Marmaris’te maden durdu, çevreciler durmuyor

Özgür Gürbüz / 9 Mart 2008

Türkiye’nin çam balı üretiminin yüzde 80’ini yapan Marmaris’teki manganez madenine Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesi’nden geçici durdurma kararı çıktı. Ballarıyla ünlü Osmaniye Köyü’nde açılması düşünülen maden için, 800 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde yol açarak işe başlayan Neslişah Madencilik’in çalışmaları, bilirkişi raporu gelene kadar donduruldu. İdari mahkemenin bu kararı, köylülere ve madene karşı çıkan çevrecilere bir nefes aldırdı. Maden çalışmaları tamamen durmadan eylemlerine son vermeyeceklerini belirten çevreciler ise bugün saat 12’de, Marmaris’teki yeni Adliye Binası önünden Marmaris’in merkezine kadar büyük bir yürüyüş yapmaya hazırlanıyor.

Madenin izinleri mercek altında
Osmaniye Muhtarı Türköz Deveci’nin köy adına yaptığı şikayeti dikkate alan Sulh Hukuk Mahkemesi, ilk planda şirketin izinlerini ve yapılan yol açma çalışmalarının hukuka uygunluğunu inceleyecek. Neslişah Madencilik’ten gerekli belgeleri kendilerine ibraz etmesini isteyecek olan dört kişilik bilirkişi heyeti, hukuka aykırı bir durum yoksa madene çalışmalara devam izni verecek. Madene karşı çıkan çevrecilerin avukatlığını yapan Necmettin Yankol, Jeoloji, Orman, Ziraat ve bir de Kadastro mühendisinden oluşan heyet olur raporu verirse bu defa da idari mahkemeye iznin iptali için başvuracaklarını söylüyor.

Bilirkişi heyetinin pazartesi ya da salı günü raporunu açıklaması bekleniyor. Madene karşı çıkan sivil toplum örgütleri, çalışmaların başta arıcılık olmak üzere Turunç Belediyesi’nin de suyunu sağlayan kaynaklara, zeytinciliğe, turizme ve doğal güzelliklere zarar vereceğinden şikayetçi. Maden sahipleri ise gerekirse galeri usulü madencilik yaparak çevreye ve tarımsal faaliyetlere zarar vermeyeceklerini öne sürüyor.

Bal deposu orman maden tehdidinde

Marmaris'in dünyaca ünlü çam balının üretildiği yerde bir maden şirketi yol açmak için çamları kesmeye başladı. Köylü isyanda, sivil toplum örgütleri tepkili. Maden şirketi, "Birileri çevrecilik yaparak kafa karıştırıyor" diyor..

Özgür GÜRBÜZ
Sabah / 5 Mart 2008*

Dünya çam balı üretiminin yüzde 92’si Türkiye’den, Türkiye’deki üretimin yüzde 80’i de Marmaris’ten sağlanıyor. Marmaris’in dünyaca meşhur çam balının sırrı ise halk arasında ‘Basra’ olarak anılan böceğin çıkardığı tatlı sıvıda yatıyor. Marmarisli çevreciler, Turunç Belediyesi’ne bağlı Osmaniye köyünde manganez çıkarmak için açılan madenin hem balı hem turizmi hem de bu mucizevi böcekleri tehdit edeceğini öne sürüyor. 9 Mart Pazar günü büyük bir yürüyüşle madeni protesto etmeye hazırlanan Marmarisli sivil toplum örgütleri çalışmaların biran önce durdurulmasını istiyor.

Su kaynağına 200 metre
Marmaris Çevre Gönüllüleri ve Kent Konseyi Çevre Grubu Başkanı Filiz Ertan, Neslişah Madencilik adlı şirketin daha önce de İçmeler’de bir maden açma girişimi olduğunu, orada sonuç alamayınca Osmaniye’de çalışmalara başladıklarını belirtiyor. Köye 30 metre uzakta yer alan maden sahasının köyün ve Turunç Belediyesi’nin içme suyu kaynağına da 200 metre uzaklıkta olduğunu belirten Ertan, “Burası sık çam ormanlarıyla örülü bir yer. Köyde 180 hanede 550 kişi yaşıyor ve herkes balcılıkla geçiniyor. En küçük toz zerresi bile çam balının sırrı olan Basra böceklerine zarar verebilir” şeklinde şikayetini dile getiriyor. Marmaris’in önemli bir turizm bölgesi olduğunun altını çizen Ertan, birkaç gün önce şikayet dilekçelerini Muğla İl Özel İdaresi’ne gönderdiklerini belirtiyor.

