F-16 savaş uçağı bir saate 3 bin 24 litre yakıt tüketiyor. Çoğu zaman uçaklar gibi jet yakıtıyla çalıştırılan M1 Abrams tankı da hareket halindeyken bir saatte 230 litre yakıt tüketiyor. Bu tankın yakıt kapasitesi 1885 litre. Rakamları, askeri enerji harcamaları konularında detaylı araştırmalar yapmış Dr. Sohbet Karbuz’dan aldım. M1 Abrams tankı da F-16’lar gibi Ortadoğu’nun yabancısı değil. Körfez Savaşı’nda, Irak’ın işgalinde bu savaş makineleri kullanıldı.
Jet yakıtıyla bizim kullandığımız araçlardaki yakıtlar
aynı değil ama fikir vermesi açısından bir karşılaştırma yapalım. İstanbul’da
öğrenci ve çalışanları taşıyan 20 bin servis aracı var. Bu araçlar 100
kilometrede 9 litre civarında yakıt tüketiyor. Her birinin günde 50 km
yaptığını varsaysak, araç başına 4,5 litre düşer. 20 bin servis aracının
İstanbul’daki günlük yakıt tüketimi de 90 bin litreyi buluyor.
İKİ SAATTE 10 GÜNLÜK YAKIT
Diyelim ki Türkiye Başbakan Erdoğan’ın hırsına kurban
gitti ve Suriye’ye saldırdı. Türkiye’nin elinde 240 adet F-16 uçağı var.
Bunların yarısının sadece bir kez Suriye’ye saldırdığını ve 2 saat havada
kaldığını düşünelim. Her biri 6 bin 48
litre yakıt tüketecek. 120 ile çarparsak bu iki saatlik macera sonucunda
harcanan yakıt 725 bin litreyi
geçiyor. Birkaç tankın da bırakın Suriye’ye girmeyi, iki saatliğine kontak
çevirip, sınıra doğru harekete geçtiğini düşünün. İki saatte harcayacağımız
yakıt miktarı toplamda rahatlıkla 900
bin litreyi bulur. İstanbul’da çalışanları, öğrencileri 10 gün okula, işe
götürüp getirmek için harcayacağınız enerjiyi iki saatte harcarsınız.
Dünyada ordular olmasaydı belki bugün küresel iklim
değişikliğinden bile bahsetmeyecektik. ABD enerji tüketiminin yüzde 1’inden tek
başına Savunma Bakanlığı sorumlu. Karbuz’un makalelerinde dikkat çektiği gibi
bu rakam az değil. 160 milyonluk Nijerya bu kadar enerji tüketmiyor. 2012
yılında ABD Savunma Bakanlığı’nın atmosfere bıraktığı karbondioksit miktarı 70
milyon ton. Amerikan ordusunun küresel iklim değişikliğine katkısı da
Nijerya’dan fazla. Amerikan ordusunu bir ülke kabul etseydik, dünyanın en çok
petrol tüketen ülkeler sıralamasında 36. sırayı onlar alacaktı. 2006’da
harcadıkları elektrik miktarı 30 milyar kilovatsaat. Türkiye’nin bu yılın ilk
altı ayında tüm barajlarından ürettiği elektrik miktarına eş.
Bir savaşın ne kadar korkunç olduğunu elbette enerji
sarfiyatından anlayacak değiliz. Hatırlatmak istediğim nokta bu savaş
makinalarının barış günlerinde bile tatbikat, devriye uçuşu gibi nedenlerle
çalıştırıldığı gerçeği. Üretimlerinde de ciddi miktarda hammadde ve enerji
harcandığını unutmayın. Bir derenin üzerine kurulan HES’in onlarca cana mal
olduğunu biliyoruz. Orada üretilen enerjinin ise bu makinelerce birkaç dakika
içinde tüketildiğini hep hatırlamalıyız. Hem de can almak için. İşte bu yüzden,
savaş karşıtlığı bir çevreci ya da yeşil için olmazsa olmaz bir koşuldur. Dünyadaki
en köklü çevre hareketlerinin temelinde savaş karşıtlığı vardır çünkü
savaşların getirdiği ekolojik yıkım başka felaketlerle mukayese bile edilemez. Greenpeace’in
doğuşu ABD ve Fransa'nın nükleer denemelerine karşı çıkmasıyladır. Nükleer karşıtı hareket nükleer silahlara
hayır demese bu kadar yol kat edemezdi. Fidan
dikerek değil, savaşa karşı çıkarak çevreci olunur. Derelere balık
bırakarak değil, balıkların ve insanların üzerine bomba bırakmayarak ‘çevrecinin daniskası’ olabilirsiniz.
1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun!