3130 kaskını
Mustafa Candemir’in yüzüne fırlattı.
7229 copunu
rastgele salladı.
3130 kaskını
yerden alıp Candemir’in yüzüne vurdu.
3130
Candemir’in burnunu kırdı.
3501 istemeye
istemeye 3130 hakkında soruşturma
başlattı.
İzmirliler o kask numarasını not aldı.
3469 o sırada
Pangaltı’daki göstericilere tazyikli su sıktı. Bir genç kadını duvara
yapıştırdı.
4326 ve 7688 lise çağındaki iki gence
coplarıyla vurdu.
3415 biraz
geride kaldı, çocukları dövmeye eli gitmiyordu.
6602 elindeki
gaz bombası tüfeğini küçük bir çocuğa verdi. Kim bilir kimi vurmuştu o tüfek?
0642
Kızılay’daki gazdan etkilendi, bankanın köşesinde elini duvara dayadı.
0682 o güz
izinliydi. On yaşındaki kızının yanında olayları televizyondan izliyordu. Kızı,
babasının üniformasını giyen amcaların sokakta dövdükleri insanlara bakıyordu.
5216 gaz
bombalarını 20 saniye aralıkla atıyordu. Yüzü kanlı gencin görüntüsü
aklındaydı.
2416 eve
döndüğünde kusmaya başladı.
0001 Berkin’in
ailesine başsağlığı dilemeye çalıştı, kelimeler ağzından çıkmıyordu.
0007 internete
düşen ses kayıtlarının telaşındaydı.
0005, 0006, 0008
ve 0010 da yolsuzluk iddialarıyla dolu fezlekelerinin derdindeydi.
0002 “Emri ben
verdim, polislerim destan yazıyor” demişti. Yetmedi, halkı birbirine düşürmeye
çalıştı. 14 yaşında komaya giren Berkin’e terörist dedi.
Millet o kask numarasını da not aldı.
Referandumda yapılmak istenenin vesayeti sonlandırmak
değil bir polis devleti kurmak olduğunu defalarca yazıp söylemiştik. İşte size
polis devleti! Her yer polis herkes polis.
***
Mezarındaki
karanfilden korkuyorlar Berkinim,
kokusu şehre
yayılır diye.
Mezarındaki
misketlerden korkuyorlar Elvanım,
belki bir gün
oynarsın diye.
***
Burak Can Karamanoğlu Okmeydanı’nda bir silahtan çıkan
kurşunla can verdi. Kadıköy metrosunda demokratik hakkını kullananlara hakaret
edip tehdit edenlerin elinde silah vardı. Ruhsatsız silah taşımak suçundan
haklarında soruşturma başlatıldı. Göstericileri tehdit eden S.R., kurusıkı
tabancasını o sabah almış…
Umut Vakfı, Türkiye’de her gün 13 kişinin bireysel
silahlar sonucu öldüğünü söylüyor. Sivillerin elindeki silah sayısının 15
milyon civarında olduğu sanılıyor. Sanılıyor çünkü bu silahların çoğu
ruhsatsız; aynı Kadıköy’deki saldırganın elindeki gibi. Siyasi ortamın bu kadar
gergin olduğu, trafikteki tartışmaların cinayetle sonlandığı bir ülkede
bireysel silahlanmaya ‘yeşil ışık’ yakılmasını anlamak mümkün değil. Öldürülen kadınların,
düğün ve maçlarda “kazara” vurulan canların bu silah serbestisinin kurbanı
olduğunu görmüyor musunuz? Bir yasayla ve ağır cezalarla bireysel silahlanmanın
önüne geçilebilir. 1 milyar 400 milyon nüfuslu Çin bunu yapıyorsa, İngiltere
yapıyorsa biz neden yapamıyoruz? Bu işte kimin çıkarı var? Bazı milletvekillerinin
bile silahı var. Meclis açıldığında ilk işiniz bu olsun, yasayı çıkarın hemen
ardından da ilk siz silahlarınızı bırakın. Herkese örnek olun yoksa ufukta daha
kötü günler var. Beklediğiniz her günün onlarca insanın hayatına mâl olduğunu
unutmayın.
Not: 3130 dışındaki kask numaraları gerçek hayattan
örneklendirilmemiştir.