“İnsanlık yönünden hiçbir şey yok”
Madenden tek şikayetçi olan Marmarisliler değil. Osmaniye Köyü Muhtarı Türköz Deveci de muhtarlık olarak yargı yoluna başvurduklarını belirtiyor. Deveci şikayetini, “Köyümüze sadece bu bölgeden değil, Bingöl’den bile arıcı geliyor. Köyün yüzde 95’i arıcılıkla geçiniyor.Köyde çoğunluk madene karşı. Biz her görüşe açıktık ama gelip bir merhaba bile demediler. Yol açıyorlar, ruhsatımız var deyip gidiyorlar. İnsanlık yönünden hiçbir şey yok” şeklinde dile getiriyor. Deveci, Osmaniye köyünde yılda 55 bin teneke (bir teneke 25-28 kilogram) bal üretildiğini ve geçen yıl yaşanan kuraklık yüzünden teneke fiyatının 230 YTL’ye kadar çıktığını da sözlerine ekliyor.

Manganez madeni için işletme ruhsatını da aldıklarını belirten Neslişah Madencilik adlı şirketin sahiplerinden Mehmet Bekmez ise çevreye en az zararı veren bir maden işleteceklerini söylüyor. Orman yol ücretlerini ödediklerini ve çevrecilerin iddia ettikleri gibi 200 ağacın kesilmiş olmasının mümkün olmadığını belirten Bekmez, “Madenin yapılacağı yerde kesilecek ağaç sayısı 7-8’i geçmez. Orası kayalık bir bölge. Yapacağımız yol yangın şeridi vazifesi de görecek. O bölgede yangın çıkacak olsa kimsenin müdahale şansı yok” diyor. Madene ulaşacak yol yapım çalışmalarına başladıklarını belirten Bekmez yolun toplam uzunluğunun 800 ve genişliğinin de 5 metre olacağını belirtiyor. Daha sonra sondaj çalışmaları ve rezerv tespiti yapılacak. Bekmez, şu aşamada rezervi tahmin etmenin zor olduğunu söylese de ortalama olarak bin tondan bahsediyor. Manganezin yurt dışındaki alıcısı tonuna 600 dolar ödüyor. “Elde edeceğimiz gelirin yüzde 60’ı vergi olarak geri dönecek” diyen Bekmez, yaklaşık 30 kişinin iki vardiya olarak çalışacağını ve madenin 5 ila 10 yıl açık kalması gerektiğini belirtiyor. Bekmez, itirazların aksine, köylüler ve arıcılarla yaptıkları görüşmelerin olumlu geçtiğini ve birilerinin çevrecilik yapıyoruz diyerek insanların kafalarını karıştırdığını öne sürüyor.

-Çam Balının Önemi-
Halk arasında çam balı olarak bilinen Basra balı; Basra denilen böceğin çıkardığı tatlı sıvının arılar tarafından toplanması sonucu oluşuyor. Basra böceği özellikle Muğla bölgesindeki Kızılçamlarda bulunuyor. Doktorlar akciğer, karaciğer hastalıkları ve sarılıktan korunmak için çam balı öneriyor. Nefes açıcı bir etkiye sahip olan çam balı hazım ve uyku sorunlarına da merhem olabiliyor. Dünya çam balı üretiminin yüzde 92’si Türkiye’de yapılıyor ve bu üretimin yüzde 80’e yakını Muğla’nın Basra böceği bulunduran 250’ye yakın köyünde gerçekleştiriliyor.

*orjinali

Tuzla'da bu kez işçiler kazandı

Özgür Gürbüz - Sabah / 2 Mart 2008*

Tuzla tersanelerinde ölümlere neden olan çalışma koşullarını protesto eden işçilerin eylemi sonuç verdi. Gemak Tersanesi’nde yaklaşık 300 işçi önceki gün işe yarım saat geç başlayarak çalışma saatlerinin günde 7 buçuk saati geçmemesi için eylem yapmıştı. Eyleme katılan ve Gemak’la iş yapan Birlik Gemi (Birlik Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.) adlı taşeron şirketinde 2 buçuk aydır çalışan Yakup Ekin’de aynı gün işten atılmıştı. Dün geç saatlerde Gemak Tersanesi yetkilileriyle görüşen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Limter-İş sendikası temsilcileri, iş saatlerinin sabah 08.30, akşam 17.00 olması talebini tersane yönetimine kabul ettirmeyi başardı. İşten çıkarılan Yakup Ekin adlı işçi de yeniden işe geri alındı. Limter-İŞ Sendikası Genel Sekreteri Kanber Saygılı, Çalışma Bakanlığına bağlı iş müfettişlerinin teftişi sırasında tersane yetkilileri ve taşeron firmalar tarafından işçilere imzalatılan 08.30–17.00 çalışma saatlerine uyulması amacıyla bu eylemi başlatmışlardı.

