlıklarının geleceğini belirleme hakkını koruma kuruluna bırakıyordu. Bu karara dayanılarak Hasankeyf'in taşınması, Allianoi'nin de mille kaplanıp suya gömülmesi için koruma kurulu kararları alınmıştı.

Davayı açan Arkeologlar Derneği, Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, TMMOB Mimarlar Odası, İzmir Turist Rehberleri Odası, Çağdaş Hukukçular Derneği ile 74 Yurttaş adına yazılı bir açıklama yapan Avukat Arif Ali Cangı, iki bölge de yapılan çalışmaların hukuki dayanağının kalmadığını söyledi. Cangı, “ İptal edilen karara dayanılarak alınan Koruma Bölge Kurulu kararları hemen geri alınmalı, bu kararlar doğrultusunda başlatılan faaliyetler hemen durdurulmalıdır” dedi. 717 sayılı ilke kararının 1. maddesine göre baraj yapılması planlanan alanlarda, üniversitelerden ve bakanlık uzmanlarından oluşacak bir heyet tarafından mevcut ve olası taşınmaz kültür varlıklarının envanter çalışmasının yapılması gerekir diyen Cangı, son karardan sonra, “Söz konusu alanda taşınmaz kültür varlıklarının ve arkeolojik sit alanlarının bulunması halinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (D.S.İ.) tarafından planlanan alanın dışında baraj alanı olarak başka yerlerin planlamasının yapılması" ilkesinin geçerli olduğuna dikkat çekiyor. Davacı sivil toplum örgütleri, iki bölgede de durdurulan kazı çalışmalarının yeniden ve hemen başlatılmasını istiyor.