İşçiler konsey kurulsun istiyor
Geçtiğimiz perşembe günü bir araya gelen DİSK ve Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) yetkilileri bu hafta içerisinde tekrar bir araya gelecek. Bir buçuk saatlik uzun bir toplantı yapan heyetler karşılıklı görüş alışverişinde bulunmuş, DİSK işverenlere, işçilerin 5 maddeden oluşan önerilerini sunmuştu. İşçilerin önerdikleri 5 madde şöyle:

* Tuzla tersanelerinde; işçi, işveren temsilcilerinin, TMMOB ve TTB’nin yer aldığı, eşit haklara sahip “Tuzla Tersaneler Bölgesi İş Konseyi” (İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve İş Güvencesi İzleme Kurulu) oluşturulmalı.

* Bu konseyin işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik düzenlemelerinin yaşama geçirilmesinde, eğitimlerinin düzenli olarak yapılması ve denetlenmesinde yetkili kılınması

* İşçilerin taşerona ait olsun ya da olmasın uluslararası sözleşmelerin belirlediği norm ve standartlarda çalışmalarını sağlanmasından yine Konsey yükümlü olmalı.

* Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı.

* Günlük çalışma saati 7 buçuk saat olarak acilen hayata geçirilmeli, sigortalar alınan ücret üzerinden ödenmeli, yemek kalitesi ve giyinme odalarının durumu iyileştirilmeli. Saat 10 ve 15’te olmak üzere iki çay molası uygulanmalı.

*haberin orjinali

Tersane işçileri geç işbaşı yaptı

Özgür Gürbüz - Sabah / 1 Mart 2008*

Tuzla tersanelerinde ölümlere neden olan çalışma koşullarını protesto eden işçilerin grevi Çarşamba günü 11’de sona erdi. DİSK’e bağlı Limter-İş sendikası dün yaptığı yazılı açıklamada önceki gün yaptıkları greve katılan bir işçinin işten çıkarıldığını açıkladı. Sendika yetkilileri, Gemak tersanesine bağlı Birlik Gemi (Birlik Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.) adlı taşeron firmasında iki buçuk aydır çalışan Yakup Ekin’in, iki günlük Greve katıldığı için düm işten atıldığını belirtti. Sendika, Ekin’e, ‘Bütün haklarımı aldım’ ibranamesini imzalamadığı için “Alnına terörist damgası vurup memleketine gönderirim” tehdidinde bulunulduğunu da öne sürüyor.

Dün oldukça hareketli saatler yaşanan Tuzla’da Limter-İş üyesi ve taşeron işçilerden oluşan bir grup, dün de GEMAK Tersanesi’nde uzun çalışma sürelerini protesto etmek için eylem yaptı. İşçiler işe saat 8 yerine 8 buçukta başladı. Sendika Genel Sekreteri Kanber Saygılı ve Genel Başkan vekili Hakkı Demiral, “Bakanlığa bağlı iş müfettişlerinin teftişi sırasında tersane yetkilileri ve taşeron firmalar tarafından işçilere imzalatılan 08.30–17.00 çalışma saatlerine uyulmadığı, dolayısıyla tersane ve tersaneye bağlı taşeronların yasa dışı davrandıklarını” söyledi. Sendika, işçilerin saat 18’e kadar çalışmaya zorlandıklarından şikayet etti ve yasaya uyulmazsa bugün Gemak Tersanesi önünde eylem yapacaklarını belirtti.

“Herşeyi sordular”
Öte yandan TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyeleri dün Tuzla’ya giderek tarafları dinledi. Komisyon üyeleriyle bir buçuk saat uzunluğunda bir toplantı yapan ve kendisine zor sorular yöneltildiğini belirten Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bayrak, toplantının çok olumlu geçtiğini söyledi. SABAH’ın sorularını yanıtlayan Bayrak, “Komisyon iyi çalışıyor. Ülkede insanların haklarını koruyan bir komisyon var. İnsanlarımız korkmasın. Bana kazaların nedenlerinin insan hakları ihlalleri (tedbirsizlik, dikkatli olmamak) olup olmadığını sordular. Yanıt verebildiğim kadarını yanıtladım. Tersane sahipleriyle ilgili soruları onlara yöneltmeleri gerektiğini belirttim” dedi. “Her şeyi sordular” diyen Bayrak, “Süratle tedbirler alınacak, eksikler giderilecek ama kazaları sıfırlamak mümkün değil” açıklamasını yaptı. Toplantı sırasında duygulandığını da belirten Bayrak, DİSK yöneticileri tarafından önceki gün GİSBİR’e iletilen öneri paketinin ise henüz kendisine ulaşmadığını belirtti. Bayrak, DİSK’e bağlı Limter-İş’i değil bakanlıkla bir hafta önce yaptıkları protokolü esas aldıklarını söylüyor. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ise bu yanıta şaşırdığını belirterek, GİSBİR Yönetim Kurulu Başkan Vekili Kenan Torlak’la yapılan bir buçuk saatlik görüşme sonucunda önerilerin olumlu karşılandığını ve bir hafta sonra tekrar bir araya gelmek üzere ayrıldıklarını söylüyor.

*orjinal hali